Paylaş
Henüz çok erken yaşlarda gelişen öz güven, çocuğun kendisi ve dünya hakkındaki ilk fikirleri üzerine gelişecektir. Bu nedenle çocuğun öz güven geliştirme hocaları öncelikle anne babalarıdır.
Peki, siz çocuğunuzun öz güvenini ne kadar destekliyorsunuz? Hadi birkaç minik soruyla kendinize bir göz atın.
1- Çocuğum büyürken…
a- Kendi görevlerini kendisinin yapmasını sağladım.
b- Onu ben yedirdim, ayakkabılarını giydirdim (hala giydiriyorum).
2- Çocuğum evimizde oynarken…
a- Kirlenmek-kirletmek, dökmek serbesttir.
b- Bazı odalar kilitlidir, sulu boya, oyun hamuru yasaktır.
3- Çocuğum oyun parkında yükseğe çıktığında…
a- Bu tür yeni ve cesaretlendirici deneyimlerden keyif alırım.
b- Karnıma yumruk yemiş gibi gerilirim.
4- Çocuğum heyecanla bir şeyler anlatmaya ya da sormaya çalıştığında…
a- Tüm dikkatimle dinler, sabırla yanıtlarım.
b- Dinliyormuş gibi yapsam da dikkatim genellikle onun üzerinde kalmaz.
5- Çocuğum bir hata ya da sakarlık yaptığında…
a- Sakin kalırım. Hatalara yer vermesini ve hatalarından öğrenmesini isterim.
b- Tepkim sert olur. Sıklıkla onu suçlayan ya da eleştiren bir tavra girerim.
Değerlendirme
A’lar çoğunlukta ise, çocuğunun yeni deneyimlerini ve öğrenme güdüsünü destekleyen, yaşam alanını sınırlandırmayan, hatalara yer açan, sorumluluk veren bir ebeveyn tutumu,
B’ler çoğunlukta ise, tüm iyi niyetiyle de olsa; çocuğunun cesur deneyimlerini engelleyen, mükemmeli isterken hataları geri plana atan, onu fazla koruyan bir tutumu görüyoruz diyebiliriz.
Araştırmalar Türk ebeveynlerin, çocuklarının öncelikli olarak öz güvenli olmalarını arzuladıklarını, ancak istenene uymayan bir korumacı-müdahaleci ebeveyn tutumunu da sergilemeye devam edebildiklerini gösteriyor.
Öte yandan, anlam kaymasına uğrayan “Öz güven” kavramı giderek agresif, dominant, aşırı lider özelliklere sahip, benmerkezci bir konuma yerleşmeye doğru gidiyor. Bu noktada öz güveni, bireyin her koşulda kendine duyduğu değeri koruyabilen, kendini tanıyan, sosyal, kendine ve insanlara değer veren, hatalarının, eksikliklerinin farkında, sürekli gelişen bir birey olmasını sağladığını unutmamak gerekir.
Böylece sadece kendini savunmak, isteklerini yaptırmak, gruba liderlik yapmak, sözünü sakınmamak gibi altında yetersizlik görülebilecek durumları yüceltmemiş oluruz.
1. Onlara örnek olun: Sizin de hatalar yapabildiğinizi, kendinizi olduğunuz gibi kabul ettiğinizi ama bir yandan da gelişmeye devam ettiğinizi gösterin.
2. Ondan özür dilemekten çekinmeyin: Böylece ona ne kadar değer verdiğinizi ve hataların nasıl düzeltilmesi gerektiğini belli edin.
3. Gelişmesine izin verin: Odasını toplamasına, para ödemesine, çantasını hazırlamasına, yemek yapmasına, ayakkabı bağlamasına fırsat verin ve bu görevleri onun yerine siz yapmayın.
4. Cesaret verici deneyimlere yönlendirin: Belli bir yaştan sonra asansöre tek binmesine, poşetleri taşımasına, otobüse binmesine, ağaca çıkmasına izin ve fırsat verin.
5. “Sen de ona vur” demeyin: “Biri sana vurursa sen de ona vur” demek yerine, önce uyarmayı, uzaklaştırmayı, yardım istemeyi; eğer buna fırsatı yoksa kendini korumayı öğretmek çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir. Biri sana vurursa sen de vur dendiğinde çocuk, saldırganlığın mubah olduğu sonucuna varacaktır.
6. Mükemmeliyetçi olmayın: Çocuğun saçmalamasına, hata yapmasına, kirlenmesine, meraklarına, kaygılarına, yaramazlıklarına karşı eleştirel ya da yıkıcı olmayın. Hatalarını dahi öğrenmeye amaç olarak kullanın. “Yine çok sakarsın” demek yerine, “Bir dahaki sefere daha dikkatli tutabilirsin” gibi vurgular yapın.
7. Onu narsist (kendini aşırı beğenen kişi) yapmayın: “Benim oğlum sınıfın en akıllısı, benim kızım harika resim yapar, kaç tane madalya aldı herkesi geçti, yok böyle bir çocuk” mesajlarına aşırı maruz kalan çocuklar, “Mükemmellik ve birincilik benim işim, bu çizgiden kayarsam felaketim olur” mesajını çıkarabilirler. Böylece içi boş ya da yetersizlik korkularıyla dolu bir mükemmel görünümün peşinden gidebilirler.
8. Sanat ve sporu yaşamına sokun: Yenmenin, yenilmenin bir arada gitmesi nedeniyle spor, kişinin kendi spontanlığını ortaya koymaktan çekinmemesi nedeniyle de sanat; her yaştan bireyin öz güvenini destekleyecektir.
9. Onu tanıyın ve dinleyin: Hızla büyüyen çocuğunuzun gözlerine bakmayı, onu dinlemeyi, değişen çevresi ve ilgilerini takip etmeyi ihmal etmeyin.
Yaptığı her şeyi önce kendisi için yaptığını, akademik başarının yaşam başarısından sonra geldiğini unutmayın ve ona öğretin.
Uzman Klinik Psikolog
Göksu Telmaç
Paylaş