Paylaş
Çok ürkütücü bir konu olmakla birlikte maalesef çocuk istismarı ülkemizin devam eden sorunlarından biridir.
Araştırmalar, pek çok vakanın bildirilmediğini gösteriyor. Aileler çocuklarının tacize maruz kaldığını öğrenemeyebiliyor, öğrense de gerekli hukuki ve psikolojik desteği almadan devam edebiliyor. Destek ve tedavi alınmadan bu ağır yükün altında kalan çocuk travmatik bir yaşantıya giriyor. Yetişkinlikte dahi aşılamayan ruhsal problemlere neden olabiliyor.
Tacizci sıklıkla aile yakınları oluyor!
Taciz vakalarının pek çoğunda tacizci, ailenin yakın bir akrabası, dostu, tanıdığı olabiliyor. Çocuğun bir şekilde güven duyduğu ve yalnız kalabildiği bu kişi tarafından gördüğü taciz ve korkutma, çocuğun aileye söylemesini engelliyor. Tacize uğrama süreci de bu kısır döngünün içinde kalabiliyor.
Çocuklar bu olayı nasıl dile getirir?
Bazı çocuklar olayı direkt anlatarak aileye açıklarlar. Bunun bir oyun, şaka olduğunu söyleyen tacizciye inanıp bu oyunu aileyle paylaşırlar ya da aynı davranışları bir oyun sanıp etrafa uygularlar. Daha travmatik vakalarda korkutulan çocuk başına gelenin bir oyun olmadığını bilir ama kimseyle paylaşamaz. Bu durumda çocuğun psikolojisinde ani değişimler görülür. Uyku bozuklukları, tuvalet kaçırma, aşırı huzursuzluk, korku atakları, nedensiz ani ağlamalar ve buna benzer ani değişimler anne baba tarafından takip edilmelidir. Bu belirtiler başka bir sorunun habercisi de olabilir ancak yine de bir psikolog desteği alınmalıdır.
Ailelerin verdiği tepkilerÇocuğun söylediği dikkate alınmalı
Eğer çocuk bir şekilde korkmadan aileye bunu söylemişse bu durum asla hayal ürünü şeklinde düşünülmemelidir. Çocuğun verdiği sinyaller ve söyledikleri ciddiyetle ele alınmalıdır. Ailenin dengesi dağılır, baba kızar, etraf duyar diye düşünülerek binlerce vaka gizli kalıp normalize edilmektedir. Bu yaşadığı şey karşısında korunmayan çocuk hem ebeveynlerine hem de hayata güvenemeyecektir.
Çocukları korumak için yapılması gerekenler
Paylaş