Paylaş
Bir insanın psikolojik olarak sahip olduğu en iyi savunma mekanizması, bir gün öleceği gerçeğini unutarak yeni güne başlayabilmesidir.
Ölüm düşüncesi ve kaygısı sağlıklı bir bireyin her an düşündüğü bir durum değildir. Çünkü bizi hayatta tutan devamlılık güdüsüdür.
Çocukların ölüm kavramıyla tanışması da, soyut kavramlara ilgi duydukları 4 yaş ve sonrasına denk gelir. Her çocukta farklı olmakla birlikte özellikle 6 yaşın devamında ölüm, doğum, Tanrı gibi kavramları irdelerler.
Arkadaşlarından, haberlerden, büyüklerin konuşmalarından birinin öldüğünü duyduklarında akıllarına gelen ilk soru ise: “Annem babam da ölecek mi?” olabilmektedir.
Bu soruyla anne babalarını hazırlıksız yakalayan miniklere verilecek cevaplar çok önemlidir.
Yaşına uygun,
Korkutmaktan ve geçiştirmekten uzak,
Gerçekçi ama dozunda cevaplar çok önemlidir.
Bu soru karşısında çok sık verilen acele cevap:
“Tabii çocuğum, bir gün hepimiz öleceğiz.” olduğunda çocuk o bir günün her an gelebileceğini anlayıp yoğun kaygı yaşayabilir.
Çocuklar her şeyi majif yani abartılı düşünürler. Yataklarının altında canavar olabileceğini, yedinci kata hırsızın tırmanabileceğini düşünürler ve buna inanırlar.
Bir gün herkes ölecek, ne zaman olacağını bilemeyiz, hayatta her şey var vb cevaplar aldığında çocuk bunu da majör bir kaygı haline getirir. Artık her an herkesin her şekilde ölebileceğini düşünebilir. Özellikle kaygıya yatkın bir çocuksa.
Daha uygun cevap nasıl olabilir?
Çocuk ölümü değil anne babasız kalma ihtimalini sorguladığı için temelde onun bu korkusu ele alınmalıdır.
Benim danışanlarıma önerim ve çok işe yarayan bir kalıptan örnek vermek isterim.
“Canım kızım/oğlum, sen büyüyorsun ve yeni şeyler merak ediyorsun bu çok güzel. Ama bu bilgilerden sakın korkma. Bak şu anda yanyanayız ve birlikteyiz. Sağlıklıyız ve çok mutlu yaşıyoruz. Evet insanlar ölürler ama şu anda bunu düşünüp korkmak yerine gel seninle güzel bir hayal kuralım. Sen kocaman bir dede/anneanne olmuşsun ve biz her sabah birlikte spor ayakkabılarımızı giyip yürüyüşe çıkıyoruz. Dönüşte de marketten ne alsak acaba?...” şeklinde yanında olduğunuzu ve birlikte keyifli uzun bir hayat yaşayacağınızı hissettirmeniz onun kaygılarını dindirebilir.
Çocukların sorularına sordukları kadar cevap vermek de çok önemlidir. Ölümü anlatmaya çalışırken ölümden sonraki inançları ya da genç-yaşlı ölümlerini anlatmak çocuğa 10-12 yaşlarına kadar fazla gelecektir.
Karşılaşılabilen bir başka durumda ise:
Arkadaşımın annesi hastalanıp ölmüş. Ya sen de ölürsen?
Evet bazı hastalıklar vardır, bizim geçirdiğimiz grip nezle gibi olmayan ağır hastalıklar. Arkadaşının annesi buna yakalanmış olabilir ama merak etme ben sağlığıma çok dikkat ediyorum ve böyle ağır bir hastalığım yok. Hadi gel şimdi senle bir kek yapalım olur mu? Şeklinde cevap vererek sağlıklılık ve yanında olduğunuza güven duymasına odaklanabilirsiniz.
Çocuğunuzun kaygılarını dindirmekte ve yanıtlamakta zorlanıyorsanız bir uzman desteği alabilirsiniz.
Hepimiz çocuklarımızla ve sevdiklerimizle mutlu ve uzun bir hayat yaşamayı dileriz. Buna inanmak isteriz. Bu inançla hedefler oluşturur zorlukların üstesinden geliriz.
Çocuğunuza güven vermek ona yalan söylemek olmamalıdır. Allah korusun bir gün ona anlattığınız hikayeden farklı olarak hayata erken gözlerinizi kaparsanız; anlattığınız o sabah yürüyüşü hikayesine neden uymadığınızı sorgulamak yerine; sizi kaybetmenin acısını derinden yaşayacaktır.
Paylaş