Paylaş
Hepimizin bildiği gibi doğum yıllardır normal bir konu ve bir eylemdir, bebeğin annesinin rahminden dış dünyaya çıkışıdır.
Mümkün olduğunca doğumun öncesinde ruhumuzu bu normalliğe alıştırmalıyız. En çok neyi düşünür, duyar, okur, hayal edersek kısacası yoğunlaşırsak onu yaşarız. Bedenimiz ve ruhumuz tanıdığı kalıpları çevresine toplar ve çeker. Doğum gibi doğal ve güzel bir olayı da kendi güzelliği ve doğal haliyle düşünürsek onu da en rahat ve akışkan haliyle kendimize çeker ve yaşarız.
Aslında doğum, gebelikten daha önce kendimize verdiğimiz değeri belirtir. Kendimize değer veriyorsak önce ruhumuza doğuma hazırlamalıyız, ruhumuzu sonra bedenimizi... Doğum yapmak, en büyük olumlu enerjilerden biridir. Ruhun gücünü gördüğü, içerisinde ve içinde ne kadar büyük gayretleri bir sona ulaştırabildiğinin kanıtıdır.
Doğumun en önemli özelliklerinden biri de ona verdiğimiz önem, çaba ve değeri bilmesi ile bize kendini bir çok belirti ile anlatmasıdır. Doğum, içimizdeki bir canlıyı hayata kazandırmak olduğu kadar kendisi de bir canlılık gösterir. Bu sebeple bebeğin de anneyi ruhen yeniden canlandırması dediğimiz bir ilişki de içerir. Doğumu bu bakış açısıyla en kolay hali ile desteklenmesi için yapabileceğimiz şeyler vardır. Güzel doğum öykülerine yönelmeliyiz, olumlu düşünen, olumlu bakan insanlara, insan gruplarına, çevrelere, müziklere odaklanmalıyız. Televizyon ve sosyal medyadan uzaklaşmaya, eğer bunu yapmak olanaklı ise en düşük seviyelere çekmenin yolunu bulmalıyız. Nasıl beslenmemiz ve nasıl egzersiz yapacağımızı öğrenmemiz gerekir.
Doğum normaldir zaten, normal doğum deyimi aslında sezaryenle ilgili bazı konulardan gelmektedir. Bebek rahimde büyür, ruhunu ve bedenini gerekli olgunluğa eriştirir. Bu erişim de zaten, doğal süreçlerle kendine göre bir uzunluğa sahiptir. Bu süre boyunca anne, hamilelik ve sırası gelince de doğum kendi yolculuğunu yaşamaktadır. Beden ve ruhun bir belirtisi olarak da psikolojimizin önemli bir anahtarı vardır: Oksitosin. Bu değerli anahtar bir hormon ve doğumun başlangıcı için de ona ihtiyacımız var. Oksitosin salgılanır, kasılmalar başlar, rahim ağzı açılmaya başlar. Eğer normal doğum yapamazsak veya anne ya da bebekte sağlık durumunu tehlikeye atacak bir durum varsa sezaryen doğuma gidebiliriz. Böyle bir durumdayken riske atmadan sezaryene hazırlanırken rahim ağzında 1-2 cm açıklık bekleyip hormonları tam olarak uyandırmalıyız. Bebeğin geleceği yolunda tabii ki bazı hazırlıkları ve yeterlilikleri olmalı.
Sezaryen ile doğum gerçekleşince, tanık olacağımız bazı durumlar olacaktır. Bunlar bizim bilgilerimiz açısından, bebeği hissettiğimiz ve ona verdiğimiz değeri hissettirmek için önemli konulardır. Bebek, onun için yaptığımız her şeyi hissettiği gibi bunlara da tepkiler de vermektedir. Hemen kordonu kesmeyip plasentadaki kanın bebeğe iyice geçişini görerek kesmeliyiz. Plasenta çok ayrı bir derin konu olmasına rağmen burada bunun bilincine de değinmiş olalım. Kordonu kesmeden önce bebeği anne göğsüne verip bebek emzirilebilir böylece anne ve memeyle ilk buluşması sağlanır. Bu bebeğin güven hissi ve anne karnı dışındaki ilk hayat deneyimi açısından da büyük bir adım olacaktır. Bebek mümkün olduğunca anne kucağına erken alınmalıdır. Elbette ki sezaryen demek annenin bazı medikal işlemlerle karşı karşıya kalması demek olacaktır. Bu durumdan dolayı dikişler atılır atılmaz anne ve bebeğin sağlığı iyiyse odaya çıktıklarında artık mümkün olduğunca annenin kokusunu, sesini, sıcaklığını duymalıdır bebek. Hem anne, hem baba, hem de bebek açısından bu mükemmel doyurucu buluşma sağlanmalıdır. Doğumu hiçbir zaman babadan ayrı olarak düşünmemeliyiz. Bu yazıda annelere öncelik verdiğimin farkındayım ancak babanın hamilelik, doğum, bebek ve sonrası ile olan ilişkisiniz bir başka yazıda uzun uzun konuşuruz.
Anne ve bebeğin bundan sonraki en büyük boyutlu ilişkisi duygusal boyutta gerçekleşiyor. Günümüzde medikal konular üzerinde hakimiyetimiz yeterli olduğundan dolayı bunu demekte bir sakınca yok. Anne, bebeğin kendini bu hayatta tam ve endişeden bağımsız hissetmesi için ruhumuzun bir çok yönünden destek alabilir ve bu arada da aynılarını bebeğe hissettirebiliriz. Hissetmek ve düşünmek birlikte kullanıldığında her şey gibi annelik, hamilelik veya doğum için de inanılmaz bir destek ve kaynak olmaya başlıyor. Bu güzel hissediş için hazır olmanız ve onu bütünüyle yaşamanız dileklerimle.
Paylaş