Paylaş
Stresin Sperm Kalitesi Üzerindeki Etkileri Geçici Olabilir
Yıllar içinde stresin sperm kalitesi üzerindeki etkilerinin araştırıldığı birçok çalışmada kısırlık ve stres arasında çeşitli bağlantılar olduğu sonuçlarına varılmıştır. Kısırlık özelindeki çalışmalarda; sperm konsantrasyonunun ve hareketliliğinin azlığı, stres ve erektil disfonksiyon kısırlığın öne çıkan nedenleri arasında yer almıştır. Stresin sperm kalitesini nasıl düşürdüğü hakkında kesin yargılarda bulunmak şu an için söz konusu olmasa da, araştırmacılar, testosteron üretimini azaltan steroid hormonlarının salınımının stres nedeniyle artmasının ve artan oksidatif stresin bu değişim üzerinde etkili olduğunu düşünmektedir. Tüm bunların dışında stres ve sperm kalitesi arasındaki bağlantının varlığının da araştırmalarla gösterildiğinin bilinmesi önemlidir.
Sperm sayıları normal ve düşük olan 179 erkeğin katılımıyla gerçekleştirilen bir çalışmada stresli iş süreçleri yaşayan erkeklerin semen hacimlerinin ilerleyici spermatozoa yüzdelerinin negatif yönde etkilendiği sonuçları elde edilmiştir. Böylece mesleki stresin meni kalitesi üzerindeki etkileri doğrulanmıştır. Benzer sonuçlara işaret eden farklı çalışmalar da vardır. Örneğin savaş döneminde askerlerin katılımıyla yapılan araştırmada erkeklerin sperm hareketliliğinin normal dönemlere kıyasla %47 oranında azalmış olması dikkate değer sonuçlar arasındadır.
Stresin yol açtığı sperm kalitesindeki düşüş, sperm kalitesi üzerindeki tek değişkenin stres olması hâlinde geçici nitelik taşıyabilir. Uyku düzenindeki değişmeler, ilişkilerdeki problemler, maddi kaygılar ve mesleki stres azaldığında sperm değerlerinde yükselme elde edilebilir. Ancak bu noktada kişilerin genel sağlık durumu ve yaşam alışkanlıkları da göz önünde bulundurulmalıdır.
Sperm Kalitesini Artırmak Mümkün Olabilir.
Sperm kalitesindeki minimal düşüşler infertilite nedeni olmayabilir ve dolayısıyla teşhis için gerekli olan spermiyogram testinin yapılması gündeme gelmeyebilir. Çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin ise kısırlık ihtimalini güçlendiren faktörler hakkında farkındalıklarını yükseltmeleri tavsiye edilir.
Örneğin 39 – 40 yaşına yakın erkeklerin çocuk sahibi olmayı istemesi durumunda üroloji ve androloji uzmanlarınca değerlendirilmeleri, spermiyogram testlerini yaptırmaları, gerekmesi hâlinde kendileri için özel olarak planlanan tedavi süreçlerine başvurmaları gerekir. Erken teşhis ve kişiye özel belirlenen tedavi yöntemlerinin hayata geçirilmesi ile sperm kalitesine dair endişeler çok büyük ölçüde azalabilir. Elbette alışkanlıkların da değerlendirilmesi gerekir. Tütün ve tütün ürünleri sperm sağlığına büyük zarar verir. Sigaranın kan damarlarında yol açtığı hasar hem genel sağlığı hem de cinsel sağlığı tehdit eder. Erkeklerin düzenli egzersiz için zaman ayırması da genel sağlıkları için olduğu kadar cinsel sağlıkları için de faydalı olacaktır.
Paylaş