Paylaş
Sanayileşmiş ülkelerdeki infertilite oranının 1960’lı yıllarda %8 seviyelerindeyken günümüzde bu oranın %35’lere ulaşmasının ardında birçok faktör var şüphesiz. Artık hem kadınlar hem de erkekler çok daha özgür ama daha izole ve sınırları içerisinde hapsolmuş bir hayat yaşıyor. Teknoloji güzel ve konforlu olsa da ortaya çıkardığı sonuçlar ve bizim bu sonuçları nasıl değerlendirdiğimiz sağlığımızı etkileyebiliyor. Stres, sağlıksız beslenme ve hareketsiz bir yaşamın sonuçları DNA’mıza işleniyor. Tabii tüm bunlar bir yana bir de gezegenimize verdiğimiz zararlar var, hava ve çevre kirliliği üreme sağlığımıza zarar verebiliyor.
Hava Kirliliği Sperm Kalitesinin Düşmesinde Etkili
Bir spermin yumurtayı dölleyebilmesi için en önemli kriterlerden biri sperm morfolojisi olarak adlandırdığımız sperm şeklidir. Spermin şeklinde meydana gelen bir anomali yumurta ile spermin birleşmesini engelleyebilir. 6500 erkeğin katılımıyla geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilen bir araştırmanın sonuçları hava kirliliği ve sperm şekli arasında güçlü bir bağ olduğunu gösterdi.
Bir başka meta analizde ise hava kirliliğinin sperm hareketliliğinde azalmaya yol açabileceği; konsantrasyon, sperm şekli ve semen hacmi parametreleri arasında sperm hareketliliğinin hava kirliliğinden daha fazla etkilendiği gösterilmiştir. Aynı araştırmada dikkat çekici bir gerçekliğe de değinildiğini hatırlatmak istiyorum. Hava kirliliğine maruziyet yaşının düşmesi ile sperm kalitesindeki potansiyel zararın daha fazla olabileceği yönünde önemli görüşler mevcut. Genç ve orta yaştaki erkeklerin hava kirliliğinden daha fazla etkilendiği ve bu yaşlarda spermlerin zarar görme ihtimalinin daha fazla olduğu yönünde çıkarımlar var. Üstelik spermlerin zarar görmesi için belirgin derecede uzun bir zaman da gerekmiyor, hava kirliliğine yalnızca 2 veya 3 ay maruz kalınması dahi sperm hareketliliğini etkileyebiliyor.
Her ne kadar “hava kirliliği tek başına erkek kısırlığına neden olur” söylemi için şu an elimizde yeterince kesinleşmiş veriler bulunmasa da risk faktörleri hakkında bilgi sahibi olmamız önemli. Hava kirliliği, stres, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, yanlış beslenme, hareketsiz yaşam ve daha sıralayabileceğimiz birçok unsur birleşerek erkek infertilitesi için belirgin risk faktörleri haline geliyor. Üstelik erkek üreme sağlığının karşısında güçlü bir tehdit olarak beliren yalnızca hava kirliliği de değil, gezegenimiz kirlendikçe tehlike büyüyor.
Plasentanın Tüm Kısımlarında Mikroplastikler Bulundu
Günlük yaşantımızda sıklıkla kullandığımız ya da kullanmak zorunda kaldığımız plastikler denizlere atılıyor. Denizde yüzen bu plastikler güneş ışığı, dalga hareketleri ve rüzgarın da etkisiyle biyolojik olarak parçalanıyor ve mikroplastiklere dönüşüyor. Mikroplastikler sulara ve yiyeceklerimize karışıyor. Çevre kirlendikçe bizim de vücudumuz yavaş yavaş mikroplastiklerle doluyor. Çünkü bu maddeler çevreden canlıların vücutlarına girebiliyor. Yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları hem çok çarpıcı hem de tedirginlik yaratıyor.
Environmental International dergisinde yayımlanan bir araştırmada ilk kez plasentanın tüm kısımlarında; maternal, fetal ve amniyokoryal membranlarında mikroplastikler bulundu. Mikroplastikler yanlarında endokrin fonksiyonlarına zarar veren ve insan sağlığı için uzun vadeli etkilere neden olabilen maddeleri taşıyorlar.
Anne karnındaki bebeklerin sağlığına çoklu zarar veren bu durum üreme sistemi sağlığını da etkiliyor. Anne karnındaki erkek bebeklerin gelişimi etkilendiği için ilerleyen yıllarda kısırlık riski artabiliyor.
Daha Sağlıklı Yaşamalıyız
Sonuç olarak; strese giriyoruz, yanlış besleniyoruz, hareket etmiyoruz, tütün ve tütün ürünleri tüketiyor ya da dumana maruz kalıyoruz. Bir de çevre ve hava kirliliği söz konusu; tüm bu faktörler neticesinde hem sperm değerlerinde düşüşe hem de sperm üretim sürecinde değişimlere rastladığımız yönünde güçlü analizler var.
Sperm kalitesindeki düşüşte yalnızca hava ve çevre kirliliğini sorumlu göstermek doğru bir yaklaşım değil ancak varlıklarını göz ardı etmek de eşit derecede hatalı bir yaklaşım. Bu nedenle üreme sağlığımız hakkındaki farkındalığımızın her zamankinden fazla olması gerekiyor. Sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durmak ve daha aktif bir yaşam şekli çevresel faktörlerin etkilerini azaltmak için kritik derecede önemli. Daha sağlıklı yaşamaya çalışmak ve gezegenimize iyi davranmak bir lütuf değil, bir zorunluluk! Hem kendimiz hem de çocuklarımız için…
Paylaş