Paylaş
Yapay tatlandırıcılar, günlük yaşamda kullandığımız şekerin yerini almak üzere üretilen, aynı miktardaki şekerden daha tatlı olan ve daha az enerji içeren kimyasal maddelerdir. Bu nedenle başta diyabetliler olmak üzere, şeker tadından vazgeçemeyen, şeker ihtiyacını baskılamakta güçlük çeken, formuna önem veren bireyler için yapay tatlandırıcılar geliştirilmiştir. Kullanımlarının, özellikle hamileler üzerindeki etkileri hakkında olumlu ve olumsuz farklı görüşler vardır. Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Gültekin, konu hakkında şu bilgileri verdi.
Yapay tatlandırıcılar, doğal tatlandırıcı molekülleri benzerlerinin laboratuvarlarda yapay olarak sentezlenmesi ile elde edilen maddelerdir. Genellikle sıfır ya da sıfıra yakın miktarda kalori içerirler.
Sakarin hamilelik döneminde sakıncalı mı?
Günümüzde yapay tatlandırıcı maddeleri içeren birçok besin maddesi, yaygın olarak tüketilmektedir. Gebelik sırasında yapay tatlandırıcıların kullanımı ile ilgili çok fazla çalışma yoktur. Bu yüzden gebelik döneminde yapay tatlandırıcılar ve bunları içeren ürünlerin mümkün olduğu kadar az tüketilmesi önerilir.
1970’li yıllarda fareler üzerinde yapılan çalışmalarda bir yapay tatlandırıcı olan sakarinin mesane kanserine yol açtığının izlenmesi üzerine “yapay tatlandırıcılar kanser yapıyor mu?” sorusu gündeme gelmiş, bu çalışmalar dolayısıyla da sakarin içeren ürünler “sağlığınıza zararlı olabilir” şeklinde etiketlenmeye başlanmıştır.
Gebelerde ise bu durum, anne adayı sakarin aldığında bu sakarin plasenta yoluyla bebeğinin de kan dolaşımına geçmektedir ve bebek sakarini anne adayından çok daha yavaş yıkmaktadır.
Fakat ABD Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI) ve diğer sağlık ajansları tarafından yapılan çalışmalar ve yayınlanan raporlarda yapay tatlandırıcıların kanser yaptığına veya ciddi sağlık etkileri oluşturduğuna dair bilimsel kanıt olmadığı belirtilmiştir.
Ayrıca çok sayıda yapılan diğer araştırmalarda da hamile kadınlarda dahi yapay tatlandırıcıların yüksek dozlarda alınmadığı takdirde sağlık açısından risk oluşturmadığı sonucu elde edilmiştir. Yapılan bu çalışmalardan sonra sakarin içeren ürünlerdeki sağlık uyarılarının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yapay tatlandırıcılar “gıda katkı maddesi” adıyla FDA tarafından onay aldıktan sonra satışa sunulurlar. Ayrıca FDA bu ürünler içerisindeki yapay tatlandırıcıların “güvenli” olarak adlandırılabilmesi için günlük alınabileceği maksimum miktarda hesaplanarak bildirilir. Burada bildirilen miktarlar, sağlık sorunlarına yol açabilecek dozun yaklaşık 100 kat daha azına denk gelmektedir.
Bu konuda sınırlı sayıda yapılmış çalışmalardan birkaç örnek vermek gerekirse:
1. 60,466 gebe üzerinde yapılmış olan bir çalışmada 1996-2003 yılları arası doğum yapan kadınlar 7 yıllık takibe alınmış ve tatlandırıcı kullanımı ile doğum sonrası bebeklerde astım, sonraki 7 yıllık dönemde de allerjik rinit gelişimi arasında ilişki bulunmuştur.
2. Yine 2010 yılında yayınlanmış çalışmada 1996-2002 yılları arasında doğum yapmış olan 59,334 Danimarkalı kadın incelemeye alınmış ve yapay tatlandırıcı içeren içeceklerin tüketilmesi ile 37 hafta altında erken doğum riskinde artış arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur.
3. 2012 yılında yayınlanan diğer bir çalışmada ise 60,761 Norveçli gebe, incelemeye alınmış ve bu çalışmada da yüksek doz tatlandırıcı kullanımının erken doğum riskinde artışa yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.
Tatlandırıcıların kullanımı ile ilgili yapılmış olan çalışmalarda gebelikte kullanımının güvenli olduğu sonucuna ulaşmış olanlar bulunsa da erken doğum eylemi, çocukluk çağında alerjik rinit ve astım gelişimi ile bağlantı bulan araştırmalar da yer almaktadır.
Sonuç olarak hekim tarafından hamileye sağlanacak yarar, fetus üzerinde neden olacağı zarardan fazla olarak düşünülüyorsa verilmelidir.
Paylaş