Paylaş
Ağır egzersiz dışında nefes alıp verme eyleminin, kişi tarafından fark edilir hale gelmesine, kişinin solunumunu zorlukla, sıkıntı ile sürdürdüğünün bilincine varmasına dispne ya da nefes darlığı denilir.
Nefes darlığının algılanmasında; solunum işinin artması, algılanan solunum eforu, göğüs ve akciğerin hareketleri arasındaki uyumsuzluk, solunum rezervindeki değişiklikler gibi çok farklı faktör rol oynamaktadır.
Hastalar nefes darlığının yoğunluğuna göre çeşitli, açıklayıcı ifadeler kullanırlar. Bunlar;
Nefes darlığının algılanmasında kişinin karakteri, yaşadığı kültürel ortam etkili olabilmektedir.
Nefes darlığına tanısal yaklaşımda her zaman ilk basamakta değerlendirilmesi gereken, hastanın yakınmasının özelliği ve başlangıç zamanı olmalıdır. Hastadan alınan ayrıntılı bir anamnez ile yapılan detaylı bir fizik muayene tanı için çok yardımcı olacakken, bazı durumlarda ampirik olarak verilen tedaviye alınan yanıt tanıyı destekleyecektir.
Dakikalar ve saatler içinde gelişir. Kalp ya da akciğeri tutan, potansiyel olarak hayatı tehdit eden az sayıdaki bir grup hastalıktan kaynaklanır. Sıklıkla hastaların acil tedavi ihtiyacı bulunur. Erişkinlerde ani nefes darlığı nedenleri arasında ani sol kalp yetmezliği, tromboembolik olay (akciğer damarlarının pıhtıyla tıkanması), zatürre, pnömotoraks (akciğer zarları arasına hava girmesi) bulunur.
Özellikle hamile kadınlarda ani nefes darlığında tromboembolik olaydan (akciğer damarlarının pıhtıyla tıkanması) şüphelenilmelidir.
Bir aydan daha uzun süren dispne, kronik dispne (nefes darlığı) olarak kabul edilir ve 55 yaş üstü kişilerde oldukça sık görülen bir yakınmadır. Başlangıçta sadece egzersizde olan nefes darlığı, zaman içinde istirahat halinde de görülebilir. Olguların üçte ikisinde neden kalp-akciğer hastalıklarıdır ve yine olguların yaklaşık üçte birinde kronik nefes darlığının birden fazla nedeni bulunmaktadır.
Paylaş