Paylaş
Toplumun en küçük ama en önemli birimi olan aileyi atalarımızın da dediği gibi dişi kuş yapar. Geçmişten günümüze toplum içindeki statüsü her geçen gün daha önemli bir hal alan kadınların iş hayatı; hamilelik, doğum dönemi ve doğum sonrası gibi engellerle sekteye uğrar. Bu sebeplerle iş hayatından uzak kalan kadınların kanunlarla korunması gerekirken İş Kanunu, kadınların bu dönemlerini güvence altına almıştır. Oysa bu haklarını bilmeyen kadınlara güzel bir hatırlatmam var.
Kadın işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesine göre kadın çalışanlar doğumdan önceki 8 haftalık sürede (doğuma 2 ay kala) çalıştırılamazlar. Eğer kadında çoğul gebelik durumu söz konusu ise bu süre 10 haftadır (doğuma 2,5 ay kala). Ancak kadının sağlık durumu ve hekim raporu ile kadın işçi, iş yerinde doğumdan önce 3 haftaya kadar çalışabilir.
Eğer doktor izin veriyorsa doğumdan önceki 8 haftayı, doğumdan önce 3 haftaya kadar kullanıp kalanını doğumdan sonraya bırakabilir. Hiçbir anne adayı, “doğuma kadar çalışacağım” diyemez. Doğuma 3 hafta kala izne çıkması zorunludur. Yine ihtiyaç duyuyorsa doğumdan sonra 6 ay ekstra izin alabilir. Doğumdan önce ve sonra kullandığı 16 haftalık izin için maaşından herhangi bir kesinti yapılmaz ama ekstra 6 ay için maaş alamaz.
Çoğul gebelik halinde doğumdan önceki süreye 2 hafta daha eklenir. Yani toplamda 18 haftalık bir doğum izni ortaya çıkar. Çalışan kadın talep ederse bu sürelerden sonra bu defa kendisine 6 aya kadar ücretsiz bir izin verilebilir. Yani doğum izni olarak toplamda 10 ay civarında bir izin alınmasının önü İş Kanunu tarafından açılmıştır.
Alınan bu izinler kadınların yıllık ücretli izin hesabında dikkate alınmaz. Eğer ortada bir doktor raporu var ise bu süreler doktorun öngöreceği oranlarda da arttırılabilir. Ayrıca hamilelik dönemi boyunca kadınların kontrolleri için işveren tarafından kendilerine gerekli izinler verilmelidir. Ayrıca kadın işçinin yaptığı iş hamileliğine uygun değil ise doktor raporu ile daha hafif işlerde çalıştırılabilir. Bu izin sürelerinin tamamı kadın devlet memurları için de geçerlidir. Kadın devlet memurları da aynı sürelerle doğum izni kullanabilir.
İzin zamanını belirleyebilmek için hamile kadının doktordan doğumun ne zaman olacağına dair rapor alması gerekir. Doğumdan önceki 8 hafta sırasında anormal bir durum varsa ve kadının yerinden kalkmaması gerekiyorsa o 8 haftalık izin süresi uzatılabilir ve kadın doğuma kadar o süreyi kullanabilir.
Hamile bir kadın hem rutin kontroller hem de ekstra kontroller için çalıştığı kuruma bildirerek kontrole gidebilir. Anne adayı, doktora gidebilir veya doktor iş yerine gelebilir. Hekimle ilgili izinlerini suistimal etmemek kaydıyla, hekimin talebi doğrultusunda doktor izni kullanabilir. İş yerinde ani bir durum meydana geldiyse herhangi bir işçiye olduğu gibi sağlık önlemlerinin alınması gerekir.
Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, çalışan anne adayı sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz.
İş Kanunu’na göre baba adayının eşinin doğum yapması halinde izin kullanma hakkı yoktur. İşçinin eşinin doğum yapması sebebiyle izin kullanma durumu, işverenle arasında kurulan sözleşmede bu hüküm mevcut olması veya işverenin bu izni uygun görmesine bağlıdır.
4857 sayılı kanun eşi doğum yapan erkek işçiye doğum izni adı altında izin verileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, bu ad altında izin verilemez. Çocuğun ‘ölümü’ halinde izni düzenleyen yasa hükmü ‘doğumu’ halinde erkek işçi için açık bir düzenleme getirmemiştir. Uygulamada ise işverenin atıfet kabilinden eşi doğum yapan erkek işçiye çeşitli sürelerde izin verdiği görülmektedir.
Devlet memuru olan kişinin eşinin doğum yapması halinde 10 günlük doğum izni kullanma hakkı vardır.
Doğum yapan kadın işçinin talep etmesi halinde analık izninin tamamlanmasından sonra 6 aya kadar ücretsiz izin kullanabilir. Ayrıca bu süre yıllık ücretli izin hakkının hesabında da dikkate alınmaz.
Doğum yapan kadın memurun analık izninin tamamlanmasından sonra (eşi doğum yapan memur ise doğum tarihinden itibaren) istemesi halinde 24 aya kadar aylıksız izin verilmektedir.
Çalışan annelere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilmekte ve bu süre günlük çalışma süresinden sayılmaktadır. Bu süreyi nasıl ve ne şekilde kullanılacağını işçi kendisi belirler. Ayrıca işçi dilerse bu süreyi haftada bir gün izinli olarak da kullanabilir.
Kadın memura analık izninin bitiminden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilmiştir.
Eğer kadın işçiler doğumdan önceki 8 haftalık (çoğul gebelik halinde 10 haftalık) sürede, örneğin doktor raporu ile doğuma 3 hafta kalıncaya kadar iş yerinde çalışmışlar ise bu kullanılmayan izin süreleri (örneğe göre 5 haftalık süre) doğum sonrası izin sürelerine eklenir.
Kadın işçi yukarıda saydığımız doğum izinlerinin tamamını tek seferde kullanmak zorunda değildir. Örneğin, hekim raporu ile çalışmasında sakınca olmayan durumlarda doğumdan önceki 3 haftaya kadar iş yerinde çalışmaya devam edebilir. Burada kadın işçinin hakkı olan 8 haftadan kalan 5 haftalık süre doğum sonrası iznine eklenir. Bu defa doğum sonrası olan 8 hafta 13 haftaya çıkmış olur. Ayrıca kadın işçinin erken doğum yapması halinde de kullanamadığı doğum öncesi izinler, doğum sonrasına eklenir. İş Kanunu burada ciddi bir esneklik payı bırakmıştır.
Çalışan anne adayları doğum izni alabilmek için önce hekimden hamile olduklarına dair bir rapor alıp o raporu ibraz etmeliler. Sonra da doğumun sekiz hafta öncesi ve sekiz hafta sonrasının ne zamana geldiğini hesaplayıp bu haftalar için izinlerini ne zaman başlatacaklarını iş yerine bildirmeleri gerekir.
Hamile bir kadın, doktor raporuna bağlı olarak çalışma saatlerinde değişiklik isteyebilir. Ağır bir hamilelik geçiriyorsa tehlikeli işlerde çalıştırılamaz. Seyahat etmesi gerekiyorsa masa başı işe dönebilir. Trafiğin çok yoğun olduğu saatlerde sokağa çıkmak yerine, trafiğin yoğun olmadığı saatlerde gidip gelmeyi talep edebilir. Gece vardiyasında çalışmamayı talep etme hakkı vardır. Hamilelerin, kendisinin ve bebeğin sağlığını tehlikeye atmayacak çalışma koşullarında çalışmayı talep etme hakları vardır. Hamilelerin tuvalet ihtiyaçları diğer insanlara göre daha sıktır ve tabi çok zorunda olduklarında uzanıp dinlenme hakları vardır. Eğer doktor raporu uygun görüyorsa hamile kadın o rapora bağlı olarak izin alabilir ve bu izin maaşından kesilmez.
Hamile kadın, önce noterden iş yerine bir ihtarname gönderir. Koşulların sağlanmasını istediğini, koşullar sağlanmadığı takdirde yasal yollara başvuracağını bildirir. Koşullar hala sağlanmazsa bunu bildirerek işini feshedebilir veya mahkemeye başvurarak, sağlanmayan koşullardan dolayı herhangi bir zarara uğramışsa onun tazminini iş yerinden isteyebilir. Mahkeme, iş yerinin hamilelik koşullarına uygun olup olmadığının tespitini isteyebilir. Ama bu masraflı bir yoldur, bilirkişi parası ödemek gerekir. Noterden ihtarname çekmek daha uygun bir yoldur.
Erken doğum halinde kullanılmayan doğum öncesi izinler doğum sonrası izinlerine eklenir. Doğumdan sonra bu yasal izin süreleri dolsa bile yeni doğan çocuk 1 yaşına gelene kadar anneye her gün 1,5 saat süt izni verilir. Bu süt izninin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağı annenin takdirine bırakılmıştır. Süt izni işçinin çalışma süresinden sayılır ve izinler için ücretten herhangi bir kesinti yapılamaz. Uygulamada genel olarak doğumdan sonra çocuk 1 yaşına gelene kadar kadın işçilere süt izni için haftada 1 gün ekstradan izin verilmektedir.
Kadın devlet memurları için süt izni biraz daha farklı düzenlenmiştir. Çocuğun ilk 6 aylık döneminde süt izni günlük 3 saat ikinci 6 aylık döneminde ise süt izni kadın işçilerde olduğu gibi günlük 1,5 saat olur. Bu süt izinlerinin nasıl kullanılacağı veya bölünme durumu da yine kadın memurun inisiyatifine bırakılmıştır.
Çalışan hamilelerin hakları, İş Kanunu’nun 74’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Hiçbir kadın hamile olduğu için işten çıkarılamaz. Fakat işverenler bazı hileler yapabiliyorlar. Kadını işten çıkarıp bazen de kimsenin duymayacağı şekilde, ‘hamile kalırken bana mı sordun’ gibi cümlelerle yaklaşabiliyorlar.
Kadının, mümkün olduğu kadar bu nedenle işten çıkartıldığını ispat edecek konumda olması gerekiyor. İşverenle konuşurken odaya arkadaşıyla birlikte girmesi ya da bir arkadaşının bu konuşmayı duyması iyi olur. Çünkü işveren hamile olduğu için değil, başka sudan bir sebep bularak işten çıkarıyor. Kadın, hamile olduğu için işten çıkarıldığı takdirde, hemen bir ihtarname çekip işe iadeyi talep etmeli. O gün iş yerine gidip işe alınmadığını tespit ettirmesi, sonra da iş mahkemesine işe iade davası açması gerekir.
İşe iade davası açtığı takdirde, çalışmadığı süre için bir tazminat alabilir, ayrıca mahkeme işe iade kararı verebilir. İş yeri işe iadesini kabul etmezse, mahkeme kararı ile kendisine 8 aya kadar maaş ödenebilir.
Günde 7 buçuk saatten fazla çalıştırılamayacaklar. Kadın çalışanlar, gebe olduklarının sağlık raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamayacaklar. Doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasak olacak. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca da gece çalıştırılamayacak. Gebe veya emziren çalışan günde 7 buçuk saatten fazla çalıştırılamayacak.
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın çalışanı olan iş yerlerinde, emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işverenlerce çalışma yerlerinden ayrı ve iş yerine en çok 250 metre uzaklıkta emzirme odası kurulacak. Yine 150’den çok kadın çalışanı olan iş yerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve iş yerine yakın bir yurt kurulacak. Yurt, iş yerine 250 metreden daha uzaksa, işveren taşıt sağlayacak.
İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilecekler. Oda ve yurt açma yükümlülüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerindeki kadın çalışanların toplam sayısı dikkate alınacak. Gerektiğinde erkek çalışanlar da dikkate alınmalıdır.
Emzirme odası veya yurt kurulması için gereken kadın çalışan sayısının hesabına erkek çalışanlar arasından çocuğunun annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş olanlar da dâhil edilecek. Oda ve yurtlardan, kadın çalışanların çocukları ile erkek çalışanların annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş çocukları faydalanacaklar ve odalara 0-1 yaşındaki, yurtlara velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan 66 aylığa kadar çocuklar alınacak.
Oda ve yurtlarda, çocuklar ve görevliler dışında başkasının bulunması ve bunların amaç dışında kullanılması yasak olacak. Yurtlarda 0-24 aylık, 25-48 aylık ve 49-66 aylık çocuklar birbirinden ayrı bulundurulacak. Çocuklar, oda ve yurtlara işbaşı yapılmadan önce bırakılacak ve işin bitiminde alınacak. Oda ve yurtların bina, kuruluş, döşeme, araç, gereç, taşıt, beslenme gibi giderlerinin tamamı işverenlerce karşılanacak. Yönetmelikte, oda ve yurtlarda çalışacak yönetici ve personelin nitelikleri ve görevleri, çocukların muayeneleri, beslenmeleri, eğitim ve geliştirilmeleri, ortaklaşa kurulan oda ve yurtların yönetimi, bildirilmesi gibi konular da düzenlendi.
Çalışma Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu ‘Gebe ve Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla, Emzirme Odaları ve Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’ ile bebeğinizin yanında olma hakkınız ve bebeğiniz büyüyene kadar bakımının işvereniniz tarafından sağlanması güvence altına alınmış. Bunun yanı sıra Sosyal Sigortalar Kanunu’nda da gebelik halinde muayene ve tedavi, doğum yardımı, emzirme yardımı, sigortalı kadına doğum öncesi ve sonrasında ödenek verilmesi gibi konulara açıklık getirilmiştir.
Sosyal Sigortalar Kanunu'nda Analık Sigortası Sigortalar Kanunu'nun 43-51. maddeleri çalışan kadınların annelik ve hamilelik haklarıyla ilgilidir. Bu maddeler de hamile kadınların ya da sigortasız eşi hamile olan erkeklerin eşleri için geçerlidir. Ancak bu hakların kendilerine tanınması için bazı şartlar aranmaktadır.
43. madde, sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan karısının anne olması halinde şu yardımların yapılmasını öngörüyor:
Yasal düzenlemeler gereği; doğum iznine hak kazanabilmek için o iş yerinde belli bir süre çalışma koşulu aranmamaktadır.
Çalışılarak geçirilen süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Kadın sigortalının 16 haftalık doğum izninde çalışamaması nedeniyle bu süre için SGK tarafından yasa ile belirlenen esaslar çerçevesinde geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Bu süreye ait geçici iş göremezlik ödeneği istirahatin tamamlanmasından sonra SGK’dan alınmaktadır. Bu ödeneğin verilebilmesi için doğumdan önceki bir yılda en az 90 gün kısa vadeli sigorta kolları primi ödenmiş olması gerekmektedir.
Yönetmeliğe göre gebe veya emziren çalışan günde 7 buçuk saatten fazla çalıştırılamayacak. 150 kadın çalışanı olan iş yerlerinde 0-6 yaşındaki çocuklar için yurtlar kurulacak.
Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’in yürürlüğe girmesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında kadın çalışan çalıştıran iş yerlerine uygulanacak yönetmelikle, 14 Temmuz 2004’te Resmi Gazete’de yayımlanan “Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik” yürürlükten kaldırıldı. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 88. maddesine dayanıyordu.
Yürürlüğe giren yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında öncelikle çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri dikkate alınacak, ancak 6331 sayılı kanun kapsamında olup kendi özel mevzuatlarında hüküm bulunmaması halinde çalışanlar açısından bu yönetmelik hükümleri uygulanacak.
İşveren, gebe veya emziren çalışanın sağlık ve güvenliği için tehlikeli sayılan kimyasal, fiziksel, biyolojik etkenlerin ve çalışma süreçlerinin çalışanlar üzerindeki etkilerini değerlendirecek sonuca göre gerekli önlemleri alacak. Bu değerlendirmede kişisel olarak çalışanı etkileyen psiko-sosyal ve tıbbi faktörler de dikkate alınacak ve gebe veya emziren çalışan, iş yerinde yapılan değerlendirmenin sonuçları ile sağlık ve güvenlik amacıyla alınması gereken önlemler hakkında bilgilendirilecek.
Devlet Memurları Kanunu m.104/B’de “Memura, eşinin doğum yapması halinde, isteği üzerine on gün babalık izni” verilebileceği düzenlenmiştir. Buna göre babalık izni kullanabilmesi için çocuğun babası olmak yeterli olmayıp ayrıca doğum yapan kadınla medeni kanuna göre evli olma şartı aranmıştır.
Doğum nedeniyle devlet memurlarında doğum yardımı adı altında nakdi ödeme yapılsa da işçi kadınlara geçici iş göremezlik ödeneği dışında ayrıca bir doğum yardımı yapılmamaktadır. Ayrıca SGK’dan talep üzerine (talepte 5 yıllık zamanaşımı söz konusu), doğum yapması halinde sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması halinde sigortalı erkeğe, bir sefere mahsus emzirme ödeneği verilir. Yararlanabilmek için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış olması ve doğan çocuğun/çocukların yaşaması gerekmektedir.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere 300 gün içinde çocukları doğarsa sigortalı kadın veya eşi analık sigortasından yararlanacak erkek, doğum tarihinden önceki 15 ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırılır. 2014 yılı için emzirme ödeneği 103,00 TL olarak belirlenmiştir.
Paylaş