Paylaş
Çocuklarda baş ağrısı ve migren düşünüldüğünden daha yaygındır. Çoğunlukla erişkinlerde gördüğümüz tipik migrene benzemediği için dikkat çekmez. Çocukluk çağı migrende baş ağrısı ön planda değildir. Bulantı-kusma atakları baş ağrısının önüne geçebilir.
Migrenli annelerin %70-80 oranında çocuklarında da migren olur. Anneler kendi migren ataklarını çocuklarında beklememelidir.
Erişkinlerde olduğu gibi şiddetli, zonklayıcı baş ağrısına çocuklarda nadiren rastlanır, olsa da çocuk kendisini yeterli ifade edemeyebilir.
“Oğlum konuşmaya başladığından bu yana başım ağrıyor, diyor ama migreni yok. Özellikle kalabalık aile ortamlarında, ev gezmelerinde başım ağrıyor dediği için ilgimi istediğini düşünüyorum. Bazen basit bir ilaç veriyorum, hemen geçiyor. Bazen de ilaçsız uyuyunca kendiliğinden geçiyor. Hiç başım çok ağrıyor, demedi.”
Bu sözleriyle migrenli anne kendi ağrısıyla oğlununkini kıyaslamakta ve oğlunun migreni olmadığını düşünmektedir. Çocuk başının ağrıdığını söylüyorsa öncelikle bu durum bir sorun olarak kabul edilmelidir. Bilinmelidir ki: “Çocuklar baş ağrısını ilgi çekmek için ya da mazeret olarak kullanmazlar.”
Migrenli çocukları anlamak için onları iyi gözlemlemek gerekir. Migren atağı yaşayan çocuk, nedensiz hastalanıp izleyen günlerde hiç hastalanmamış gibi hayatına devam eder. Çocuğunuz oyun, televizyon seyretme, bilgisayar gibi en sevdiği şeyleri yapmayı bırakıp odasına çekilir, durgunlaşır, halsizleşir, soluklaşırsa migren akla gelmelidir.
Migrenli çocuklar genellikle sessiz, sakin, hassas olurlar. Ağır kokular, kalabalık, zorlu uyaranlardan rahatsız olurlar. Genelde zeki ve başarılı, yaratıcı yönleri yüksek çocuklardır. Ayrıca, araba tutması, gazlı ve kolikli bebeklik dönemi, uykuya ihtiyacın az olması da çoğunluğunun ortak özelliğidir.
“Kızımın, karnı ağrıyor, midesi bulanıyor. El ve ayakları buz gibi oluyor, ateşi de yükseliyor. Karnı ağrıyor, hiç konuşmuyor, sürekli yatıyor. Hiçbir şey yiyip içemiyor. Bir yudum su içse kusuyor. Bebekliğinde sürekli sancılı, ağlayan bir bebekti. Bir yaşına kadar aralıklı kusmaları oldu. Bir yaşından sonra fenalaşarak beş dakika kadar kendinden geçiyordu. Ardından kusuyordu. Üç yaşından sonra ciddi kusma atakları başladı. Yılda 4-5 defa oluyordu. Altı yaşında çocuk nöroloğu gördü ve karın migreni olduğunu söyledi.”
Tekrarlayan bulantı, kusma, karın ağrısının da migren olabileceği unutulmamalıdır. Periyodik kusma atakları, sadece karın ağrısı yakınmasıyla seyreden abdominal migren veya periyodik karın ağrıları olarak adlandırılan nadir durumlar birer migren atağıdır.
Tekrarlayan ekstremite ağrıları da migren özelliğidir. Okul çağı çocuklarında dönemsel olarak ortaya çıkar. Açıklayıcı bir nedeni bulunamayan bacak ağrıları çok dikkate alınmaz ve büyüme ağrısı olarak geçiştirilir.
İlaç kullanmayı hiçbirimiz sevmeyiz ama kullanırız. Çocuklarımıza ise hiç vermek istemeyiz. Özellikle migren tedavisinde sadece geçici etkileri olduğunu düşünürsek. Çocukluk çağı migrende ilaç kullanmadan, doğal olarak yapılabilecek en uygun tedavi nöral terapidir. Nöral terapi çocuklarda erişkinlerdeki gibi uygulanmamalıdır. Çocuklarda belli bozucu alanlara (boğaz ve göbek bölgesi) yapılacak birkaç küçük uygulama çocuklarda migrenin kontrolünü sağlayabilmektedir.
Ülkemizde son zamanlarda gündeme gelmeye başlayan homeopati de çocukluk çağı migrende etkili olabilir. Bu tedaviler doğaldır, etkilidir. Tek problem, ülkemizde yaygın bilinmediği için uygulayacak yeterli profesyonel olmamasıdır.
Migrenli çocuğumuza ilaç kullanmak durumunda kalırsak çok ağır ilaçlardan kaçınmalıyız. Migren atağı ile ilgili -silik de olsa- çocuğumuzdaki değişimlere dikkat etmeli, o dönemlerde okula göndermemeliyiz. Uzak servisi olan okullardan kaçınmalıyız. Çevresel koşulları uygun hale getirmeye çalışmalıyız. Hassas bir çocuğumuz olduğunu unutmamalıyız.
Paylaş