Paylaş
Evlilik iki farklı beslenme davranışının hem de 2 farklı floranın evlenmesi anlamına geliyor. Cinsel organ çevresindeki floranın paylaşımı bireylerin hem yeme davranışlarını hem de sağlık durumlarının birbirine benzemesine neden olmaktadır.
Yapılan çalışmalar ilk 5 yıl içerisinde çiftlerin ortak bir floraya ulaştığını göstermektedir. Eğer ki tatlı seven bir partneriniz var ise siz de zamanla onun kadar tatlı sevebilir ya da tam tersi partnerinizin tatlıya olan ilgisini azaltabilirsiniz. Açıkçası güçlü olan flora baskın olacak unutmayın. Diğer taraftan yeme davranışınızın ortak bir dil yakalaması çiftlerin uyumu için oldukça önemli. Açıkçası bu süreç de tartının ibresini yukarıya doğru çıkarabiliyor. Çiftlerin birbirlerini ve konuklarını keyifli sofralar ile ağırlaması kilo artışına neden olabiliyor. Çiftlerin yoğun iş temposunda çalışıyor olmaları da ne yazık ki akşam yemeklerinin yüksek kalorili, besleyici değeri düşük, yağ ve şeker içeriği yüksek hızlı tüketilebilen doyurucu kabileyeti düşük yemekler ile beslenmelerine neden olabiliyor.
Cinsel ilişki sonrasında harcanan enerji ile kan şekeri düşebilir ve bu durum özellikle karbonhidratlı gıdalara yönelimi artırabilir. Bu noktada doğru bilinen bir yanlışı düzeltmekte de fayda var: “Cinsel ilişki sonrası iştah artmaz.” Yapılan yeni araştırmalar, seks sırasında salgılanan oksitosin hormonunun iştahı azalttığını ve yeme miktarını olumlu etkilediğini göstermektedir. Lütfen düşen kan şekeriniz için küçük bir atıştırmalık ile yetinin ve oksitosin hormonunuzun keyfini çıkarın.
“Evlendiğimizde şu kilodaydık ama şimdi bu kilodayız, birbirimizi bu kilolarımız ile de seviyoruz” diyerek lütfen artan kiloları sevgi mazereti ile kamufle etmeyin. Sağlıklı bir beden sağlıklı bir evlilik için ideal kilonuzda kalmaya özen gösterin. Bu özeni birbirinize de göstermeye gayret edin ve asla beden imajınız ile ilgili birbirinize kırıcı cümleler kullanmayın.
Öncelikle besinler konusunda asla kısıtlama olmaması gerekir. Yasak ya da kilo aldıran besin diye bir kavram yoktur. Dikkat edilmesi gereken, “porsiyon miktarı” kavramı vardır. Besinler, yeme sıklığı, kaloriler konusunda kendini kısıtlamak, metabolizmayı olumsuz etkiler, iştahı daha sonra patlamak üzere baskılar. Onun yerine yeterli, düzenli ve keyifli beslenme tercih edilmeli.
• Kahvaltınızı asla atlamayın
Uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde kahvaltı yapın. Kahvaltı yapan kişiler, yapmayanlara göre iştah ve kilo kontrolünde daha başarılıdır. Tabii ki kahvaltıda en tok tutan besin olan yumurtaya da mutlaka yer verin. Yumurtanın 36 saate kadar iştah kontrolü sağlayan muhteşem bir sihri vardır.İştah kontrolü sağlamak ve metabolizmanızı düzenli olarak uyarmak için ara öğünlerinizi ihmal etmeyin. 2-3 saatte bir beslenin, 3 ana, 3-4 ara öğün yapın.
• Gün içinde mutlaka bir keyif öğününüz olsun
Günlük ihtiyacınız olan enerjinin %5-10’unu bu öğünde tüketebilirsiniz. Çay ya da kahvenizin yanında yiyeceğiniz bitter çikolata, tam buğday un ile yapılmış sıcacık kek ya da kurabiyeler iştahınızı kontrol altına alır, sizi mutlu eder.
• Uyku kalitenize dikkat edin
Yapılan araştırmalara göre yetersiz uyku, tokluk hormonu seviyesini azaltıp açlık hormonu seviyesini artırarak açlık ve iştahı olumsuz etkiliyor. Günlük 7-9 saat uyuyun. Özellikle biyolojik saatin düzenlenmesini sağlayan melatonin hormonun salgılanması için 23:00-05:00 saatleri arasında karanlıkta ve uykuda olun.
• Gün içinde en az 2,5 litre su için
Aniden başlayan açlık ataklarının sebebi yetersiz su içmeniz olabilir.
• Öğün dengesi sağlayın
Bir davete ya da bir yemek organizasyonuna katılacaksanız, bir öğünü hafif tutmakta fayda var. Öğle yemeğinde fazla kaçırmışsanız, akşam yemeğinizde bir sebze yemeğine ya da çorbaya yer vererek, hem kalori kontrolü sağlarsınız hem de midenizi daha fazla yormazsınız.
• Haftada 150 dakika düzenli egzersiz yapın
Bu egzersizin en az 50 dk’sını partneriniz ile açık havada yürüyüş yaparak değerlendirin.
Kilo problemi yaşayan çiftlerde en etkili yöntem yapılacak diyetin ve sporun “eş olarak birlikte” yapılmasıdır. İlk olarak diyetisyen yardımı alınmalıdır. Kişiye özel fakat çiftlere benzer yazılacak bir diyet, evde hazırlanan yemeklerin benzer olmasını sağlar. Bu da yapılabilecek kaçamakları önler, çiftlerin birbirine gün boyunca destek olmasını sağlar.
İkinci aşama fiziksel aktivitenin artırılmasıdır. Birlikte yazılacakları bir spor salonu ya da birlikte yapacakları yürüyüş metabolizmalarını destekler.Çiftlerin bu süreçte birlikte hareket etmeleri aynı zamanda yaşam tarzlarını da benzer yönde geliştirmelerini sağlar, iletişimlerini kuvvetlendirir.
Elvan Odabaşı: Afrodizyak etkili besinler libidoyu artırarak, kan akışını hızlandırır, hormon seviyelerini artırır, nörotransmitter sagılanmasını tetikleyerek cinsel istek ve performansı olumlu yönde etkiler. Bu besinler;
• Nar
• Bitter çikolata
• Kakao
• Kuruyemişler
• Sarımsak
• Zencefil
• Üzüm
• Kiraz
• Muz
• Midye
• İstiridye
• Baharatlar: Safran, tarçın, karanfil, muskat, kekik ve vanilyadır.
Saydığımız bu besinlerin yapılarında bulunan vitamin, mineral, alkaloit ve diğer maddeler afrodizyak özellik taşımalarına yardımcı olur. Yemek, tatlı ve hatta içeceklerinizde bu besinlere yer vererek cinsel hayatınızı olumlu yönde etkileyebilirsiniz.
KAYNAK: MUTLU AİLELERİN 101 SIRRI KİTABI/ Sedef Batı
Paylaş