Paylaş
Doğum iznini sağlam kullanan şanslı annelerdenim ben...
16 hafta devlet vergisi, yıllık izin, süt izni derken bir hamilelik süresi kadar evdeydim neredeyse!
Masal Hanım'ı 'normal doğrucam' diye tutturmasaydım, izne çıktıktan 1 hafta sonra kucağımda olacaktı.
Ben inat ettim 1 ay boyunca normal normal gelmesini bekledim.
Sonuç: 42+1' de doktorun 'alalım artık bunun gelmeye niyeti yok' sözleri ile sezaryene girdim.
2 gün hastanede kaldık, sonra taburcu!
Çocuklarla aram iyidir ama kimsenin çocuğunu alıp bağrıma basmışlığım yoktur.
Annelerin gözlerindeki 'ya bir şey olursa' ifadesini görmektense, bebekleri uzaktan severim daha iyi!
Kendimi kendi çocuğuma öyle bir saklamışım ki; hastaneden eve geldik beşiğine yatıramıyorum!
Uyuyor, uyansın diye dua ediyorum... Daha olmadı zorla uyandırıyorum!
Yaka iğnesi gibi göğsümün üstünde yatırdım hep, gözümün önünden ayıramadım...
Kuaför mü? O da ne dostum!
İlk defa bir bebek gözümün önünde şekil aldı...
İlk defa bir bebeğin acıkma saatlerini takip ettim...
İlk defa bir bebeğin ağlarken çıkardığı seslere anlam yükledim...
İlk defa bir bebek için gece uykularımı böldüm...
Kucağımda 'bakın ben doğurdum' dercesine kasıla kasıla yürüdüm caddelerde... Tatile gittim... 28 yıllık hayatımı ona göre planladım... Birlikte geçen her günü dolu dolu yaşadım...
Sonra işe başlamaya 2 hafta kala ilk defa onu bırakıp sinemeya gittim, benimkisi kendimi nasıl hissedeceğime dair bir meraktı...
Filmin ikinci yarısına girmedim, kendimi eve attım!
Derken o lanet pazartesi geldi, sürdüm savaş boyalarımı yüzüme, doğru işe!
Hoş geldinler, ne kadar zayıflamışsınlar, çok özledikler...
Yok hiçbiri mutlu etmedi!
Gün içinde belki 500 kez evi aradım... Masal nasıl ? Uyudu mu? Uyandı mı?
İşe başlayalı 2 yıl bitti... Alıştım sanıyordum, geçen gün söylediği cümle yeniden parçaladı beni... Meğer hiç alışmamışım!
"Uyumak istemiyorum anne, uyursam işe gidersin..."
Paylaş