Paylaş
Yaşantımızı evcil dostlarımızla paylaşmayı severiz. Kimi zaman biz onları isteriz ve sahipleniriz kimi zaman ise onlar bizimle yaşamaya karar verir, bir bakarız ki evimize yerleşmişler bile. Evcil hayvanlarla aramızdaki bağ kuvvetlenir, iletişim kanalı açılır; bu iletişim kanalı, çocuklar için oldukça çekici ve farklıdır.
Çocuklar, çevrelerindeki her birey ile iletişim kurmayı sever. Annesinden, babasından, büyükannesinden hangi tepkileri alacağını bilir, bir adım sonrasını mutlaka dener. Örneğin bir çocuk, annesi yanında yokken başkalarından neleri, nasıl isteyebileceğini ve alabileceğini küçük denemeler ile bulabilir. Hayvanlar ile de bu nedenle çok iyi anlaşır. Onları izler, sınırlarını anlamak için denemelerde bulunur. Hangi davranışında hayvanın uzaklaştığını, hangi davranışında yakınlaştığını ve ne tür bir ses çıkarttığını gözlemler. Hayvanların da çocuklara karşı hoşgörüsü yüksektir ve çocuklara yardımcı olurlar.
Özellikle 1-2 yaşlarında kendi başına yürüyebildiği zamanlarda, bir hayvan ile iletişimde olmak çocuk için yararlıdır. Evin paylaşıldığı bir kedi veya köpek onlara faydalı olacaktır. Çocuk, farklı bireyler ile yaşamı paylaşmayı, onları farklı özellikleri ile kabul etmeyi öğrenir. Bu dönemde çocuklar yeni fark ettiği her şeye ve herkese dokunmak isteyecektir; o nedenle balık, kaplumbağa, hamster gibi hayvanları sahiplenmek uygun olmayabilir.
Okul öncesi dönemde kuş, balık, kaplumbağa gibi hayvanları sahiplenmek çocukta sorumluluk duygusunu artırmaya, büyüme ve gelişmelerini gözlemlemelerine, zamanın akışını fark etmelerine, canlıların özelliklerini kavramalarına yardımcı olur.
8-10 yaşından sonra ise daha geniş kapsamlı sorumlulukları edinebilecekleri için kedi, köpek gibi hayvanları sahiplenebilirler fakat hayvanın bakımını yürütürken yine de yardıma ihtiyaç duyarlar. Sorumluluklarını takip etmelerinin gerekliliğini öğrenirler.
Kimi çocuklar ise sosyal ve duygusal gelişim alanında yaşıtlarından daha zor ilerleme kaydederler. 2 yaşından sonra kendisini hala sözler ile anlatmada, 3 yaşından sonra ise arkadaşları ile iletişim kurmakta zorlanabilirler. İşte bu noktada, aileler bu davranışları gösteren çocuklar için alternatif arayışlara girerler. Bir hayvan ile hayatı paylaşmak bir çözüm olarak görünebilir fakat çözüm değildir. Çocuğun çevresindeki insanlar ile iletişimini artıracak çözüm önerilerine ihtiyacı varken, bir hayvan ile iletişim kurması, desteklenmesi ve aşılması gereken bu durumu daha konforlu yaşaması yönünde imkan sağlar, destek ihtiyacını artırır.
Paylaş