Paylaş
“Bebek doğmadan başlayan en büyük telaşe nedir?” diye sorsak herkes hep bir ağızdan “Bakıcııı!” diye cevaplar. Neyse ki büyükanne ve büyükbabalar var. Kendilerine taze kan olarak gelmiş torun ile seve seve ilgilenirler. Zaten çocuğun ihtiyacı güvende olma, sevebildiği ve sevildiği ortamda olması değil midir? Tam olarak değil!
Aile toplumun en küçük birimidir. Çocuk yaşama dair ilk öğrenmelerini aile içinde yapar. ‘Aman ağlamasın’ , ‘Her şey onun için’ gibi adanmışlık içeren yaklaşımlar, çocuğun uyum sağlamayı öğrenmesini engeller. Güven ve sevgiyi veren büyükanne büyükbabalar, toplumsal kurallar ve sınırları da çocuğun bir birey olduğunu göz ardı etmeden onlara öğretmelidirler. Mümkünse çocuğun kendi evinde bakılması, mümkün değilse akşam anne babanın gelişi ile kendi evine dönmesi, akşam yemeği, aile etkinlikleri, uyku zamanını kendi evinde yaşaması uygun olur.
Ebeveynlerin çalışma saatleri mümkün olduğunca bu durum değiştirilmemelidir. Eğer çocuk ebeveynlerinden biri ile büyükanne büyükbaba evinde kalacaksa bunun bir misafirlik olduğu çocuğa anlatılmalı ve program çocuğa uygun biçimde aktarılmalıdır.
Ebeveynler tarafından büyükanne büyükbaba evi oyuncak ve etkinlik açısından zenginleştirilmeli, çocukların sadece bakıma değil büyüme ve gelişime ihtiyacı olduğu ekseninde hareket edilmelidir. Bu koşullarda çocuğun bakımını büyükanne büyükbabaların üstlenmesi çok faydalı olacaktır.
Aile büyüklerine çocuğun gelişimi doğrultusunda hangi becerilerde bağımsızlaşabileceği (yemek yemek, giyinmek, oynamak gibi) uygun zamanlarda hatırlatılmalı, fark ettirilmelidir. Torunlarına sınırsız davranma, yardım ettikleri düşüncesi ile çocuğun öğrenmesi gereken becerileri üstlenme gibi davranışlarını tüm yönlendirmelere rağmen değiştirmekte zorlanırlarsa uygun bir bakıcıdan yardım almak ve gün içinde büyükanne büyükbaba ile paylaşacağı zamanlar düzenlemek uygun olabilir.
3 yaşına gelen çocuk artık akranları ile iletişime ihtiyaç duyar. Bakıcı, aile büyükleri veya ebeveynler yeterli gelmez. Uzun saatler değil, yarım günlük kreş programlarına katılmaları uygun olur. Böylece çocuk hem ailesi hem de akranları aracılığı ile öğrenimlerini sürdürür. Yapılandırılmış ortamlarda bulunmaya başlar. Okul dışı saatler aile tarafından programlanmalı, çocuklar kışa ve teknolojiye yenik düşmemelidir.
Paylaş