Paylaş
Onu ilk tanıdığımda mavi gözleri vardı. Işıl ışıl parıldayan bu mavilikte düşleri de maviydi, heyecan, azim ve cesareti de... Gördüm ben…
Genç bir gazeteciydi ama çok daha fazlası olacağı çoktan belliydi. Fikirlerinin ardı arkası kesilmiyordu. Kesilmediği gibi her birini uygulamaya koyup sonuca koşuyordu. Bir yandan kariyer basamaklarını çıkarken diğer yandan yetenekleri bir bir kutudan çıkmaya başlamıştı. Müthiş çizimleri vardı bir kere. O çizimlerini sonradan çıkaracağı Mentollü Larva’sının sayfalarını süslemek için kullanacaktı.
Çocukları o kadar seviyordu, onların dünyasına o kadar ilgi duyuyordu ki, rotasını o sihirli dünyaya çevirmeye karar verdiğinde ona yine çok inanarak baktım. Ve gözleri hala maviydi… Düşleri de…
Hayatımıza küçük bir kız soktu Ömür… Adı KARACA olan kitap karakteri ile o çok sevdiği çocuklara yeni maceralar açtı. İlk çocuk kitabı Karaca ve Sihirli Orman’ı, Karaca ile Yürüyen Köşk izledi. Ömür’ün bu kitapları o kadar çok sevildi ki, ülkenin dört bir yanından yüzlerce öğrenci Ömür ağabeylerinin kitaplarını imzalamak için yolunu bekler oldu. Amanın o nasıl bir sevgi seliydi öyle? Minik elleriyle hazırladıkları pankartlara yazdıkları sevgi sözcükleriyle karşıladılar gelişini dört gözle bekleyen hayranları. Diğer yüzlercesi ise imza günlerine koştular ona kitaplarını imzalatmak ve onunla sohbet etmek için. Ve evet hala gözleri maviydi… Çocukların kalplerinin kapılarını bu kadar yakından, hem de bu samimiyetle tıklatan bir Adile (Naşit) Teyze, bir Barış (Manço) Ağabey vardı. Yeni ağabey ise bence bu mavi gözlü, mavi düşlü gençti…
Bir yandan yurdu dolaşırken bir yandan da yurt dışı davetlerine giderek gözlemlerini yapıyor, gazetedeki köşesini değişik bilgilerle donatıyor ve ailelere sesleniyordu Ömür… O temposuna editörlüğünü üstlendiği “200 adımda Çocuk Yetiştirme Rehberi” ve ‘hangi arada derede yazdın’ dedirten iki yeni çocuk kitabını daha sığdırıverdi.
Vatansever, kültürünü her şeyden üstün tutan, dilimiz ve kültürümüzün yozlaşmaması için dil döktüğü yazılarını paylaşan, yazdığı her çocuk kitabıyla sadece çocuklara macera değil geleceklerinin güzel olması için doğru mesajlar sunan bir genç adamdı o… Ve iki hafta önce başarılarına bir yenisini daha ekledi bu genç adam. Kaleminin ve yüreğinin hakkıyla en iyi “Çocuk Roman Ödülü” onun oldu.
Daha çok heyecanlar, daha birçok başarılar bekliyor onu… Biliyorum. Çünkü onu ilk tanıdığımda mavi gözleri vardı. O mavilikte gördüm geleceğini. Düşlerini söylediğinde bildim neler gelecekti. Maviydi o düşler de… Tıpkı parıl parıl ışıldayan gözleri gibi…
Paylaş