Paylaş
Neler mevcut bu yeni yerimizde?
1) Etüt Merkezi ve Ofis:
Malum okul eğitimi evden devam etti. Oğlanın oyun odası saat ikiye kadar etüt merkezi olarak kullanılırken, öğleden sonra özüne döndürülüp bilgisayar oyunlarına ev sahipliği yapmaya devam etti. Bendeniz bu departmana ders aralarında çeşitli rollerde hizmet verdim. Oda servisi, kantin görevlisi gibi.
2) Berber Salonu:
Oğlum AVM’nin bu kısmında müşterim olmadı. “Küçükken kestiğin saçlarımdan dolayı mantar kafa gibi görünmüşüm hep. Artık saçlarımı mahvetmene izin veremem” dedi. Haspam! Çok bayılmıştım sanki senin saçını kesmeye. Unuttun tabii kuaförün koltuğuna oturmamak için avazın çıktığı kadar bağırdığını, “sen kes” diye ortalığı yıktığını. Oğlum gelmedi ama kocam “Nasıl olsa üçe vurulacak bir saç ne kadar kötü olabilir ki” düşüncesiyle tıpış tıpış geldi. Amazon ormanına dönmüş saçlarını bir saatte ancak budadım. Sonuç ne mi oldu? “Çok güzel oldu valla. Bir daha berbere gitmem, sen kesersin değil mi?” dedi Bey. Velhasıl kelam bana siyah önlüğümü takıp BERBER olmak düştü.
2) Restoran:
Hani tamam yemek yapıyoruz da öyle meşakkatli ve değişik yemekleri haftada bir yapardık. Ha bu dönem moralleri yüksek tutalım, dışarı çıkamamanın stresini azaltalım diye beş yıldızlı restoran kalitesi sundum. Valla. Dışarıya gidemeyince dışarı dünya bize geldi. Gün gün Türk ve dünya mutfaklarından örneklerle restoran bölümü hizmet verdi akşam yemeklerinde. Sonuç ne mi oldu? “Dışarıda yemek yemeyi hiç özlemedim, bu yaptıkların muhteşem” dedi Bey. Utanmazsa Mozambik mutfağından da birkaç deneme isteyecek o kıvamda.Böylece bana mutfak önlüğünü takıp ŞEF olmak düştü.
3) Unlu Mamuller ve Pastane:
Evde kalalım, yediklerimizin hijyeninden emin olalım diye ekmek, sandviç ve hamburger ekmeği, ramazan pidesi, mantı, börek, poğaça, lavaş pişti ya evde. Biraz daha ilerleyince pizza ve Karadeniz pidesi de girdi işin içine. Sonuç ne mi oldu?“Anne, o dünkü kekten var mı? Yeniden pizza yapsana” ya da “susamlı pide canım çekti yine” diye ardımda dolaşmaya başladı oğlan. “Çin’den Bao bun, İtalya’dan focaccia, İrlanda’dan soda ekmek, Danimarka’dan çörek, Fransa’dan kruvasan da yapabilir misin? Çok canım çekti” dedi Bey de. Gazla çalıştığım için bana aynı mutfak önlüğüyle FIRINCI olmak düştü.
4) Kantin:
Oğlan ergen ya. Doymak bilmiyor efendim. Normal insan dört saatte bir acıkır he mi? Bizimki bir buçuk saatte bir atıştırmalık istiyor. “Anne! Çek mi sucuklu, yanında da ayran”, “Canım annem bir meyve salatası alabilir miyim? Üzerine, bal, ceviz ve Hindistan cevizi de koyarsan güzel olur.”“Kalk kendin yap” da diyemiyorum ki. Zira dersleri var. Ders araları on dakika. Bir elmanın kabuğunu soyana kadar biter o süre. Sonuç ne mi oldu? Bana, beyaz bone takarak tost, ayran, sandviç, meyve, şekerleme servisi veren KANTİNCİ olmak düştü.
5) Spor Merkezi:
Masa tenisi, boks torbası, basket potası gibi ekipmanlar salona taşınınca, küçük ve büyüğün olimpik yarışları için spor alanlarına döndü ev. Yenmeler- yenilmeler, yenilince böğürmeler, hak isteyip ses yükseltenler derken sonuç ne oldu?Bana eşofmanlarımı giyip HAKEM olmak düştü.
6) Psikoterapi Merkezi
Canı sıkılan, ergen bunalımına giren, spor karşılaşmalarında yenilip arıza çıkaranların soluğu aldığı bu merkezde bana PDR ya da Psikolog olmak düştü.
AVM merkezimizde çamaşır yıkama -kurutma mağazamız, marketten alınanları dezenfekte eden kurumumuz da mevcut. Keza revirimiz ve eczanemiz 7/24 açık. Hah işte. Buraya ev mi denir artık? Burası düpedüz AVM. Her telden servis mevcut işte.
Beni evsiz bıraktın Covid. Üstüme giydirmediğin önlük, başıma taktırmadığın başlık, içine sokmadığın kimlik bırakmadın. Şimdi izninle alt kattaki gizli bölüme gidiyorum. Taze açılacak da. Kurdeleyi tabii ben keseceğim. Giyinmişim kuşanmışım, başıma mavi hunimi takmışım… Deli deli kulaklarım küpeli… Tımarım geldi, hanem belli…
Paylaş