Paylaş
Bir önceki yazımın devamıyla huzurlarınızdayım
Şimdi efendim, ben evlendim böylece annemin misyonu bitti mi? Bitmez. Arkada bir kız daha var: Sedef. Artık sahneye çıkma vakti onun.
Şanslı ki daha birkaç yılı var. Lakin bu yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçiveriyor. Kendisi hala Londra’da. Anne ise kızımız 25’ine dayanınca tarihi tekerrür ettirmek için kolları sıvıyor.
Ring ring
- Naber anne?
- İyi, iyi de kızım. Bu Sedef ne zaman dönecek? Söyle artık şuna da gelsin. Bir gidiyorsunuz kaç yıl dönmüyorsunuz. Olmaz ki. Bak Sedef’in yaşıtları evlendi de çoluğa çocuğa karıştı. Gelsin düzenini kursun o da. Yaşı ilerliyor.
- Anne, Sedef daha 25 yaşında. Arkadaşları erken evlendi diye o da mı kervana katılsın? Ne zaman hazırsa o zaman yuva kurar. Bak tersi terstir. Sakın ağzını açıp bir şey söyleme tamam mı?
- Yok canım ben söyler miyim hiç? Sen söyle, sana kızmaz. Hem 25 değil 24 yaşında. Yılın sonunda doğdu. Yaşını yükseltme çocuğun.
Nihayet Sedef yurt dışından dönüyor. Ben de, o döndükten bir ay sonra oğlumu kucağıma alıyorum. Tabii ben ne bebek tutmayı becerebiliyorum, ne kıyafetlerini değiştirebiliyorum, ne de bez değiştirebiliyorum. Bildiğin kalasım. Çocuğun kolunu bacağını kırarım diye korkuyor, o kucağımdayken yere kapaklanırım diye korumalarla yürüyorum. Bez meselesine gelince, doğuştan yeteneksizim, bantladığım bezi gören gülüyor. Yani, anne olana beceriklilik de yanında hediye gelmiyormuş, anlıyorum. Ama benim şansım şans. Çünkü Sedef, küçükken oynadığı oyuncak bebeklerden dolayı deneyimli. Ben diyeyim üç çocuk anası, siz deyin ebe hemşirelik mezunu. Oğlanı, yeni doğan ünitesindeki hemşireler gibi ustalıkla kaldırıyor, yatırıyor, yıkıyor, paklıyor, üstünü başını dakika içinde değiştiriyor. Artık öyle bir alışıyorum ki, Sedef’siz dışarı çıkamıyorum. Yatacak döşek ve karın tokluğuna bir dadı bulmuşum kaçırır mıyım?
Sedef, çocuk ele avuca tam gelene, tam da o sıralar iş bulana kadar yanımızda kalıyor ve hayat bana bayram oluyor.
Kız kardeşim, yurt dışından döndüğüne ve artık iş hayatına girdiğine göre artık etrafına pozitif elektrik yayarak kendini evliliğe hazır etmeliymiş. Telefonlarla “cee” diyen annem öyle söylüyor.
Ring ring
- Efendim anne
- Artık sen de çıtlatsan iyi olur. İş hayatına başladı. Güzel giyinsin, kendine dikkat etsin. Öyle sivri sivri konuşmasın.
- Ha, evlenene kadar rol yapıp sonra mı dilini çıkarsın anne?
- Yok, artık şu dilinizi yontmayı öğrenin.
Ayy içime fenalık geliyor.
Aylar geçiyor. Anam susmuyor. Sık sık araşıyoruz ama her üç ayda bir konu Sedef’e geliyor. Kardeşimin aklını çelemediğim, ona uygun bir aday bulamadığım, onu evliliğe ikna edemediğim için beni suçluyor.
Artık o ipleri eline almak için kışlarını İstanbul’da geçirmeye gelirken, Sedef’e de bu iplerin bağlı olduğu küplere binmek kalıyor.
Yeni çevresinde, gördüğü gezindiği her yerde, sokak arasında, parkta, bahçede, kursta, günde en az sekiz arkadaş edinebilen annem, çevresinde bir seviliyor bir seviliyor ki, insanlar onunla akraba olmak için sıraya girmeye başlıyor. Annemin bir bekar kızı olduğunu öğrenenler ise, “sizin kızınız sizin gibidir” sloganıyla, varsa kendilerinin, yoksa komşularının, ya da onların tanıdıklarının, tanıdıklarının tanıdıklarının evliliğe hazır eş adaylarıyla Sedef’i tanıştırmak için hizmet yemini ediyorlar. Hepsi annemin muhteşem mantısından nasipleniyorlar. Sanırsın annem mantıyla damat avına çıkmış. Mantıyı yiyen hipnoz oluyor ve daha canla başla çalışıyor. Annem bir tarikat liderinden hallice.
Ring ring
- Efendim anne
- Elif şimdi iyi dinle. Hani İtalya gezisinde tanıştığım teyze yeğen vardı ya. Hani çocuk cerrahtı.
- Hı
- Teyze Sedef’in resmini gördü. Dün telefonda çıtlattı. “Bir gelip kızınızla tanışmak” istiyorum dedi. Belki çocuk da gelirmiş. Çok efendi biri. Ne var yani Sedef tanışsa. Ben söyleyecek oldum lafı ağzıma tıktı. Bir de sen konuşsan diyorum.
- Teyzesinin eteğine takılıp gelen adama gülmez mi Sedef? Bir de fotoğrafını mı gösterdin? Anne yandın sen! Olmaz o iş.
- Eeee, ona yok, bu olmaz, bu teyze kuzusu, o ana ciğeri. Ne olacak böyle?
- Kendi tanışıp anlaşacağı adayı bulana kadar bekleyeceksin anne.
- Yaa, size kalsa bekle de bekle zaten.
Annem, Sedef’e danışmadan, o doktorun teyzesinin ziyaret etme isteğini kabul ediyor mu? Bunu duyan Sedef küplere biniyor ve eve değil arkadaşının evine gidip orada kalarak görücüye çıkmıyor. Annem diyor “beni rezil ettin”, kız diyor “ettirmeseydin.”
Annemin üç ayda bir olan hatırlatmaları ayda bire düşüyor nihayet.
Ring ring,
- Efendim anne
- Kızım bir abla olarak azıcık Sedef’e bir şeyler desene. Kusura bakma ama hiç çaba yok sende de. Yani bir abla olarak bir dürt şunu. Daha bunu düğünü var, çocuğu var. Her şey gençken. Niye hiç kimseyle tanıştırmıyorsun?
- Anne sayende her önüme gelene soruyorum, tanıdığınız var mı kız kardeşimi everecem diyorum. Ama Sedef tavsiyeyle referansla istemiyor niye anlamıyorsun?
- İngiltere’ye gidecekmiş tatile söyledi mi? Millet chatle çütle buluyor bir şeyler. O da gitmeden chat yapsa, oradan biriyle tanışsa. Yabancı da olur yani. Ben çok memnunun Sam’den. Onun gibi biri olursa hemen Sedef’inkini de kabul ederim.
Annem yeter ki damat gelsin diye teknolojinin gözünün yağını yemeye bile hazır. Chat bile diyor o kadar yani.
Ring ring
- Efendim anne
- Yarın hiderellez unutma. Akşamdan gül dalına dileklerini as. Sedef için de bir şey yaz. Ben de yazıyorum. Gelinlik çizdim.
- Tövbe tövbe. Artık rahat bırakır mısın kendini. Senden başka kimsenin kasıldığı yok. Hem gül dalına mı kaldık anne?
- İnanmayın siz. Ne çizdiysem oldu. Sen nasıl evlendin sanıyorsun? Mayısta çizdim, iki ay sonra evlenme teklifi aldın.
- Allah razı olsun anne. De kaç yıldır Sedef’e çizdiğin gelinlik niye olmuyor?
- İnanmıyor da ondan.
***
Ring ring
- Efendim Elif
- Elif değil anne, ben Sedef.
- Ha naber kızım?
-Anne, ben kız kurusu olmaya karar verdim de haber vereyim dedim. Lütfen bana aday aramayı da aday göstermeyi de bırak.Hadi hoşça kal.
Ring ring
- Efendim anne
- Elif, bu kız kafayı yemiş. Kız kurusu olacam diyor. Lafa bak. Kızım hiç mi akıl vermiyorsun buna? Valla ortalıklarda da öyle söyler. Kırk gün ne dersen o olur. Ağzımı açtırmadı. Ara da konuş.
- İyi
- Bu arada, akşam gül ağacına kırmızı şerit bağlamayı unutma. Birkaç koldan dileyelim kuvvetli olsun.
Asiye nasıl kurtulduydu ya? Sedef nasıl kurtulur peki?
Paylaş