Paylaş
Elma Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki bölgeden dünyaya yayılmıştır. Bugün dünyada 7500 değişik tipi yetiştirilmektedir. Türkiye en fazla elma yetiştiren ilk beş ülkeden biridir.
Elma, kalorisi ve sodyumu düşük, lifi yüksek olup, yağ ve kolesterol içermeyen nadir besinlerden biridir. Kanser, diyabet ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltan anti-oksidanlar bulundurur. Alzheimer olasılığını düşürdüğü, kilo kontrolünde yararlı olduğu, kemik sağlığı, akciğer işlevleri, sindirim sistemine olumlu etki yaptığı saptanmıştır. Ortalama büyüklükteki bir elma 130 kalori, % 20 lif, % 7 potasyum,% 8 vitamin c, sıfır yağ, kolesterol ve sodyum içerir.
Elmayı kabuğu ile yemek daha yararlıdır. Kabuk bölgesi suda erimeyen lif içerdiği için barsak içine su çekerek temizlenmesini sağlar. Elmada suda eriyen pectin ismi verilen lifler de bulunur. Bu madde kolesterolün damar içinde birikip damar sertliğine yol açmasını engeller. Düzenli elma yiyenlerde kötü kolesterolün düşüp iyi kolesterolün yükseldiği görülmüştür.
Elma,soğan ve greyfurt yiyenlerin akciğer kanseri riskinin yarıya düştüğü öne sürülmüştür. Başka bir araştırmada ise elma tüketimi çok olanlarda beyin felcinin daha az geliştiği saptanmıştır. Elmada bulunan körsetin isimli antioksidanın bu koruyucu etkiyi yarattığı düşünülmektedir. Orta yaş erkeklerin solunum testlerini düzelttiği, kadınlarda ise kilo kontrolünü kolaylaştırdığı bulunmuştur.
Elma ve balığı çok tüketen hamilelerin bebeklerinde astımın daha düşük oranda görüldüğü araştırmalar ile saptanmıştır. Hamileliği sırasında haftada dört veya daha fazla elma yiyen kadınların çocuklarında beş yaşına geldiklerinde hırıltı % 37, astım belirtileri % 46, doktor tarafından astım tanısı konması % 53 daha az görülmüştür. Elmanın bu koruyucu etkisi içeriğindeki flavonoidlere bağlanmıştır.
Elmanın yararları yanında zararı önemsenmeyecek kadar azdır ve tehlikeli değildir.Yemesi uzun sürdüğü için içindeki asit diş minesine daha uzun sure temas ettiğinden zedeleyebilir. Diş hekimleri elmayı keserek parçalara bölmeyi ve arka dişlerle yemeyi önermektedirler. Elma yedikten sonra ağız mutlaka çalkalanmalıdır.Birçok araştırma organik olmayan sebze ve meyvelerin yüzeyinde pestisit (böcek öldürücü) kaldığını göstermektedir. Organik olmayan elmaların % 98 inin kabuğunda pestisit bulunmaktadır. Elmayı çok iyi yıkamak pestisiti azaltmaktadır. Bazı bilim adamları bu pestisit miktarının ihmal edilebilir düzeyde olduğunu ve elmanın sağlık yararlarının kat ve kat daha üstün olduğunu belirtmektedir. Elma çekirdeğinde amigdalin denilen siyanit zehiri içeren bir madde vardır. Elma çekirdeği çoğu zaman barsaktan açılmadan geçer ancak çekirdeği çiğnerseniz bu maddeye maruz kalabilirsiniz. Bir iki çekirdek çiğnenmesi zarar vermeyeceği halde çocuklar çok sayıda çekirdek çiğnerse hekime başvurmak gerekir. 100 gram elma çekirdeği 70 kg’lık bir erişkini öldürebilir, bu da 18 elmanın çekirdeği demek olur ki çocuklar pek bu kadar miktar çiğneyemezler.
Bazı huş ağacı ve çayır poleni alerjisi olan kişilerde çapraz reaksiyonla elma alerjisi de görülebilir. Bu durumda elma yerken ağız, dudak ve damakta kaşınma ve uyuşma oluşur. Çoğu zaman bulgular ilerlemez ise de nadiren döküntü ve barsak rahatsızlığı olabilir.
Paylaş