Paylaş
Solunum borularımızı döşeyen hücrelerin her birinin üzerinde saniyede ortalama on kez çırpan 200 adet tüycük vardır. Bu tüycüklerin eş zamanlı yaptığı kamçı çırpmasına benzeyen hareketler sayesinde solunum sistemimiz temizlenir. Her gün soluduğumuz hava ile içimize dolan tozlar ve mikroplar bu tüycüklerin uyumlu ve ahenkli çalışması ile dışarı atılır. Tıp dilinde bu minicik tüycüklere "silya" denir. Silyalar sadece solunum sisteminde değil, üreme organları dahil başka organlarda da bulunur. Yumurta hücrelerinin hareketlerini de sağlar. Bebek anne karnında oluşurken organları doğru yerlerine yerleştiren hareketleri de silyalar yapar.
Doğuştan tüycüklerin çalışmamasına "birincil silya hareketsizliği" ismi verilir, her 16 bin kişide bir görülür. Sık solunum yolu ve kulak enfeksiyonları, iç organların ters yerleşmesi, kısırlık gibi sorunlar yaratabilir. Bebeklikten başlayan solunum yolu enfeksiyonları, burun tıkanıklığı, inatçı öksürük, belirtileri gösterebilir. Akciğerlerde biriken salgılar mikrop kaparak nefes borularının yapısında bozukluklara yol açar. Bu hastalar hava borularının kalınlaşması anlamına gelen "bronşiektazi" tanısı alabilirler. Nefes borularının hasar görmesi ve enfeksiyonun ilerlemesi ile hayatı tehdit eden akciğer hastalıkları gelişebilir. Silya hareket bozukluğu olan kişilerin yarısında iç organlar olmaları gereken yerin aksi tarafındadır. Örneğin kalp sol yerine sağda, karaciğer sağ yerine solda yer alır. Kartagener sendromu ismi verilen bu durum sinuzit ve sık kulak iltihabı ile birlikte görülür. Tüycük hareketsizliği olan kişilerin % 12 sinde dalak birden fazla olabildiği gibi, hiç olmayabilir. Kadın ve erkek yumurta hücrelerinin de hareket etmesi için silya gereklidir. Silya bozukluğu olanlarda infertilite görülür.
Silya bozukluğu olan çocuklarda da sık kulak enfeksiyonları sonucunda işitme kaybı gelişebilir. Beyinde silya bozukluğu olduğunda hidrosefali denilen su toplanması görülür.
Silya bozukluğunun genler ile kalıtılan bir hastalık olduğu saptanmıştır. Anne ve babanın ikisinin de gen bozukluğunu taşıması halinde çocukta hastalık görülmektedir. Hastaların üçte birinde iki gen hatası bulunmaktadır. Son yıllarda çok sayıda başka gen bozukluğu da saptanmıştır. Silya bozukluğunun daha önce tahmin edilenden çok daha sık olabileceği düşünülmektedir. Daha önce sık solunum yolu, kulak enfeksiyonu, bronşiektazi tanısı alan bir çok hastada silya bozukluğu olasılığı vardır.
Günümüzde genetik testler ile erken tanı önem kazanmıştır. Tanı konan hastaların uygun mikrop öldürücü ve solunum yolu hijyeni sağlayan tedaviler ile korunması mümkündür.
Paylaş