Paylaş
Havalar serinler ve soğuk algınlığı kendini gösterirken, soğuk algınlığı ve grip farklı hastalıklar mı, önleme ve tedavide ne yapmalıyız, çocuklarımızı nasıl korumalıyız soruları herkesi düşündürmeğe başladı.
Soğuk algınlığı 200 farklı virüsün neden olduğu bir üst solunum yolu hastalığıdır. Soğuk algınlıkların %40 ında etken virus “Rinovirus” dur. Koronavirus hastalığın %20sinden, “RSV” ve parainfluenza virus ise %10’undan sorumludur. Rinovirus ve RSV, alerjisi ve solunum yolu aşırı duyarlılığı olan çocuklarda nefes darlığı nöbetini tetikleyebilir.
Virus hasta bir kişiden bulaşır. Yakında bulunan bir hastanın öksürmesi, hapşırması ile mikrop sağlıklı kiş,nin solunum yollarına girebilir. Ayrıca hastanın virus bulaştırdığı kapı kulpu, masa, çatal-kaşık, bilgisayar yüzeyi gibi cisimlere dokunmak da bulaşmayı sağlar. Bu tip virus vücuda ilk kez giriyorsa boğaz ve burun iltihaplanmaya başlar. Yorgunluk, stress, burun ve boğaz alerjileri hastalığı kolaylaştırıcı etkenlerdir.
Boğazda kaşıntı ve yanma, hapşırma, burun tıkanıklığı, göz sulanması, geniz akıntısı soğuk algınlığı belirtileridir. Kas ağrısı ve yüksek ateş soğukalgınlığında görülmeyip, daha çok grip belirtisidir.
Soğukalgınlığı genellikle 7-10 gün içinde geçer. Uzun sürdüğü takdirde doktora başvurmak gerekir. Virus enfeksiyonu komplikasyonu olarak akciğer, sinus, ve kulağın bakteri enfeksiyonları görülebilir.
Çocuklarda bağışıklık sistemi erişkinler kadar gelişmemiştir. Kreşlerde ve anaokullarında bir arada olmaları nedeniyle yılda 5-7 defa soğukalgınlığı geçirebilirler. Soğukalgınlığı genellikle ağustos ayının son haftasından başlayıp nisan ayına kadar olan dönemde görülür. Okulların açık olduğu aylarda, iç ortamda yakın temas bulaşı kolaylaştırı. Virusler soğuk havada dayanabilirler. Ayrıca soğuk burun dokusunda mikroba karşı bağışıklığı düşürmektedir.
İki hastalık da virusler ile oluşur ve belirtileri benzerdir. Ancak grip daha ağır bulgular yaratır. Soğuk algınlığında burun akıntısı, boğaz yanması hafif ateş varken, gripte titreyerek çıkan yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, aşırı yorgunluk belirtileri de olmaktadır.
Soğuk algınlığı hafif belirtileri olan, çabuk geçen bir hastalıktır. 200 den fazla virus ile oluşabildiği için bu hafif hastalığa karşı aşı hazırlanması mümkün değildir. Grip virusleri ağır hastalık tablosuna yol açtıkları ve salgın yapacak virusu öngörmek mümkün olduğundan aşısı yapılmaktadır.
Soğuk algınlığı ile üst solunum yolu alerjilerinde belirtiler benzer olabilir. Bulgular iki haftadan fazla devam ediyorsa alerji olasılığı da düşünülebilir ama ağrı ve ateş eşlik ediyorsa alerji olası değildir. Ancak bazı alerjik kişiler virus aldıklarında akciğerlerinde hastalık tetiklenebilir ve virusten kurtulma süreleri uzayabilir.
En iyi tedavi bol su içmektir. Çay, kahve, kolalı içeceklerden kaçınılmalıdır. İştah olduğunda çorba,et suyu verilebilir. Tavuk suyu çorbası rahatlatıcıdır.
Soğuk algınlığı olan erişkinlerin aspirin alma alışkanlığı çocuklarda zararlı olabilir. Aspirin çocuklarda Reye sendromu denilen beyin ödemi ve karaciğer yetmezliği ile hayatı tehdit eden bir tablo yaratabilir. Virus hastalığı olan çocuklara aspirin verilmemelidir.
Serum fizyolojik (tuzlu su) ile burun bol bol temizlenebilir. Damar büzücü burun damlaları bir kaç günden fazla kullanılmamalıdır. Öksürük şurupları soğuk algınlığında etkin değildir. Dört yaşından küçük çocuklara soğuk algınlığı için satılan ilaçlar kullanılmamalıdır.
Bağışıklığı arttırdığı iddia edilen ilaçlar konusunda çelişkili raporlar vardır. Çinko içeren burun spreylerinin soğuk algınlığında çok etkili olmadığı bulunmuştur. Omega-3 içeren balıklar, yoğurt, A ve C vitamininden zengin koyu yeşil sebzeler bağışıklık sistemi için yararlıdır.
Soğuk algınlığının ilk bir kaç günü bulaşıcılık devam eder. Bu sürede hastalığı çabuk atlatmak ve başkalarıyla temas edip enfeksiyonu yaymamak için istirahat doğru olur.
Soğuk algınlığında antibiotik yararlı değildir. Antibiotik bakteri türü mikropları öldürür, soğukalgınlığı ise viruslerle oluşur. Ancak soğukalgınlığı komplikasyonu olarak sinüs ve kulağın bakteriyel enfeksiyonları gelişmişse hekim tarafından reçete edilecektir.
Soğuk algınlığı kapmamak için elleri sık yıkamak gerekir. Mendil yerine eline hapşıran bir kişi elindeki mikropları kolaylıkla saçabilir. Hapşırırken buruna mendil tutulmalıdır. Ortak paylaşılan eşyaların yüzeyine dokunduktan sonra sık el yıkamak yararlıdır, mikroplar eşya yüzeylerinde saatlerce kalabilmektedir.
Çocuklar nefes yolundan daha konsantre virus tanecikleri çıkarabilirler, çok hareketli ve birbirlerine çok yakın olduklarından ve ellerini sık yıkamadıklarından daha sık hastalanırlar. Okula giden çocuklara sık el yıkamanın önemi, hastalık belirtileri olan kişiden uzak durulması iyice anlatılmalıdır.
Paylaş