Paylaş
Ülkemizde “astım” hastaların ve yakınlarının duymak istemediği bir tanıdır. Bu korkunun nedeni hastalığın solunum yetmezliği ile karıştırılmasındandır. Halbuki günümüzde astım, belirtileri kontrol edilebilir, hastane ve acil başvuruları önlenebilir bir hastalıktır. Tedavi olanakları olmayan yıllardan kalan toplumsal kaygıyı silmemiz zamanı gelmiştir.
Bir çok astımlı veya aşırı duyarlı hava yolu olan çocuk, viral solunum yolu enfeksiyonları sırasında öksürük, balgam, hırıltı, nefes darlığı belirtileri gösterebilir. Bu ataklar sırasında nefes borularını gevşetici ve alerjik iltihabı giderecek sıvı ilaçlar nefes yoluna nebulizatör cihazlarıyla püskürtülür. Defalarca bu tedavi uygulanmış bir çocukta mutlaka astım tanısı sorgulanmalıdır. Bu ilaçların nefes borusu normal olan çocuklara grip bulgularını rahatlatmak için kullanılmadığını biliniz. Her atakta başka bir sağlık merkezine başvurulmuşsa, uzman bir hekimden bütün olayların bütüncül değerlendirilmesini isteyiniz.
Tekrarlayıcı öksürük, ıslık sesi gibi hırıltı, göğüs sıkışması, nefes darlığı, astımın habercisi olabilir. Gece sabaha karşı uyanma, balgam çıkarabilmek için kusma; gülerken, ağlarken, koşarken öksürük krizinin uyarılması, akranlarından çabuk yorulma, göz altlarında pembe halkalar, astım için tipik belirtilerdir.
Birçok çocuk astım atakları sırasında geçici tedaviler almakta ve astımı kontrol eden tedaviye ulaşamamaktadır. Bu çocuklar, öksürük ve hırıltı tetiklenmesin diye fiziksel aktivitelerden kaçınmaktadırlar. Soğuk algınlıkları doğrudan göğüse inerek gece sabaha karşı uyanmaktadırlar. Tedavi edilmeyen çocuk, uykusuzluk, okul kaybı, sosyal ve sportif etkinliklerden uzak kalmak, öz güvenin kaybolması gibi ağır bedeller ödemektedir. Daha da önemlisi düşük solunum foksiyon testleri ile hayatını sürdürmeye çalışmaktadır.
Astım tanısını koydurabilecek tek bir test yoktur. Belirtilerin özellikleri, süresi, ailede benzer yakınmaların olması hekimi şüphelendirir. Solunum testi yapabilecek yaşta bir çocukta testin düşük bulunması ve nefes açıcı ilaçla normale dönmesi tanıyı kuvvetlendirir. Alerji testleri nelerden uzak durulması gerektiğini ortaya koyar ancak testlerin negatif olması astım tanısını ortadan kaldırmaz.
Astım tedavisi solunum yolundan kullanılan kontrol edici ve rahatlatıcı ilaçlar ile yapılır. Bu ilaçlar aeresol, toz ve sıvı şeklinde olur. Sıvı şekilleri daha çok hastalık ağırsa veya atak varsa tercih edilir. Toz ilaçlar ise daha çok 10-12 yaşından sonra etkili olarak kullanılabilir. Aeresol ilaçlar mutlaka bir ara parça ile solunum sistemine gönderilir, ağıza sıkılması çocuk yaşlarda doğru değildir. Hastalık kontrolu sağlandıktan sonra ilaç dozları inilir ve ara verilebilir.
Astımın geçtiği tek bir yaş yoktur. Süresi, aileden kalıtılan genlerdeki hastalık şiddet derecesine, belirtilerin ilk çıkışından tedaviye ulaşıncaya kadar geçen zamana, tedaviye uyuma bağlı olarak değişir.
Astım zamanında teşhis, doğru ilacı, doğru yöntemle, doğru süre kullanılınca kontrol edilen bir hastalıktır. Korkmayınız, gecikmeyiniz.
Paylaş