Paylaş
In Vitro Fertilizasyon (IVF) ya da halk arasındaki adıyla tüp bebek; bir yumurtanın sperm tarafından vücut dışında suni olarak döllenmesi sürecidir. IVF, kısırlık tedavisinde diğer yardımcı üreme yöntemleri başarısız olduğunda kullanılan son derece etkili bir yöntemdir. Son yıllarda sıklığı giderek artan kısırlık problemi göz önünde bulundurulduğunda 2100 yılı itibariyle dünya nüfusunun %3,5'ünün (yaklaşık 400 milyon insanın) tüp bebek teknolojisi ile doğmuş olacağı öngörülmektedir.
Birçok çiftin evlat sahibi olma mutluluğu yaşamasına olanak veren tüp bebek teknolojisinin hikayesi de oldukça ilgi çekicidir. İngiltere’de yaşayan John ve Lesley Brown çifti 9 yıl boyunca çocuk sahibi olmaya çalışsalar da başarılı olamazlar. Yapılan jinekolojik değerlendirmeler sonucunda Lesley Brown’un, “fallop tüpü tıkanıklığı” adı verilen ve kadınlarda kısırlığa neden olan bir hastalığı olduğu saptanır. Bu sırada iki İngiliz bilim adamı Robert Edwards ve Patrick Steptoe, laboratuvar ortamında suni döllenme üzerine çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalara katılmaya karar veren Brown ailesi Dr. Edwards’a başvurur. Uygun koşullar sağlandıktan sonra Brown çiftinden sperm ve yumurta örnekleri alınıp laboratuvar koşullarında döllenmesi sağlanır. Bu yöntem sonucunda Brown çifti, kızları Louise'i bundan tam 40 yıl önce, 25 Temmuz 1978 yılında kucaklarına alırlar.
Ancak bu sırada, John ve Lesley Brown çiftinin mutluluğunu gölgeleyen bazı gelişmeler de yaşanır. Kızları Louise'in doğumundan sonraki aileye tehdit mektupları gelmeye başlar. İngiltere’deki muhafazakar çevrelerden gelen bu mektuplar nefret dolu söylemler içermektedir ve aileyi Tanrı'nın işine karıştıkları için suçlar. Tüm bu tatsızlıklara rağmen Brown çifti, ikinci bir çocuğa daha sahip olmaya karar verdiler ve Luise’in kız kardeşi Natalie de tüp bebek yöntemiyle dünyaya gelir.
Uygulanmaya başlandığı ilk yıllarda büyük tartışmalara imza atan tüp bebek teknolojisi aslında oldukça basit bir uygulamadır. Üreme çağındaki kadınlarda normalde her ay bir yumurta olgunlaşır. Bu yumurta, adet gününden ortalama 14 gün sonra döllenmeye hazır hale gelerek yumurtalıklardan rahime bırakılır. Tüp bebek tedavisi uygulayacak olan kadınlarda ise, tedavi başarısı arttırmak için genellikle ilaçlar yardımı ile birden fazla yumurtanın olgunlaşması sağlanır ve bu yumurtalar özel yöntemlerle ultrason eşliğinde toplanır. Eş zamanlı olarak erkek partnerden alınan spermler özel işlemlerden geçirilir ve yumurta hücrelerini döllemesi sağlanır. Döllenme sonucunda oluşan embriyolar annenin rahmine aktarılır ve böylelikle hamilelik gerçekleştirilmiş olur.
Bugün 40. yaşını kutlayan ilk tüp bebek Louise Brown’ın doğumundan beri yardımcı üreme tekniklerine ilişkin tartışmalar devam etmektedir. Dini otoritelerin ve muhafazakar kesimler sürekli olarak “insan klonlanması” ve “tasarım bebekler” ile ilgili etik endişelerini dile getirseler de; bilim tarihine bakıldığında bu tartışmaların çok da uzun sürmediği görülmektedir. Gelecekte sperm veya yumurta üretemeyen kişilerin “kök hücre” metoduyla evlat sahibi olmaları sağlamak için çalışmalar devam etmektedir.
Paylaş