Paylaş
Yalnız ülkemizde değil yurtdışında da birçok kişi koronavirüs aşılarının yan etkilerinden tedirgin oluyor ve aşı olmayı reddediyor Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırma sağlık çalışanlarının bile üçte birinin azının aşı olmayı kabul ettiğini, kalanların ‘bekle ve gör’ stratejisi izlediklerini ortaya koyuyor. Bununla birlikte bu aşıların üreme sistemini etkileyerek kısırlık (infertilite) sorununa yol açtığına dair söylentilerin her geçen gün yayılması, aşı karşıtlığının daha da güçlenmesine neden oluyor. Yalnız ülkemizde değil yurtdışında da birçok kişi koronavirüs aşılarının yan etkilerinden tedirgin oluyor ve aşı olmayı reddediyor Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırma sağlık çalışanlarının bile üçte birinin azının aşı olmayı kabul ettiğini, kalanların ‘bekle ve gör’ stratejisi izlediklerini ortaya koyuyor. Bununla birlikte bu aşıların üreme sistemini etkileyerek kısırlık (infertilite) sorununa yol açtığına dair söylentilerin her geçen gün yayılması, aşı karşıtlığının daha da güçlenmesine neden oluyor.
Koronavirüs aşılarının kısırlık yaptığına dair söylentiler, Aralık 2020 başında Wolfang Wodart adlı Alman bir doktor ve epidemiyologun, Avrupa Sağlık Ajansına yaptığı başvurudan kaynaklanıyor. Koronavirüs aşılarının onaylanmasının geciktirilmesi talebiyle yaptığı başvuruda Dr. Wodart, bu aşıların koronavirüs üzerinde bulunan sinsitin-1 adlı proteine karşı antikor geliştirebileceğini öne sürüyor. Oluşan bu antikorların gebelik plasentasında da bulunan sinsitin-1 proteinlerine karşı reaksiyon yaratabileceği iddiasında bulunan Dr. Wodart, bu nedenle gebelik kayıpları yaşanabileceğini kaydediyor.
Dr. Wodart tarafından yapılan bu başvuru, aşı karşıtı bloglar, web sayfaları ve sosyal medya platformalrında ‘viral’ haline geldi. Koronavirüs aşılarını hedef alan bu kampanya o denli büyüdü ki, Facebook firması yanlış bilgi yayılmasına neden olduğu için bu paylaşımları kaldırma kararı aldı.
Ancak koronavirüse karşı geliştirilen ve tüm dünyada uygulanmaya başlanan aşıların gerçekten sinsitin-1 adlı proteine karşı antikor geliştirdiği ve bu antikorların gebelik kaybına neden olduğuna dair veriler mevcut değil. Pfizer tarafından yürütülen ve 37.000 kişinin dahil edildiği klinik araştırmalarda yer alan kadınlara, çalışmaya katılmadan önce gebelik testi yapıldı ve gebe olan kadınlar çalışma harici tutuldu. Ancak çalışma sırasında 23 kadın kendiliğinden gebe kaldı ve bu gebeliklerin 12'si aşı grubunda, 11'i plasebo grubunda gerçekleşti. Bu gebelikler hala sağlıklı şekilde devam etmekte. Nüfus istatistikleri de şimdilik koronavirüsün kısırlığa yol açtığına dair herhangi bir bulgu göstermiyor. Yaklaşık 70 milyon kişinin koronavirüs ile enfekte olduğu (toplam nüfusun %20'si) Amerika Birleşik Devletlerinde, bu denli büyük bir salgının doğum istatistiklerinde herhangi bir olumsuz etkisi görülmüyor. Ancak bu konuda daha kesin bir yargıya varmak için uzun dönem verilerinin titizlikle incelenmesi gerekiyor.
Koronavirüs aşısının hamile kadınlardaki sinsitin-1 adlı proteinlere karşı antikor geliştirdiği gibi, erkeklerdeki spermleri de olumsuz yönde etkileyip kısırlığa yol açabileceği ileri sürülüyor Aşıların gerçekten testisleri etkileyerek sperm sayı ve kalitesinde bozulmaya yol açıp açmadığına dair bir çalışma Aralık 2020 ortasında Miami Üniversitesi’nde başlatıldı. Yaşları 18 ila 50 arasında değişen 60 erkek deneğin dahil edildiği çalışmada, deneklerin koronavirüs aşısı öncesi ve sonrası sperm değerleri karşılaştırılıyor. Bu çalışmanın sonuçlarının önümüzdeki ay yayınlanması bekleniyor.
Kaynaklar:
1. “Why COVID Vaccines Are Falsely Linked to Infertility” https://www.medscape.com/viewarticle/944011#vp_22. “University of Miami Miller School of Medicine researchers have begun recruiting for a study looking at the impact of the COVID-19 vaccine on male fertility.” https://physician-news.umiamihealth.org/miller-school-researchers-recruiting-for-study-on-covid-19-vaccine-and-male-fertility/
Paylaş