Kendi evinin mimarı olmak

Ama bunları yaparken; "Sade ve hoş çizgisel şeylerden oluşan siyahın net şekilde kullanıldığı büyük çerçeveler vardı ya…" ya da "Ben beton görünümü seviyorum ama metallerde oluyordu içinde, soğuk görünümlü ama ben sıcak ortam seviyorum nasıl yapsak?" dediğiniz anda mimari üslupta bilmeniz gereken birkaç adım sizi kavram karmaşasından kurtaracaktır.

Sevdiğimiz bir stil var, peki bu hangisi? Hangi üslup size hitap ediyor? Önce; gelin birlikte bir liste hazırlayalım;

- Hangi malzemeleri seviyorsunuz?

- İlk fırsatta renk olarak neyi tercih ediyorsunuz?

- Evinizde çok eşyalardan hoşlanıyor musunuz?

- Mobilyalarınızda oval formlar mı sizi yansıtıyor?

- Loş, sarıya dönük aydınlatmalardan mı hoşlanırsınız yoksa ışıl ışıl ferah bir aydınlatma mı?

Bu yazımda; evden yeni yeni çıktığımız fakat halen çoğumuzun evde olduğu şu günlerde, karantina sürecini de göz önünde bulundurarak size yalın, ferah, doğayı evimize davetkar bir şekilde buyur ettiğimiz bir mimari stilden bahsetmek istiyorum.

Country tarzı

Bu tarzın esintilerini hemen hemen hepimiz evimizde yaşatmak istemişizdir, belki bilerek belki sadece parçaları birleştirerek…

Country tarzı; Özellikle İngiltere ve Fransa’nın kırsal bölgelerindeki yaşam alanlarının atmosferini evimizde yansıtan, doğayla özdeş bir stildir. Genellikle ahşap malzemeler, çiçek ve doğayı yansıtan detaylar kullanılır. Eskitme mobilyalarınız var ise; onları büyük ekoseli ya da çiçek desenli örtülerle kaplayıp bu tarzı yakalayabilirsiniz. Bu tarz minimal bir yaşamın aksine heybetli bir atmosfere sahiptir. Ekoseli desenler geniş ebatlı mobilyalar kullanılır. Canlı renklerden uzak, soft ve pastel tonlarla, krem rengi, toprak tonları, uçuk mavi, toz pembe ve uçuk turuncular gözlenir. Bu üslupta duvarlar ve tavan açık renk zemin onlara inat koyu ahşap parkelerle kaplanır. Koyu renkli ahşap parkeler açık tonların yanında mekâna sıcaklık hissi getirecektir.

Mobilyalarda ise meşe, kayın, ceviz, kestane gibi açık ve orta renkli ahşaplar kullanılırken, hasırdan, halattan veya ağaçtan tasarlanan sarkıt aydınlatmalara çok sık rastlanır. Bu tarzın olmazsa olmazı bir de şöminedir. Şömine bu stilin güçlendirici bir parçasıdır. Yaşadığımız mekân da şömine yoksa odun parçalarından oluşan dekoratif öğeler bu tarzın destekleyicisi olacaktır.

Tekstil ürünlerindeyse doğadan izler taşıyan ham kumaşlar, keten veya pamuklu kumaşlar tercih ediliyor.

Genellikle, bu konseptin içinde yaşayanlar dinginliği, sakinliği seven, şehrin karmaşasından uzak durmak isteyenlerin tercihi oluyor. Çünkü kendilerini doğanın evinde gibi hissetmek istiyorlar.

Bu tarzı evlerimize nasıl uygulayabiliriz?

Çok da masraf yapmadan uygulayabileceğiniz bu tarzda eski eşyalarınızı depodan çıkarın ve birkaç dokunuşla tarzını oluşturun.

Geniş koltuklarınız depodan çıktığı anda gerekli malzemeleriniz; ince elyaf ekoseli ya da çiçek desenli (keten- pamuklu kumaşlar) koltuk kumaşı ve koltuk zımbası. Ekoseli kumaş tercih edecekseniz büyük kareli ve uçuk mavi gibi pastel tonlar tercih edebilirsiniz. Koltuklarınızın ahşap bölgeleri var ise eskitme görüntüsü vererek daha doğal bir oturma alanı meydana getirebilirsiniz. Etraftaki küçük biblolarınızın, objelerinizin yerine geniş büyük ahşap objeler tercih edebilir hatta yakın çevrenizden edinebileceğiniz odun parçalarını da obje yerine rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zemindeki halınız da eski görünümlü hatta aşınmış ince doğal kumaşlardan (zemin rengini koyu tutmak için koyu renkli kilimler olabilir) yapılmış kilim veya halı olabilir.

Oturma grubunu, objeleri hallettik şimdi bu mekâna bir de halat temalı bir sarkıt aydınlatma ya da uygun köşelere lambaderler yerleştirdiniz mi konsepti tamamladınız demektir.

Bu anlatılan konsept size hitap ediyorsa bence hiç durmayın ve işe koyulun.