Paylaş
İletişimsizlik; kişilerin içinde bulunduğu dialoglardan ikna olamaması, mesajı alamamalarından, tutum ve önyargılardan kaynaklanmaktadır. Günümüzde kitle iletişim araçları çok yoğun bir şekilde kullanılırken; yazı dili ile sözlü dil arasındaki farkı çok net görmekteyiz. Sözlü iletişimde kişinin jest ve mimikleri, beden dili de iletişim sürecine dahil olurken; yazılı iletişimde sadece kelimeler anlatmak istediklerimize yardımcı olmaktadır.
Günlük iş ilişkilerimizde; özel yaşantımızda çevremizdeki insanlara tepkilerimizi daha çok davranışsal olarak ifade ederiz. Çünkü; insanlar belli bir zaman içinde ilişkide oldukları insanlara karşı davranışsal olarak tepki vermekte, kırıldıklarını daha çok duygu ifadeleri ile göz önüne sermektedirler. Yetişkinlik döneminin de ilerlemesi ile birlikte kişi daha çok saygı, sevgi, ilgi görme, takdir ve beğeni kazanmak ister. Psikolojide de ihtiyaçlar hiyerarşisinde de yer alan bu görüşe göre; günümüzde insanların sözel iletişimi kesmesini “trip atma” olarak adlandırmaktayız. Kulağımıza hiç de yabancı gelmeyen bu sözcük doğrultusunda karşımızdaki kişi bizi biraz da olsa ne istediğini düşündürmeye yönlendirmektedir.
İletişim teknolojilerinin en yoğun olduğu kullanıldığı bu çağda; yüz yüze görüşmeler azalmaktadır. İletişim birincil öğesi olan “yüz yüze bulunma” durumu sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır.
Sevgi, ilgi, hoşgörü, kısacası ruhumuzun istediği tüm olumlu duygular iletişim yolu ile bize gelir. İletişimi kolaylaştırmak, isteklerimizi belli etmek için birkaç temel noktayı göz önünden kaçırmaz isek; iletişimlerimiz son derece kuvvetli ve olumlu olacaktır.
Uzman Psikolog Duygu Almaz
Paylaş