Paylaş
Altın oranın insanlık, bilim ve sanat tarihinde oynadığı rolü büyüktür. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından 3 bin yıl kadar önce bulunmuş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır. Mısır piramitleri ve Atina’daki Parthenon Tapınağı’nda da bu oran bulunur. Rönesans sanatçılarından Leonardo da Vinci de tablolarında ve heykellerinde denge, oran ve estetik güzelliği elde etmek için bu oranı sıklıkla kullanmıştır. En meşhur eserlerinden Mona Lisa portresi de altın orana göre tasarlanmıştır.
Sonuç olarak güzellik kavramının ölçülmesinde altın oran uygulaması esas alınır. Altın oran; büyüğün küçüğe olan oranının, büyüğün bütününe olan oranıyla eşit olması anlamına gelir. Yeryüzündeki her şeyde bir altın oran bulunmaktadır. İnsan DNA’sında, hayvanlarda, yapılarda, sanatta, müzikte, estetik cerrahide, hatta bir istiridye kabuğunda bile...
Altın oran nasıl hesaplanır?
Altın oran, en yalın anlamıyla "göz nizamının oranı" olarak tanımlanır. Altın oranın elde edilmesi için çok sayıda yaklaşım ve yöntem bulunmaktaysa da, en genel formül şudur: Bir doğru parçası öyle iki parçaya ayrılmalıdır ki, küçük parçanın büyüğe oranı, büyük parçanın bütüne oranına eşit olsun. Bu durumda yaklaşık 1,618 değeri bulunur.
Estetik cerrahide simetri, oran ve denge önemlidir. İnsanın hem yüzünde hem de bedenindeki güzelliğini belirleyen şey, altın oran kavramıdır.
Estetik cerrahlar operasyonlarında ideal tasarımı bir takım ölçümler yaparak belirleyip, operasyonları bu ölçütleri göz önünde bulundurarak gerçekleştirmektedir.
Örneğin; altın orana göre gözlerin arasında bulunan uzaklığın, kulaklar arasındaki uzaklığın yarısı kadar olması gerekiyor. Aynı zamanda dudaklar ile gözler arasındaki uzaklığın da, saçların başladığı nokta ile çene arasındaki mesafenin 3’te biri kadar olması gerekmektedir.
Burnun taban genişliği ile ağzın genişliğinin, burun deliklerinin genişliği ile burnun taban genişliğinin, burnun uzunluğu ile burnun yüksekliği arasında olması gerekmektedir.
Yine aynı şekilde, tüm yüzde bir altın oran sağlanması için, yüzün uzunluğu ile genişliği, göz bebekleri arasındaki mesafe ile kaşlar arasındaki mesafe, göz genişliği ile göz bebeği genişliği, burun uzunluğu gibi pek çok alanın doğru aralıklarda olması gerekmektedir.
Yüz ve burun yapısının tasarımı, altın orana bağlı kalındığında vücut doğallığına göre çözümlenmektedir. Böylece yüzün kendi içerisindeki uyumu, dengesi ve estetik görsel görüntüsünün en yüksek seviyeye ulaşması sağlanabilmektedir.
Paylaş