Paylaş
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni eğitim öğretim döneminde okulları açmak için oldukça yoğun çaba harcadıklarını ifade ediyor. Ancak vaka sayıları artıyor ve bu durum çevrimiçi (online) eğitimin bir süre daha hayatımızın bir parçası olacağının sinyallerini veriyor. İki haftalık uzaktan eğitim sürecinde yaşanan sorunları tespit edip onları aşmak için alınacak önlemler, yapılacak eğitimin daha verimli olmasını sağlayacaktır. İşte uzaktan eğitimle ilgili temel sorunlar…
İnternet bağlantısı büyük sorun
Anne babaların en çok şikâyet ettiği konuların başında internet bağlantısı sorunu geliyor. Bağlantı sürekli koptuğu için zaten 30 dakika olan derslerin sürekli kesildiği, tekrar bağlanıp derse devam edene kadar ders süresinin bitmiş olduğu ve bu durumun öğrencilerin dikkatini dağıttığı belirtiliyor.
Günlük ders programları işi zorlaştırıyor
Bir diğer sorun ise bazı okulların ders programını günlük olarak iletmesi. Bazı okullarda sabit haftalık bir ders programı verilmesine rağmen bazılarının ise ders programını bir önceki günün akşamı ilettiği, derslerinse akşam saatlerine kadar devam ettiği belirtiliyor. Bu hem öğretmen hem öğrenci hem de veli açısından sorun yaratan bir durum.
Her evde bilgisayar veya internet bağlantısı yok
Her evde bir bilgisayar ve internet bağlantısının olmaması da süreci zorlaştırıyor. Bazı ailelerde okula giden birden fazla çocuk bulunuyor. Öğrenciler, dersleri çakıştığında evdeki bilgisayardan sadece kardeşlerden birinin yararlanabildiğini, telefondan ders dinlemeye çalıştıklarında ise bundan verim alamadıklarını dile getiriyor.
Öğrenciler odaklanma sorunu yaşıyor
Özellikle ilköğretim öğrencilerinin ders sırasında dikkatlerini toplamakta zorlandıkları sık telaffuz edilmekle birlikte bu beklenen bir durumdu. Ayrıca özellikle bazı dersler için öğrencilerin derslere katılımlarının az olduğu da ifade ediliyor.
Uzaktan eğitimle örgün eğitim karıştırılmamalı
Her şey normalken uzaktan eğitim gündeme gelmedi. Tüm dünyayı etkileyen bir salgının sonucunda insanlar arasındaki etkileşimi en aza indirerek korunma çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bu sebeple uzaktan eğitimle, örgün eğitimi karşılaştırmak doğru değildir. Kaldı ki gerek uluslararası gerekse ulusal sınavların sonuçlarına bakacak olursak örgün eğitimde de çok başarılı sonuçlar aldığımız söylenemez. Fakat burada dikkat çekmek istediğim nokta, sınav grupları başta olmak üzere öğrenci, öğretmen ve veliler örgün eğitimin başlayıp başlamayacağı konusundaki belirsizlikten rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Yeni dönem eğitim öğretime başlama tarihi 21 Eylül olarak açıklanmış ve okulların bu tarihte açılacağı ifade edilmişti. Fakat son yapılan açıklamalardan bu tarihte okul öncesi ve 1. sınıf öğrencilerinin seyreltilmiş olarak örgün eğitime başlayacağını anlıyoruz. Peki ya ara sınıflar ve bu sene sonunda sınava girecek öğrenciler ne olacak? Müfredatla ilgili seyreltmeden bahsedilmişti, sınava girecek öğrenciler hangi müfredattan sorumlu olacak? Salgın sürecinin getirdiği bir belirsizlik yaşadığımızın, bazı şeylerin kararının salgının gidişatına göre şekilleneceğinin farkında olmakla birlikte bu ve benzer soruların bir an önce cevaplanarak hem velilerin hem de öğrencilerin bu konuyla ilgili kaygılarına son verilmesini temenni ediyoruz. Milli Eğitim Bakanımızın bu konudaki çalışmalarını, emeklerini görüyor ve takdir ediyoruz. Çocuklarımızın geleceği için verilen her emek çok değerlidir. Bununla birlikte, mevcut belirsizliklerin de bir an evvel son bulması veli, öğretmen ve öğrencilerin daha güvende hissetmelerini sağlayacaktır.
Paylaş