Paylaş
Uzun senelerdir hem bir eğitimci hem de bir veli olarak öğrencileri gözlemledim. Hangi sınıf düzeyinde olursa olsun okula gitmek istememe konusunda öğrencilerin sıkı bir uzlaşmaları olduğunu söyleyebilirim. Üzerinde hep düşünmüşümdür: Çocuklar neden küçük yaşlardan itibaren okula gitmek istemiyorlar ya da bu durumun sorumlusu acaba sadece eğitim sistemi mi? Kendi çocukluğumu ve öğrencilik yıllarımı hatırlıyorum da bizler okulda zaman geçirmeyi severdik. Hatta bırakın sevmeyi tatil zamanlarında okulumuzu özlerdik.
Bunları yazarken okul yıllarıma dönüp o günlere tekrar özlem duysam da yazıyı yazmamın sebebi benim duyduğum özlem değil. Şimdi öğrencileri görüyorum da ilköğretimde okuyanından tutun üniversitelisine kadar hepsi ağız birliği etmiş okulların açılmasını istiyor, zaman zaman sosyal ağ sitelerinde bir araya gelip okulların açılması için paylaşımlar yapıyor hatta işi ilgili makamlara mesajlar iletmeye kadar götürüyorlar.
Bu gelişmeleri hem ilgi hem de umutla izliyorum. Çünkü bu çocuklar daha dün okula gitmemek için tabiri caizse kırk takla atıyorlardı. Üç beş arkadaş bir araya geldiklerinde ise en sık gördüğümüz fotoğraf hepsinin elinde cep telefonu, kendi köşelerinde sohbet etmeden oturur vaziyetteydiler. Peki, ne oldu? Korona salgınından dolayı evlere kapandıklarında saatlerce başından ayrılmadıkları bilgisayarları, uğruna arkadaş sohbetlerinden vazgeçtikleri cep telefonları artık onlara yetmedi. Evet, bu durumu umutla izliyorum. Umuyorum ki, çocuklarımız sanal dünyanın dışında gerçek bir dünya, sanal arkadaşlığın dışında gerçek arkadaşları, ders dinleyebilecekleri onlarca sitenin dışında hem derslerini hem de farkında olmadan hayatı öğrendikleri okulları olduğunu hatırlamış ve özlemiş olsunlar.
Paylaş