Her öğrenci matematik yapabilir mi?

Yapabilenlerin en sevdiği, yapamayanların da en korktuğu derstir matematik. Bir çocuğun matematiği iyi oldu mu diğer dersleri zaten iyi olur diye bir inanış vardır hatta. Belki bu sebepten dolayı anne babalar çocukları daha konuşmayı öğrenirken sayıları da öğretirler. Yine belki de bu sebepten dolayı çoğu çocuk ilkokuldayken, öğretmenleri onlara beden eğitimi dersleri yerine matematik dersi yaptırmıştır. Üzerine yüklenen bu öneme rağmen matematik karnemizin çok iyi olduğunu söylemek mümkün değildir. Hem ulusal hem de uluslararası sınavlarda ülke olarak matematik ortalamamız oldukça düşüktür.

Haberin Devamı

Öğrencinin matematik dersinde istenen başarıyı elde edememesinin birçok sebebi vardır. Bu sebeplerin en kötülerinden biri de öğrencinin daha önceki yıllarda matematik dersinde başarılı olamadığı için kendinde matematik zekâsının bulunmadığını, çok çalışsa bile bu dersi yapamayacağını düşünerek katı bir ön yargı ile derse başlamasıdır. Hâlbuki bu durum hiç de düşünüldüğü gibi değildir…

İlk defa spor yapmaya başladığınız günü hatırlayın. Hele ki biraz fazla çalıştıysanız ertesi gün muhtemelen ağrıdan kolunuzu, bacağınızı zor hareket ettirirsiniz.  İlk bir iki hafta bu durum devam eder. Bu süreçte vazgeçmez de çalışmaya devam ederseniz sonraları kaslarınız yaptığınız harekete alışır, artık ağrılar olmaz, ilk günkü hareketleri (hatta daha zorlarını) daha esnek ve rahat bir şekilde yaparsınız. İşte matematikte de süreç benzer şekilde işler.

Haberin Devamı

Öncelikle net bir şekilde ifade etmek istiyorum: Okullarda gösterilen ya da merkezi sınavlarda sorulan matematiği yapabilmek için dâhi olmaya gerek yoktur. Çünkü bu sınavların amacı dâhi seçmek değildir. Bazı öğrencilerin matematikte diğerlerine göre daha yetenekli olduğu, daha özgün ve pratik çözümler yaptığı bir gerçektir. Ancak unutmamak gerekir ki, yetenekler geliştirilebilir.

Öğretmenlik yaptığım süreçte, matematiği iyi olmayan onlarca öğrenciyle çalıştım. Matematik yapabildiklerinde kendilerine güvenlerinin nasıl geldiğini, bu güvenle diğer derslerinin notlarının yükseldiğini, daha önce hayal bile edemedikleri üniversitelerde öğrenim görme arzularının nasıl gün yüzüne çıkıverdiğini, hatta o üniversiteleri kazandıklarını, hayatlarının nasıl farklılaşmaya başladığını mutlulukla izledim.

Burada esas değinmek istediğim “Öğrencileri başarıya götüren şey ne oldu?” sorusunun cevabıdır.  Bu soruyu cevaplamadan önce hatırlatmak isterim ki, eğitim bir süreçtir ve her öğrenci, diğerlerinden farklı özelliklere sahip bir bireydir. Bu sebeple günde şu kadar saat çalışılırsa bu kadar başarı elde edilir gibi bir genelleme vermek doğru bir yaklaşım değildir. Her öğrencinin eksikleri ve öğrenme hızı farklı olmakla birlikte öğrencilerimle çalışmamda referans noktalarımı şu şekilde özetleyebilirim: Öncelikle matematiği yapabileceklerine dair inanç kazanarak yola çıkmaları çok önemlidir. Bunun için de öğrencinin seviyesine uygun şekilde ders anlatıp seviyesine göre kaynak kullanılmalıdır. Matematik eklemeli bir derstir. Yani yeni öğrendiklerinizi önce öğrendiklerinizin üzerine inşa edersiniz. Bu sebeple yeni konulara geçmeden önce mutlaka temeldeki eksiklikler tamamlanmalıdır. Öğrencinin yapacağı tekrar ve çalışmalar çok önemlidir. Bu süreçte çok zorlandığı belki umutsuzluğa düştüğü durumlar olacaktır. Fakat buna rağmen pes etmeyip ısrarla çalışmaya devam ederse aynı az önce vermiş olduğum spor yapmaya yeni başlayan kişi örneğindeki gibi öğrenci de zorlanarak çözdüğü ya da çözemediği soruları bir süre sonra daha rahat çözecektir. Burada “bir süre sonra” diye bahsettiğim süre öğrencinin ne kadar eksiği olduğuna ve çalışma temposuna bağlıdır.

 

Yazarın Tüm Yazıları