Paylaş
20 yılı aşkın süredir ‘Üreme sağlığı ve cinsel sağlık’ konusunda okullarda bilgilendirme çalışmaları yapıyorum. 20 yıl öncesine baktığımda ergenlerin, gençlerin cinsellikle ilgili bilgileri aldıkları kanallar; TV, gazete, dergi ve akranlardı. Bu zaman içinde son 10 yılda internet dünyamıza girdi ve birinci sıraya oturdu. Bilgiye ulaşım artık daha kolay olmasına rağmen doğru bilgiye ulaşmak hala biraz zor olmalı ki gençlerin sorularında pek bir değişim olmadı.
Aşağıda, geçen aylarda gittiğim bir kız meslek lisesinde genç kızlarımızın kızlık zarıyla ilgili sorduğu sorulardan bazılarını paylaştım. İşin en acı tarafı 20 yıl öncesi ve bugün arasında pek bir değişim olmaması, hatta bazı detaylarda görüyorum ki geriye gidiş var.
Doğruları ‘Vajinismus-Resimli anlatımla Cinsel Bilgilendirme ve Kendi Kendine Yardım’ kitabımdan yaralanarak ve ekleyerek aktaralım:
Kızlık zarıyla ilgili gerçek bilgileri özümsemek önemlidir çünkü kadınlar ilk ilişki sırasında çok kanama olacağı ya da bu zar ortadan kalkarken çok acı çekecekleri, patlayacağı, zarın kalın olduğu gibi pek çok yanlış bilgiye inanırlar. Doğru bilgi ise bambaşkadır.
Kızlık zarı vajinın 2 ya da 3 cm içinde ortası boş incecik bir yapıdır. Parmak ve başka bir cismin vajinaya girmesi zara zarar verebilir. Çoğu zaman pembe ya da kahverengi leke şeklinde zar kendini dışarı bırakır.
Zar, her toplumda değişmekle birlikte bizim toplumumuzda “el değmemişliği, saflık ve temizliliği, bekaret”i simgeler. Bir kız çocuğuna kendini bildiği andan itibaren zarı görmemesine ve nasıl bir şey olduğunu bilmemesine rağmen, koruması gereken, namusla eşdeğer bir şey olduğu öğretilir.
Zarın varlığının tek bir amacı vardır; bir kız çocuğunun ergenlik dönemi tamamlanıncaya yani üreme organlarının gelişimini ve hormonların düzenli çalışması sağlanıncaya kadar, kıllar, dış dudaklar, iç dudaklar ve zarla birlikte dışarıdan gelebilecek tüm mikroorganizmaların içeri girişini engellemek, bariyer görevi görmek, yani genç kızın sağlığını korumaktır!
Ergenlik tamamlandıktan sonra zarın varlığının fizyolojik olarak hiçbir anlamı yoktur. Artık iç üreme organlarının oluşum süreci tamamlanmıştır.
Zarın ve vajinanın yapısı penisin içeri rahatça girmesine ve bebeğin dünyaya gelebilmesine izin verecek şekilde düzenlenmiştir. Yani patlama falan olmaz ve karşılıklı keyif varsa acı da olmaz.
Ayrıca vajinanın üzerine boşalım olduysa ve yumurta atma dönemiyse gebelik oluşabilir, yani kızlık zarı gebelikten korumaz. Kızlık zarı vajinayı kapatan bir sistem değildir. Öyle olsaydı her ay yaşanan adet kanaması da vajinadan atılamazdı.
Anal yani ters ilişki kızlığa zarar vermez çünkü vajina ve makat ayrı yerlerdedir.
Zarın doğumla birlikte kız çocuğu ve toplum için başlayan önem yolculuğu ergenlikten sonra sadece namus için devam eder.
Zarın üzerine yüklenen tüm bu toplumsal kavramlar öğrenilmiştir ve toplumdan topluma değişir.
Her toplumda kızlıkla ilgili farklı değerler söz konusudur. Değerler farklı olsa da ortak gündem maddesi olan “kızlık” yüzyıllardır kadınları öyle ya da böyle aşağılama, mal edinme ve değer biçilme aracı olarak kullanılmaktadır.
Toplumsal değerler ağır ağır da olsa değişir. “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” demiş Heraklitos. Önemli olan bu değişimin gelişimle dengeli sürmesidir.
Dileğimiz ve hayalimiz, insan olma değerlerimizin ön planda tutulduğu,bir dünyada yaşayabilmektir.
Paylaş