Paylaş
HIV/AIDS konusu bundan 10 yıl öncesine göre daha az haber değeri taşıyor sanki medya açısından... İlgili bakanlıkların yaptıkları çalışmalarda da gözle görülür azalmalar var. Ya HIV’in yayılımı yavaşladı ya da medyanın bu konudaki merakı azaldı ya da cinsel eğitim tüm okullara yerleşti ve gençlerimize korunmayı öğrettik ya da korunmasız cinsel ilişkide kontrol sağlandı. Belki bunlar oldu ve ben haberdar olamadım!
Ancak 11 Temmuz tarihli Hürriyet Gazetesi'nin yaptığı haber HIV yayılımının hızla devam ettiğini ve artık 15 yaş altınında ciddi risk altında olduğu uyarısını yaparak riskin eskiye göre çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
Cinsel eğitimin, korunma yollarına dair farkındalığın yeterince olmadığı ülkemizde, ergenliğin coşkusu ve merakıyla yaşanan korunmasız, kontrolsüz cinsel ilişkiler HIV/AIDS ve pek çok cinsel yolla bulaşan hastalıkla sonuçlanabildiği gerçeğini bir kez daha yüzümüze vuruyor.
HIV/AIDS ülkemizde hızla artan, kan yoluyla, anneden bebeğe, korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşan bir salgın. Kişi taşıyıcı olduktan sonra yani HIV virüsünü bedenine aldıktan sonra yaşadığı korunmasız cinsel ilişkilerle başkalarına da bulaştırmaya başlar. Kişi kendinden kuşku duymaz ise HIV, 8 ile 10 yıl hemen hemen hiç belirti vermez ve en tehlikeli kısımda bence burasıdır; 14 yaşında korunmasız cinsel ilişki ile virüsü kapan bir genç eğer bir sebepten dolayı HIV testi yaptırmadıysa ve korunmasız cinsel ilişkilere devam ederse, 22 yaşına geldiğinde onlarca kişiye HIV bulaştırmış olabilir.
Dünyada sınırların kalmadığı, vizelerin kalktığı, ülkelerin birbiriyle kaynaştığı, evlendiği dönemlerdeyiz. Avantajlar mutlaka var. Bu yazıda dezavantajlar beni daha çok ilgilendiriyor açıkçası. Dezavantajları düşününce de; korunmasız yaşanan cinsel ilişkilerin bedelini kimler öder diye düşünmeden edemiyorum. Verilere baktığımızda ülkemizde son yıllardaki artış, yıllardır bu konuya emek veren eğitimciler ve uzmanlar olarak hepimize endişe veriyor.
Gelecek nesilleri korumak adına hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor. Yanlış bilgileri düzeltmek yapılacak eylem adımlarının temelini oluşturur bence.
HIV/AIDS homoseksüel hastalığı değildir, heteroseksüellerde daha yaygındır.
En çok korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşır.
Herkesin başına gelebilir, zengin, yoksul, evli, bekar, çoluk-çocuk, ünlü-ünsüz...
HIV/AIDS kronik hastalıklar sınıfındadır. Yani ömür boyu uygun tedaviyi alarak yaşayabilirsiniz. Erken tanı önemlidir.
HIV virüsün adıdır, AIDS hastalık basamağıdır. Virüs bulaştıktan sonra 8/10 yıl belirti vermez.
Ağzınızda açık yara, diş eti kanaması yoksa sevgilinizle/eşinizle dilediğiniz kadar öpüşebilirsiniz. Kondom kullanarak cinsel ilişkiye girebilirsiniz.
Eğer HIV taşıyıcıysanız ve tedavi alıyorsanız size ait bilgiler şifreli bir şekilde saklanır, gizlilik ilkesi bu ülkedeki her hasta için olduğu gibi HIV(+)‘ler içinde geçerlidir. Her dert paylaştıkça azalır, HIV(+) gruplarla haberleşebilirsiniz ve yardım alabilirsiniz.
Daha detaylı bilgi için HATAM’ın ya da Pozitif Yaşam Derneği'nin web sitelerini ve HIV taşıyıcıysanız kendilerini ziyaret edebilirsiniz.
Paylaş