Paylaş
5 yaşındaki yeğenimle bir süre vakit geçirme şansı bulunca o yaş grubunun ne kadar özel bir dil yapısına ve saf bir kalbe sahip olduğunu yeniden farkettim.
İlk kez gördüğü bir objeyi gördüğünde onu tanımlarken kullandığı ifadeler biz yetişkinlerin ne kadar kalıplı düşündüğümüzü bir kez daha farkettirdi.
Arabada giderken pencereden, uçakların ve helikopterlerin yüksek gerilim hatlarının tellerine takılmaması için belli mesafelerle hattın tellerine yerleştirilen topları gördüğünde büyük bir şaşkınlık ve sevinçle ‘ Aaaaa havaya top kaçmış’ dediğinde ‘havaya top kaçmış, havaya top kaçmış’ ne demek ya diye biraz düşünmeme ve kalıplaşmış zihin yapımın ters köşe olmasına neden olan bir ifade oldu.
Ya da en sevdiği meyva olan çilek hepimizin yemesi için ortaya gelipte, herkesin yemek için uzandığını gördüğünde, bir çilek miktarına birde insan sayısına bakıp yumşacık bir sesle‘ İsterseniz siz yemeyebilirsiniz’ demesi, oyuncakçıların önünden geçerken gözlerime bakıp naifçe ve sakince ‘ İstersen bana oyuncak alabilirsin’ deyici alamayacağımı söylediğimde ‘Hı hı ‘ demesi bir kez daha çocuk dilinin ne kadar pozitif dil kalıplarına sahip olduğunu farkettirdi.
Ve yüzümdeki saf gülüşünde bu iletişimin bir parçası olduğunu… Saf bir dilin saf bir zihnin yanında çabuçak saflaşabilmek, … bunu ancak gerçekten saflığın ve pozitifin kuddeti yaptırabilir bir yetişkine!
Çocukluktan yetişkinliğe doğru giden süreçte zihnimiz kalıplarla düşünmeyi, egomuz daha kaba ve arsızca BEN demeyi öğreniyor. Tabiki yetiştiğimiz aile, çevre ve toplum bu sürecin oluşumunda çok etkili. Saf bir varlıktan, çocuktan bir bilim insanı, iyi bir meslek sahibi ve iyi bir İNSAN yetiştirebileceğimiz gibi, bir terörist , katil ve iyi bir mesleğe sahip olsa bile kötü bir insan da yetiştirebiliriz.
İnsanın içindeki iyi ve kötüyü, şeytan ve meleği ortaya çıkarmak nasıl yetiştirildiğine, verilen eğitime, sunulan fırsatlara ve tabiki doğumla getirdiklerine bağlı bence. İçimizdeki saf tarafı saklamak ve büyüdükçe bize çaktırmadan ve bazen zorla öğretilen formaların içine biraz bu saflıktan katmak neleri nasıl değişir acaba? Bu değişim bireye, topluma, dünya ya nasıl yansır ?
Kötü ve bencil olmanın çok moda olduğu, satışının yapıldığı günümüzde bizi gerçekten mutlu eden şeyler kötülükle kazandıklarımız mı yoksa paylaştıkça çoğalttıklarımız mı ? diye düşünecek olsak ve kalbimiz iyiliğe ve çocuk saflığına açacak olsak tüm ezberler bozulur mu dersiniz?
Çocuk saflığında, yargısız ve yorumsuzca baksak birbirimize, arkadaşlarımıza, hergün yeniden tanışırmış gibi, etiketlemeden baksak birbirimize kimbilir neler değişir ve güzelleşir dünyamızda! Bence çok şey değişir ve güzelleşir, SİZCE?
Paylaş