Paylaş
Güzel bir yaz gecesi, Ankara, güzel bir bahçede, arkadaş sofrasında, keyifli bir sohbet sürerken saat 22.00 civarı tepemizden geçmeye başlayan uçaklarla garip bir şeyler olduğunu algılamaya başlıyoruz. Çok yakın geçen ve devamlı geçmeye devam eden uçakların F16 savaş uçaklarımız olduğunu anlamamız kısa sürüyor da nedenini anlamak için biraz zaman geçiyor.
Sosyal medyada ve TV'lerden doğru-yanlış bilgiler hızlı ve kaotik bir şekilde geliyor. Darbe oldu, oluyor, kalkışma, vb…
Düşünüyorum darbe olursa neler olur? En son 7 yaşındaydım darbe ortamını yaşadığımda, gözümün önüne Kenan Evren geliyor ve siyah beyaz TRT ekranı… Hayal meyal başka şeyler… Ülkem için zor günler diyorum. Umarım değildir. Ancak anormal bir durum olduğu kesin diyor herkes.
Eve gidebilecek miyiz, yollar nasıldır vb sorularla yola çıkıp eve geldiğimizde jetlerin sesleri kulakları, gönülleri çok rahatsız eder hale geliyor. Bir süre sonra bomba sesleri, silah ve ateş sesleri başlıyor ve zamansız selalar… İnsan bağırtıları…
TRT'de güya askeri açıklama, sıkıyönetim, sokağa çıkma yasağı, an be an çatışmaları ve bombalamaları hem tvden hem de evden izleme süreçleri, her jetin geçişinde sallanan pencereler, camlar…
İnsan zihni makineli tüfek gibi çalışıyor o anlarda: "Bu jet kamikaze yaparsa ve bizim binaların olduğu yeri seçerse, geliyor, ses artıyor ve geçti… Bomb… Bizim binada sığınak da yok, atmden para mı çeksek, yok ya para en son dert aç mı kalıcaz, kalsak ne olur, ülkeden gitmeyi düşünmüyorum ki, doyarız bir şekilde, off bu ses çok kötü, sanki jet binanın içine girecek çok yakından geçiyor ve geçti, evi bombalanan insanlar neler yaşadı kim bilir doğuda, ülkemde, daha önceleride çok üzülür dua ederdim onlar için, hepimiz için, artık empatiden sempatiye doğru gidiyor iş, whats up hiç durmuyor, sakin olmalı, evet sakinim, ancak öfkeliyim de, çok karışık bu duygular , of bitsin bu gece, bu saçmalık….’
Saatler geçiyor, haberler geliyor, savaş devam ediyor, F16lar tam tepemizden geçiyor, hiç durmuyorlar, evin ışıklarını söndürüyoruz ve bu saçmalığın bir an önce bitmesi ve sokağa çıkan insanların zarar görmemesi için dua etmek elimizden gelen tek şey oluyor. Sabah 04.00, jetler geçmeye devam ediyor ancak daha az geçiyorlar artık ancak daha yakınlar, çerçeveler sallanıyor… Dingin kal ve dua et. Selalar devam ediyor, dışardan silah sesleri, Ve sabah ezanı…Bahçeden gelen otomatik sulama sisteminin sesi… Garip ama gülümsüyorum, bir şeylerin normalleştiğin işareti oluyor sanki sulama sesi…
Gerçekten çok zor bir gece geçirdik tüm Ankara ve Türkiye olarak…Evet hepimize geçmiş olsun. Kayıplarımız var. Başımız sağolsun. Sosyal medyayı takip ediyorum, çok acı, çok acımasız yorumlar görüyorum, herkese karşı, birbirimize dair, bir uçtan bir uca dalgalanıyor herkes, herkes bir tarafı tutuyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyor, sanki çoğu anlamış analiz yapıyor, okumaya yüreğim dayanmıyor, ve işin acısı yorumu yazanların çoğu tepesinden jet geçmeyen ya da sokağa çıkmayanlar, üzülüyorum, tam bir kaos var, üzülüyorum insanlık adına, ülkem adına... Emin olun ki bomba sesi duyduğunda ne siyasi parti kalıyor ne haklılık ne de benzeri bir şey kalıyor insanın aklında… Size garip gelicek belki, belki de gelmeyecek korku pek hissetmedim o gece… Kızgınlık, öfke, kaygı hissettim dönem dönem… emin olun o an hayatta kalmayı da pek düşünmedim neler düşündüm neler için dua ettim, neler farkettim o gece ve sonrasın da biraz öncekilere ek:
Barış ve huzur içinde yaşamanın, kafanı yastığa huzurla koymanın, her şeyden daha önde olduğunu bir kez daha anladım.
Dualarımın çoğu barış ve birlik için, hepimizin özgürce ve huzurlu, kendi olarak, içine sinerek yaşayabileceği bir ülke içindi.
Güvende olmanın en temel ihtiyaç olduğunu bir kez daha deneyimledim. Ocu -bucu –şucu, onlar vb tanımlarının, BİZ’le yer değiştirmesi diledim.
Bir olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha farkettim.
Bitsin ve bu son olsun çokça dedim hala da demeye devam ediyorum. Siyasi tüm kimliklerin ötesinde, tek derdimiz VATAN ve vatan sevgisi olmalı, akan kanlar dursun sonsuza kadar dedim. Vatanını sevmek hepimizin ortak değeri olsun daha sonra diğer değerler gelsin dedim, barış, birlik, bütünlük, inanç, çalışkanlık, vb. Ama önce vatan!
Ve kendi adıma ötekileştirdiğim kim varsa herkesi sevgiyle ve şefkatle kabul etmeye ve kapsamaya, İNSAN sevgimi çoğaltmaya bir kez daha niyet ettim.
Sevgiyle ve şefkatle…
Paylaş