Paylaş
Aslında koronovirüsun daha önceden bilinen bir virüs ailesi. Yani başka alt tipleri de var. Bunlar genelde hafif gribal enfeksiyona neden oluyor. Ancak covid-19 yani şu anki pandemiden sorumlu olan tip maalesef öyle değil. Özellikle yaşlı ve kronik hastalığı olan bireylerde ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Covid-19’un tedavisi ve önlenmesine yönelik aşı ve ilaç çalışmaları son hızla devam ederken, diğer bir hassas grup olan gebeler, gebe kalmayı düşünenler, bebekler için endişelenmeli miyiz?
Gebeler daha fazla risk taşıyor mu?
Şu ana kadar toplanan verilere göre covid-19’a bağlı komplikasyon ve ağır hastalık riski gebe olanlarda, aynı yaş grubunda gebe olmayan kadınlara göre daha yüksektir, ancak ölüm oranı anlamında belirgin bir fark görülmemektedir. Bu anlamda değerlendirirsek, herhangi bir kronik hastalığı olmayan sağlıklı hamileler, orta risk grubunda kabul edilebilir.
Gebe kadınlar içinde 35 yaş ve üstü olanlar, aşırı kilolu olanlar, şeker-tansiyon-kalp hastalığı gibi ek hastalığı olanlarda ağır hastalık riski daha yüksektir. Benzer şekilde gebeliğin son aylarında özellikle 28. haftadan sonra enfeksiyon gelişenlerde hastalık daha şiddetli olabilmektedir. Bu dönemde gebeler daha dikkatli olmalı ve kendilerini olabildiğince izole etmelidir.
Gebelerde diğer önemli faktör fetüs üzerinde olabilecek muhtemel olumsuz etkilerdir. Şimdiye kadar elde edilen verilere göre saptanan belirgin bir anormallik yoktur. Ancak vaka sayısı kısıtlıdır ve bu enfeksiyona bağlı görülen bazı olumsuz etkiler geç çıktığı için erken dönemde dikkat çekmemektedir. Örneğin erkeklerle ilgili covid sonrası yapılan semen analizlerinde sperm sayısında azalma, sperm üretiminde rol oynayan hücrelerde yıkım olduğu tespit edilmiştir. Bu erkeklerin ilerleyen dönemde kısırlık sorunuyla karşılaşabileceği anlamına gelmektedir. Benzer şekilde erken dönemde gözden kaçan, acil olmadığı için fark edilmeyen bazı olumsuz etkiler hamileler ve bebekleri için de söz konusu olabilir. Fetüs üzerinde enfeksiyona bağlı uzun dönem kalıcı etkiler olup olmayacağı konusu henüz net olmadığından gebelerin daha dikkatli olması gerekmektedir. Evet, panik yapmamalıyız ama her tür tedbiri de almalıyız.
Nasıl bulaşıyor?
Virüsün ana bulaşma yolunu artık herkes çok net biliyor. Genellikle virüsü taşıyan kişinin öksürme-hapşırma-konuşması esnasında havaya saçtığı damlacıkların ağız, burun ve göz yoluyla vücuda alınması, ya da enfekte ellerle bu bölgelere dokunulması bulaşmaya neden olur. Enfekte yüzeylere dokunma, tokalaşma, el öpme, öpüşme gibi Türk halkı olarak son derece sevdiğimiz davranışlar, kapalı alanlarda, kalabalık ortamlarda bulunma bulaşma riskini arttıran hareketlerdir. Bu alışkanlıklara pandemi geçene kadar ara verilmeli, herkes gibi gebeler, gebe kalmayı planlayanlar, bebek sahibi olanlar enfeksiyondan hem kendilerini hem de ailelerini korunma konusunda hassas olmalıdırlar.
Yapılacaklar listesi:
Öncelikle hijyen, sosyal mesafe, maske kurallarına uyulmalı, kalabalık alanlardan, kapalı ortamlardan uzak durulmalıdır.
Gebeler olabildiğince kendini izole etmeli, daha çok evde vakit geçirmelidir.
Sürekli evde kalmak gebelikte tromboemboli riskini arttırabileceğinden bol sıvı alınmalı, egzersiz yapılmalı, ortam uygunsa kurallara uyarak kısa yürüyüşlere çıkılmalıdır.
Çalışmak durumunda olan hamileler bulundukları yerde kendilerini izole etmeye çalışmalı, daha sakin, havadar çalışabilecekleri odalara geçmelidirler. Evden işlerini yürütebiliyorlarsa evde çalışma, part time çalışma, esnek çalışma saatleri sistemine geçebilirler. İş yerinde gerekli düzenleme ve ayarlamaların yapılması için üstleriyle iletişim halinde olmaları gerekir.
Bu dönemde dengeli ve organik beslenmek önemlidir. Folik asit içeren vitaminlerin özellikle gebeliğin ilk aylarında kullanılması gerekir.
Pandemi nedeniyle evden çıkmayan kadınlar yeterince güneş ışığı alamayacağından D vitamini desteği almaları gerekebilir. Bu konuda doktorundan fikir almalıdır. Yeterince güneş ışığı görmeyen kadınlara D vitamini takviyesi yapılması bağışıklığı güçlendirir. Gebelikte D vitamini alınmasının solunum yolu enfeksiyonu riskini azalttığı bilinmektedir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda korona enfeksiyonunun daha ağır seyrettiğiyle ilgili veriler vardır.
Gebeler rutin takiplerini aksatmamalıdır. Ancak riskli bir durum söz konusu değilse, takip aralığı doktora danışılarak açılabilir. Acil olmayan durumlarda muayene ve test gerekmiyorsa telefonla iletişim sağlanmalıdır.
Doktor görüşmelerine, doğum için hastane yatışlarına sadece eşle gidilmeli, mümkün mertebe çocuk ve diğer aile bireyleri getirilmemelidir. Muayene odasına ve doktor görüşmelerine yalnız girilmeli, bu konuda ısrarcı olunmamalıdır. Muayene esnasında alınan ultrason görüntüleri doktordan istenerek aile ve eşle paylaşılabilir.
Pandemi sürecinde grip aşısının önemi artmıştır. Gebelerde orta risk grubunda olduğundan grip aşısının yapılması önerilmektedir. Grip ve koronavirüsün bir arada olması hastalık seyrini kötüleştireceğinden grip aşısının yapılması bir anlamda koruyucu olacak, gribe bağlı hastane başvurularını azaltacak ve covid-19 ile tanı anlamında karışmasına da engel olacaktır.
Eğer tüm tedbirlere rağmen yüksek ateş, yeni başlayan öksürük, tat ve koku almada değişiklik olursa mutlaka doktorla ya da bir sağlık kuruluşuyla iletişime geçilmelidir.
Gebelikte covid-19 bulaşırsa…
Öncelikle aşırı panik yapmayın. Gebelikte koronavirüs sağlıklı erişkinlerden fazla risk taşımaz. Ancak kadınların bir bölümünde gebeliğe bağlı bağışıklık azaldığı için, bazı viral hastalıklar (grip gibi) daha ağır geçebilir. Bu nedenle gebeler hastalık açısından orta risk grubunda yer alır. Gebelerin çoğunda ek bir hastalık yoksa covid hafif veya orta şiddette seyreder.
Dünya genelinde gebelerle ilgili toplanan verilere göre hastaların çoğu evde veya hastanede serviste takip edilmektedir. Gebelerde yoğun bakım ihtiyacı %10 civarındadır.
Gebelerde covid-19 bağlantılı ölüm oranı %1 civarında tespit edilmiştir. Bu ortalama oranın çok altındadır ancak yine de çok üzücüdür, tek bir anne kaybına bile izin verilmemelidir.
Gebe kadınlar içinde 35 yaş ve üstü olanlar, aşırı kilolu olanlar, şeker-tansiyon-kalp hastalığı gibi ek hastalığı olanlarda ağır hastalık riski daha yüksektir. Bunlar daha dikkatli olmalıdır.
Peki, ya fetüsle ilgili riskler?
Fetüsle ilgili risklere gelirsek, sonuçta çok yeni bir virüs olduğu için bu konuda bilgiler yetersizdir, ancak anneden plasenta yoluyla veya doğum kanalından geçebileceği bilinmektedir. Bu şekilde bulaşma ihtimali düşüktür ama vardır.
Gebelikte covid genelde düşük riskine neden olmamaktadır.
Şu anki bilgilerimize göre gebelikte covid enfeksiyonu bebeğin gelişimini olumsuz etkilememektedir. Ancak özellikle hastalığı ağır geçiren gebelerde erken doğuma neden olabilmektedir.
Bulaşan bebeklerde genelde doğumdan kısa bir süre sonra virüs tespit edilmektedir. Bu bebeklerin nerdeyse tamamı sağlıklı ve iyi durumdadır.
Virüse bağlı gelişen uzun dönemde ortaya çıkabilecek komplikasyonlar henüz net bilinmemektedir.
Evde çocuğu olan gebeler ne yapacak?
Okul çağında çocuğu olan gebeler sağlık bakanlığı ve milli eğitim bakanlığınca yapılan uyarılara harfiyen uymalı, çocuklarına da bu konuda eğitim vermelidir. Çocuğun okula bırakılması, okuldan alınması mümkünse aileden başka biri tarafından yapılmalı, anne adayı bunu yapacaksa tüm kurallara uyarak, kapalı alana girmeden, öğretmen, bakıcı ve diğer velilerle sosyal mesafeyi koruyarak bunu halletmelidir.
Pandemi döneminde gebeler çalışabilir mi?
Pandemi döneminde çalışmak herkes gibi gebeler için de kaygı verici olabilir. Yeni çıkarılan yasalarla pandemi döneminde gebelere 24. haftadan itibaren izin kullanma hakkı (doğum öncesi toplam 16 hafta izin) verilmiştir. 24. haftaya kadar çalışması gerekenler işverenle görüşerek mümkünse evden çalışma veya yarı zamanlı çalışma şeklini düşünebilirler. Evden çalışması mümkün olmayan durumlarda gebeler için sosyal mesafe, el hijyeni ve maske kuralına uyarak, kapalı ortamda daha az vakit geçirecek ve sosyal teması en aza indirecek şekilde iş ortamında düzenlemeler yapılabilir. Bulunulan ortamın havalandırmasına dikkat edilmelidir. Gebeler mümkün olduğunca izole edilmeli, çalışma açısından daha az kalabalık ve riskin en az olduğu birimlerde görevlendirme yapılmalıdır.
Paylaş