Paylaş
Bu serinin ilk makalesi olan EMZİRME(ME) TUZAKLARINA DÜŞMEYİN adlı yazımda hastanede başınıza gelebilecekleri yazmıştım. Bu makalede ise taburculuk sonrasına değineceğim.
Bebeğinizin en doğal şekilde ve otorite kurumların tavsiyesi olan “ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleme” konusunda kararlılığınız bence en önemli şey. “Annelik tutumunuz” da bu konuda en belirleyici faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Bu tutum, çocukluktan itibaren kendi anneniz başta olmak üzere çevrenizdeki anneleri gözlemleyerek oluşuyor, özellikle hamilelik döneminde algıda seçicilik arttığından daha yakından ve derin gözlemler yaparak, kendi tarzınızla da harmanlayarak “annelik” modelinize son şeklini vermeye başlıyorsunuz. Ancak “annelik rolü kazanma süreci” bu kadarla sınırlı değil elbette. Bebeğiniz doğduktan sonra da bu süreç gelişmeye devam ediyor. Taslağın ilk kısmını ise hamilelikte oluşturuyorsunuz. O nedenle hamilelikte “emzirme dostu çevre” yaratmanız çok önemli.
Özellikle yakın zamanda doğum yapmış yaşıtlarınız bu yolda size en çok rehberlik edecek kişiler olacak. Onların bebeğini besleme şekline bakın, mamacı mı, yoksa sonuna kadar anne sütü diyen bir anne mi? Karşılaştığı güçlüklerde kolayca pes edip, emzirme danışmanından destek almak varken mamaya teslim mi oluyor? Bu konuda kendini geliştirmemiş, araştırma yapmamış, doktorun her verdiğini kendi beyin süzgecinden geçirmeden uygulayan akranlarınızdan ve yeni nesil mamaların hiç de kötü olmadığını savunan kişilerden uzak durun.
Çocuk hekimi seçiminiz çok önemli. Doğalcı ve anne sütünü teşvik edici bir hekim olmalı. Yaşadığınız en küçük emzirme problemi ya da bebeğinizin kilo düşüklüğünde size yardım etmek için ilk seçeneği “mama vermek” olan bir hekimden uzak durmalısınız. Maalesef size yardım etmek için mama dışında bir şey önerememesi üzücü aslında. Ekibinde mutlaka bir emzirme danışmanı ile çalışan bir hekim tercih etmelisiniz. Odasında mama firmalarının logolarını görebileceğiniz not defterleri, kalemler, tanıtım ürünleri olan hekimlerin bu firmalar ile anlaşmaları olabileceğini akılda tutmalısınız. Hekiminizin bu konudaki tavrını öğrenmek için ona yönelteceğiniz “yeterli kilo almayan bir bebeğe yaklaşımınız nedir” sorusunun cevabı size az çok bir fikir verecektir. Ya da önceki hastalarına mama başlayıp başlamadığını da dikkat edebilirsiniz. Gramlara takılı kalan, bebek gelişiminin kilo dışında diğer hiç bir parametresini (boy artışı, bilişsel ve motor gelişim gibi) dikkate almayan, mamanın barsak florasına zararını gramlardan daha az önemsiz bulan bir yaklaşımdan kaçının.
Yurt dışı modellere baktığımızda, çocuk hekimi ve “uluslararası kurul sertifikalı emzirme danışmanlarının” ortaklaşa çalıştığı modeller benimsemiş. Kilo sorunu olan bebeğe yaklaşım için hekim; hemen mama reçete etmek yerine, anneyi uluslararası kurul sertifikalı bir emzirme danışmanına yönlendiriyor. Böylelikle ülkeler emzirme oranlarını arttırmayı hedefliyor. Bizim ülkemizde de mama yerine önce bir emzirme danışmanından destek almanız söz konusu.
Ancak destek aldığınız kişinin gerçekten bu alanda yetkin olduğuna dikkat etmelisiniz. Hekiminizi sorguladığınız gibi emzirme danışmanının da “ne kadar sürelik bir eğitimden geçtiğini” ve “kaç senedir bu işle uğraştığını” araştırmalısınız. Eğer ki profesyonel destek almaya olanağınız yok ise aile sağlığı merkezlerinde ebe ve hemşirelere ücretsiz danışabilirsiniz. Ayrıca gönüllü bir kuruluş olan http://www.lllturkiye.org sayfasını ve emziren annelerin birbirine destek verdiği facebook gruplarını takip edebilirsiniz.
Ancak eğer ki sorununuz ciddi ise (memede açık bir yara olması, mastit vs) gibi acil durumlarda o gruplarda zaman kaybedebilirsiniz, bu tür durumlarda profesyonel destek almanız ya da en yakındaki aile sağlığı merkezine başvurmanızı öneririm.
Emzirme dostu çevreyi en kolay doğuma hazırlık ya da emzirmeye hazırlık eğitiminde kuracağınız yeni arkadaşlıklar sayesinde edinirsiniz. O nedenle emzirme konusunda işi son ana bırakmamanız önemli. İdeal olanı hamilelikte bu eğitimleri alıp, bu çevreyi oluşturmanız. Hekiminizi de bu dönemde seçmeli ve gözlemlemeye başlamalısınız. Hekim konusunda elinizde birkaç alternatifiniz olsun.
Yakın zamanda hepimizin tanıdığı ünlü bir anne ile çalıştım. Emzirme sürecinde çok yalnız kaldığından bahsetti. Üstelik bir de bakıcısı! Bakıcının saatlik emzirme taktiği yüzünden sütü azalmış ve bebekte kilo problemi başlamış. O dönemde onu emzirmeye devamlılık konusunda tek destekçisi yine yakın zamanda doğum yapmış ve aynı yollardan geçen emziren bir arkadaşıymış. Seansımız sırasında o arkadaşının, anneye ne kadar güzel ve doğru şekilde destek olduğuna şahit oldum. İşte böyle bir çevre yaratmanız çok önemli. Eğer annenin böyle bir çevresi olmasaydı, mama ve biberonla beslenen, anne-bebek bağlanma sürecinin sekteye uğrayabileceği bir manzara ile karşılaşabilirdim. Oysaki benim karşılaştığım manzara düşük kilo alımına ve başındaki katı kuralcı bakıcıya rağmen, oğlunu aşkla beslemekten hiç vazgeçmemiş, sadece biraz kafası karışmış bir anne ve meme görünce direkt memeye adeta saldıran emme tutkunu memeye aşık ve yabancı olmama rağmen beni ilk gördüğünde gülümseyerek karşılayan MUTLU bir bebek idi.
Her zaman söylediğim gibi doğurmayan kadınların bile emzirebileceğini artık biliyoruz. Aşkla beslemeye devam edin sevgili anneler…
İşe “emzirme dostu bir çevre” oluşturmakla başlayabilirsiniz...
Paylaş