Paylaş
Doktora tezimde tüp bebek adayı çiftlerde cinsel yaşamı araştırırken, su yüzüne çıkan önemli bir konudan bahsedeceğim. Tüp bebek tedavisi alan çiftlerde, uygulanan tedavinin belli aşamalarında mesela yumurtlamadan hemen önce, yumurta henüz çatlamamışken, cinsel birleşme beklenir. Yaptığım araştırmada ve hatta benzer pek çok çalışmada, cinsel yaşamı belirli günlere, saatlere bağlamak, sanki bunu bir görevmişçesine hazza değil de, "üremeye" odaklanarak yapmak, aslında pek çok çiftin hiç memnun olmadığı bir durum.
Öyle ki, bu durum erkeklerde "performans anksiyetesi" olarak tabir edilen durumun da yaşanma sebepleri arasında. Erkekler, kendilerinden beklenen döllenme olayını üzerlerinde bir çeşit baskı gibi hissedip, yük edinip, stres geliştirdiklerinde ereksiyonla ilgili çeşitli zorluklar yaşayabiliyor. Kadınlar da keza aynı. Belirli gün ve saatlerde olması gereken cinsel eylem, cinselliğin doğasındaki cazibe, gizem, haz gibi duyguları maalesef ikinci plana atabiliyor. Araştırmalarda çiftlerin cinsel eylemi bir programa tabi tutularak yaşamalarının cinsel doyumu azalttığı ortaya konuldu.
Bu gibi ve hatta vajinismus, cinsel istek azlığı, orgazm olamama, cinsel doyum azlığı gibi pek çok üreme sağlığı sorunlarının üstesinden gelmenin yolu, beden farkındalığını arttırmaktan geçiyor. İçinde yaşadığımız beden ile teması yeniden hatırlamak, bu kopuşların telafisini yapmak, adet döngüsü okur-yazarlığı ve bununla uyum içinde yaşamda akabilmek cinsel hayata da mutluluk getiriyor. Tüp bebek tedavisine de yararlı etkileri olabiliyor.
Eşlerin birbirlerine karşı şeffaf ve şefkatli iletişimi, farkında olmadan kişinin üzerinde taşıdığı olumsuz cinsel öğretilerin, doğru bildiği yanlışların bir uzman desteği ile düzeltilmesi gerekir. Çiftlerin ortak akıl ve kalple ortaya koydukları cinsel eylem deneyiminin özgürleşmesi ve keyifle yaşanılası hale getirilmesi için her çiftte olduğu gibi tüp bebek adaylarında da en temel adımlardan biridir. Aşkla besle, Güliz...
Paylaş