Paylaş
Her makalemde emzirme konusunda doğru bilinen yanlışlara değinmeye çalışıyorum. Bu bölüm “artık emzirmene gerek yok, besleyici özelliği yok, sudan farksız” diyenlere gelsin… Anne sütü asla besleyici özelliklerini kaybetmez. Bebeğinizin ihtiyaçlarına göre içeriği her zaman değişir.
Özellikle iki yıldan sonra emzirmeyi gereksiz bulanlar için: Antikorlar (bebeği hastalıklara karşı koruyan savaşçı maddeler), anne sütünde salgılanmaya devam eder. Bebeğin aldığı hiçbir gıdada bu antikorlar bulunmaz. Yani bebeğinizin bağışıklık sistemini güçlü tutmanın en önemli yolu emzirmeye devam etmektir. Üstelik günümüzdeki besinlerin GDO’lu ve tarım ilaçları içerdiğini düşündüğümüzde, ek gıdanın anne sütünün alternatifi olmadığını da bir kez daha anlamış oluruz.
Anne sütü o kadar mucizevi bir sıvıdır ki, halen bilim dünyası bunu keşifle uğraşıyor. Hiçbir yapay besin (mama) anne sütü teknolojisini yakalamadı ve yakalayamayacak! Çünkü bu müthiş sıvının içeriği, bebeğin ihtiyaçlarına göre günden güne değişiyor. Bebeğin hasta olması halinde içeriği antikordan zenginleşiyor. Bebeğin erken doğması durumunda ihtiyaç olan proteinden zenginleşiyor. Çağımızın hastalığı olan allerjilere karşı koruyor bebekleri. Yurt dışındaki anne sütü bankalarınının kanser hastaları tarafından sıklıkla ziyaret edildiğini biliyoruz. Kanser tedavisinde bile kullanılıyor. Çünkü içeriğinde kanser hücresini öldüren maddeler var. Hiçbir teknoloji bu sırra erişemiyor.
Makalenin asıl konusu olan anne sütünün diğer kullanım alanları sorusuna dönecek olursak; cilt yenileyici olduğunu söylemek mümkün. Anne sütünü meme ucundaki çatlaklara, bebeğin cildindeki ufak tefek çiziklere sürdüğümüzde, birkaç gün içinde dokunun iyileşmesi, içeriğindeki epidermal büyüme faktörleri sayesinde gerçekleşir. Anneler gençliklerini korumak için, hiçbir kozmetik dükkanında bulunmayan ve tamamen kendisine özel bu sıvıyı ciltlerine uygulayabilir. Böylelikle cilt yenilenmesi hemen başlar. Basitçe avucunuza dökün ve ardından cildinize yedirin. Üstelik kozmetik ürünlerindeki gibi kimyasal içermediğinden allerji riski de yok. Böcek ısırması, ciltte yanma, kızarıklık, kaşıntı olan her durumda kullanabilirler, makyajın temizlenmesinde bile!
Deposunda fazlaca süt bulunan annelerin kahve kreması, sütlü tatlıların içine katma, yoğurt, puding yapımı gibi amaçlarla kullandığını da biliyorum. Herhangi bir yan etkisi olmadı ve kullananlar gayet memnun. Ancak eğer ki başkaları da bunlardan yiyecekse, bilgilendirip, yiyip, yemeğe kararına ona bırakmak, etik olacaktır.
Sadece bir fikir: Bir bezin bir köşesini biraz süte batırın, dondurun, çiğnemek için bebeğe verin. Emzirmeden önce verirseniz, çiğneme ihtiyacını memenizde gidermek yerine dondurulmuş sütlü bezde yapar :)
Tıpkı kan gibi anne sütü de hiçbir teknolojisinin üretemediği bir sıvıdır. Kan merkezleri bir çok hastanın hayatını kurtardığı gibi, anne sütü de özellikle erken doğan prematüre bebekler için hayat kurtarıcıdır. 23 hafta 3 günlük ve 520 gr doğan bir bebeğin emzirme danışmanlığını yapmıştım. Yaşama şansı bile olmayan kahraman savaşçımız şu an sağlıklı ve 3. yaş gününü kutluyor ise bu tamamen annesinin sütü sayesindedir. Sağlık personelinizden bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgi edindikten sonra tanıdık, bildik kimselere vermek tercihiniz olabilir ya da Sosyal medyada anne sütü paylaşım gruplarına katılabilirsiniz.
Anne sütü paylaşımıyla ilgili yürüttüğümüz araştırma projemize desteklerinizi bekliyorum. Unutulmamalıdır ki, bu araştırma sonuçları Türkiye’de önemli bir konuya yön verebilir. Toplamda on dakikalık bir ankete katılarak, projemize destek vermeniz çok kolay.
Süt paylaşmamış kişiler için: www.tinyurl.com/sutpaylasmamis
Bağışçılar için: www.tinyurl.com/bagiscilar
Alıcılar için: www.tinyurl.com/alicilar
Aşkla besle sevgili anne...
Paylaş