Paylaş
Gençlerin eğitim hayatları için iki kritik köprü olan bu sınavlar ve sınav sonucuna bağlı olarak yapacakları tercihler gelecek yaşamlarını şekillendirecek. Lise üniversite yaşamı için bir basamak, üniversite ise meslek yaşamı için bir basamak olacak. Bu sebeple tercih dönemini doğru şekilde yönetmek oldukça önemli. Öğrencilerin önceliği kendini doğru tanımakla birlikte, güçlü yanlarını ve sınırlılıklarını bilmek, ardından planlarını, amaçlarını ve isteklerini değerlendirmek olmalıdır. Gerek lise gerekse üniversite yaşamı boyunca olumlu ya da olumsuz her yaşantının sorumluluğu öğrencide olmalıdır. Aileler çoğu zaman ‘biz yapamadık, o yapsın, o okusun’ düşüncesiyle çocuklarının başaramayacakları bölüm ve mesleklere dair zorlayıcı olabiliyorlar. Baskı ile yapılan tercihler bazen daha yolun başındayken öğrenciyi pes ettirip okulu bırakmayla sonuçlanıyor, bazen de mutsuz bir eğitim hayatının ardından mutsuz bir meslek yaşamını getiriyor. Yanlış tercihlerin etkisi bir ömür sürüyor.
Bu sebeple tercih dönemi öğrencinin;
-Ben kimim?
-Hangi alanlarda yetenekliyim?
-Nelerden keyif alıyorum?
-Geleceğime dair ne planlıyorum?
-Amaçlarım neler?
-Ne istiyorum? gibi kritik sorulara verdiği yanıtlar baz alınarak, uzman kişilerce yürütülmelidir.
Tercih dönemine dair süreçte Mesleki Kişilik Teorisi temel alınabilir. Teori; bireyin istek ve eğilimlerinin çevreyle örtüşmesine dayanır. Yatkınlıklar ve çevre birlikte değerlendirilerek şartlara en uygun bireyin seçilmesine odaklanır. Yapılan değerlendirmelere uygun işleri yapan bireylerin, iş yaşamlarındaki memnuniyet düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Teori bireyin yatkınlarına dayalı 6 farklı mesleki kişilik tipini açıklar:
1- Araştırmacı Mesleki Kişilik: Bireyin çevresiyle ve kendisiyle ilgili sorular sorma özelliğini ve merak eğilimlerini gösterir. Biyoloji, genetik, matematik, kimya, fizik, mühendislik, antropoloji, tıp teknisyenliği gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
2- Girişimci Mesleki Kişilik: Bireyin yönetimi kendi elinde tutma, kendi işini yapma ve fırsatları değerlendirmeye çalışarak kendi hayatını yönlendirmeye yönelik faaliyetlerden zevk alma eğilimlerini gösterir. Satış, pazarlama, hukuk gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
3- Konvensiyonel Mesleki Kişilik: Bireyin rutin ve tekrarlayan işler yapma eğilimlerini gösterir. Düzenlilik ve istikrar ile fazla değişkenlik göstermeyen işleri tercih eden kişilerdir. Bankacılık, kütüphanecilik, muhasebe, finans gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
4-Teknik/Mekanik Mesleki Kişilik: Bireyin nesneler, aletler kullanma ve tamirat yapma gibi teknik beceri / el becerisi gerektiren işleri yapmaya yatkınlık düzeyini gösterir. Genelde mühendis ve teknisyenlerde baskın olan kişiliktir. Araç/makine teknisyenliği, elektrik, mühendislik, ziraat ile ilgili meslekler, beden eğitimi öğretmenliği gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
5-Artistik Mesleki Kişilik: Bireyin mesleki olarak yaratıcılığını ortaya koyma eğilimini gösterir. Yeni şeyler üretme, tasarlama gibi etkinlikleri içerdiğinden sanatçılar, tasarımcılar bu mesleki tarafı baskın olan kişiliklerdir. Yazarlık, güzel sanatlar, oyunculuk, stratejist, yönetmenlik, reklamcılık ve iç mimarlık gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
6-Yardımcı Mesleki Kişilik: Bireyin diğer insanlar arasında olma ve onlara yardım etmekten keyif alma eğilimini gösterir. Bu eğilim de diğer insanlarla ilişki kurma düzey ve yoğunluğundan duyulan tatminin göstergesidir. Sosyal hizmetler, rehabilitasyon, özel eğitim, psikoloji, rehberlik ve psikolojik danışmanlık, halkla ilişkiler, öğretmenlik gibi bölümlere uygunluğu düşündürür.
Anne-babalara bu süreç için önerilerim:
• Çocuğunuzdan sevgi, ilgi ve desteğinizi esirgemeyin.
• Başarılı alanlarını takdir etmeyi, sınırlılıklarını kabul etmeyi ihmal etmeyin.
• İletişiminizi güçlü tutun.
• Puanına değil, geleceğine odaklanın.
• Kaygılarınızı yönetin, zorlanırsanız uzman yardımı almaktan çekinmeyin.
• Onu doğru yönlendirin, baskılayıcı yada zorlayıcı olmayın.
• Kendi hayallerinizi değil, çocuğunuzun hayallerini önemseyin ve saygı duyun.
Özetle ‘Demokratik Anne-Baba Tutumu’ sergileyin. Bu tutumunuz çocuğunuzun; öz güveni yüksek, sorumluluk sahibi, kendini doğru tanıyan, güçlü ve yetersiz yanlarının farkında olan, açık görüşlü ve gelişime açık birey oluşuna temel oluşturacaktır.
Paylaş