PaylaÅŸ
Küçük yaştan itibaren verilen doğru eğitim ile her türlü ayrımcılığın çocuğunuza etki etmesini önleyebilir, şahit olduğu ayrımcı tavırlara karşı doğru yaklaşımlar sergilemeyi öğretebilirsiniz. Kötü niyetli olay ve inançları doğru değerlendirmelerine ve iyilik için güç olmalarına rehberlik edebilirsiniz. Peki nasıl?
0-6 yaÅŸ dönemi: YaÅŸamın ilk yıllarında amaç, ÅŸefkat ve hoÅŸgörü temelli pozitif bir düşünce zemini oluÅŸturmak olmalıdır. Çocuklar ırk, cinsiyet ya da etnik kökenlerini seçerek doÄŸmuyorlar. DoÄŸal olarak ayrımcılık bilinciyle yaÅŸamaya baÅŸlamıyorlar. Bu dönemde verilen eÄŸitimle, çocuÄŸun gelecekte nasıl düşüneceÄŸi ve farklılıklara nasıl yaklaÅŸacağına dair kontrol ebeveynlerin elindedir. Yapılan tüm araÅŸtırma ve çalışmalar, küçük yaÅŸta farklılıklara saygı duyma bilinciyle yetiÅŸtirilen çocukların gelecekte bu düşünce yapılarını doÄŸru davranışlar olarak sergileyebildiÄŸini göstermekte.Â
• ÇocuÄŸunuz ona benzemeyen ya da alışık olduÄŸu çevredekilerden farklı bireylerle hiç karşılaÅŸmayabilir. Bu durumda ebeveynler farklılıkları evlerine getirebilirler. Kitaplar ve filmler farklı kültürleri tanıtabilecekleri en kıymetli kaynaklar. Ailecek planlanan bir film gecesinde, farklı kültüre ait bir film izlenebilir ve üzerine sohbet edilerek çocuÄŸun merak ettiÄŸi sorular cevaplanabilir.Â
• ÇocuÄŸunuza bu konuya dair eÄŸitim vermeye baÅŸladığınızı, çocuÄŸun hayatına dâhil olan ve paylaşımlarına güvendiÄŸiniz yakın çevrenizle de paylaÅŸabilir, destek isteyebilirsiniz. Öğretmeniyle sürece dair iÅŸ birliÄŸi yapabilirsiniz. Â
• EÄŸer çok dilli ebeveynler iseniz, çocuÄŸun ana dilini öğreniminin ardından baÅŸka bir dil öğrenmeye de teÅŸvik etmelisiniz. 2014’te Chicago Ãœniversitesi'nde yapılan bir araÅŸtırma sonuçları; günlük hayatta birden fazla dil duyan çocukların, dili kendilerinden farklı olan insanları daha fazla kabul ettiklerini göstermektedir. Â
• Bu yaÅŸ grubu çocuklar için kelimeler oldukça önemlidir. Merakla sorulan sorulara karşı ebeveyn sessiz kalmamalı, sorusunu önemsediÄŸini hissettirmeli ve konuyu geçiÅŸtirmemelidir.Â
6-8 yaş dönemi: Ayrımcılık ve nefret tutumlarına karşı açıkça konuşmak bu çağda daha kolay hale gelir. Özellikle ilkokul sürecindeki akran ilişkilerinde, okul öncesi döneme göre yaşanan değişimler, çocuklar için adalet kavramını daha önemli hale getirir. Çocuklar bu dönemde, ayrımcılığa dair hassasiyet geliştirebilir ve sorgulamaları fazlaca olabilir.
• Çocuğunuz rehberiniz olsun. Onun dile getirdiği duygu ve düşünceler sizin paylaşımlarınızı yönlendirecektir. Size düşen ona doğru soruları sormaktır. Ne duyduğunu, nasıl anladığını, akranlarının neler konuştuğunu, televizyonda neler gördüğünü öğrenmek konuşmanızı yönlendirecektir.
• Sohbetinizde aşırıya kaçmayın. Basit, kısa ve olabildiÄŸince dürüst cümleler kurun. EÄŸer kiÅŸisel olarak yanlı düşünceleriniz var ise, bunları yansıtmamaya çalışın. Sizin düşünceniz, çocuÄŸunuzun düşüncesi olacaktır. Onun sizi model aldığını unutmayın ve objektif cümleler kurun.Â
• Eğer cevabını bilmediğiniz ya da yorum yapamayacağınız sorular sorar ise, dürüst şekilde bilmediğinizi söylemekten çekinmeyin. Anlamsız, konu geçiştirici ya da yanlış bir cevap vermeniz onun zihnini karıştırabilir. Ebeveyn olarak her konuyu derinlemesine bilmenize gerek yok. Onu sevdiğinizi ve onu güvende tutmak için elinizden geleni yapacağınızı söylemeniz yeterlidir.
9-11 yaÅŸ dönemi: Teknolojinin yaygınlığı, günden güne uyaranların artışı çocukların korkutucu olaylarla sıkça karşılaşır olmalarına neden oldu. Dolayısıyla çocukları korumak ve saÄŸlıklı bir bilinç kazandırmak ebeveynler için çok daha önemli bir görev haline geldi. Çünkü artık çocuklar, doÄŸru ya da yanlış fark etmeksizin bilgiye çok hızlı ÅŸekilde eriÅŸim saÄŸlıyorlar. Bu yüzden izledikleri içerikleri, duydukları cümleleri doÄŸru ÅŸekilde anlamalarına mutlaka yardımcı olmalıyız. Â
• Ekran kullanımı ve içerik takibi, güvenlik ayarları aracılığıyla ebeveynlerin kontrolünde olmalıdır. Özellikle akranlarıyla arasında geçen sohbetlere dair bilgi edinmek, takip ettiği siteleri incelemek, telefonunda kullandığı uygulama ve içeriklerini kontrol etmek gereklidir. Dil, din, ırk, cinsiyet, kültür zorbalıklarının ve diğer tüm nefret içerikli paylaşımların birinci hedefinin özellikle genç kitle olduğu unutulmamalıdır.
• Bu yaş grubu çocuklar, tanıdığı ve sevdiği kişilere yönelik ön yargılı görüşler oluşturmaya başlayabilirler. Örneğin; teyzesi ayrımcılığı destekleyen bir sosyal medya paylaşımı yayınlar; komşunuz cinsiyetçi bir söylemde bulunur. Çocuk, haklı olarak zihin karışıklığı yaşayabilir. O kişiyi seviyor ve önemsiyordur, ancak düşüncelerinin ailesininkinden farklı olduğunu görmek onu düşündürebilir. Bu durum fark edilmeli ve üzerine konuşulmalıdır. Ebeveyn dilini tarafsız tutmalıdır. Örneğin ‘Teyzeni seviyoruz ancak ondan farklı düşünüyoruz. Tıpkı renk, ırk, cinsiyet, kültür gibi düşünceler de farklı olabilir.’ diyerek durum normalize edilmelidir.
12 yaş ve üzeri: Çocuklar çocukluktan çıkmaya hazırlandıkları bu dönemde, kimliklerini kazanır ve nasıl bir yetişkin olacaklarına dair temel oluştururlar. Bu yaş dönemi oluşan düşünce yapısı sağlıklı ise genç birey şefkat, merhamet ve saygı içeren bir yaşam sürecektir. Diğerleri ise nefret temelli, daha karanlık bir yol izleyeceklerdir.
• Her yaÅŸ döneminde gerekli olan güçlü iletiÅŸim, bu yaÅŸ grubu için çok daha fazla önemli hale gelir. ÇocuÄŸunuzun ister sanal ortamdan ister sosyal hayattan olsun, önyargılı düşüncelere ya da nefret söylemlerine tanıklık ettiÄŸini fark ederseniz, vakit kaybetmeden konu üzerine mutlaka konuÅŸun.Â
• KonuÅŸmalarınızda yargılayan, eleÅŸtiren, kural koyan, yasaklayan cümleler kullanmayın. Sohbetinizi olabildiÄŸince açık ve samimi tutun. Ben öyle düşünmüyorum, ÅŸu düşüncende haklısın, bir de ÅŸu yönden düşünmeyi denemelisin, benim de eskiden senin gibi düşündüğüm olmuÅŸtu sonra ÅŸunları yaÅŸayıp yeni ÅŸeyler öğrendim gibi yapıcı cümleleri tercih edin. Â
• Düşünceleri eyleme dönüştürmek, genç bireyde bir kontrol duygusu doğurur. Irk, din, dil, cinsiyet, kültür farklılıklarına yönelik nefret söylemlerine ya da eylemlerine maruz kalmış kişilerle tanışmak, iletişim kurmak ya da yardımcı olmak, duygu ve düşüncelerinde kalıcı etkiler yaratır.
Konuya özveri ile yaklaşın
Elbette bunları uygulamak, dile getirmek kadar kolay olmayabilir. Ebeveynler zorlanabilir, tökezleyebilirler. Çünkü ayrımcılık ve nefret konusu, rahatsız edebilecek düzeyde hassas aynı zamanda karmaşık bir içeriÄŸe sahiptir. Düşüncelerde olduÄŸu gibi duyguların ifadesinde de açık olmak ihmal edilmemelidir. ÖrneÄŸin anne-baba üzüntüsünü göstermez ise, çocuk üzgün olduÄŸunda kendini anormal hissedebilir. BaÅŸ etmemiz gerekmiyormuÅŸ gibi davranırsak baÅŸ etme becerilerini onlara öğretemeyiz. Anne-babalar en güçlü araçlarının içgüdüleri olduÄŸunu unutmamalı ve konuya özenli yaklaÅŸmalıdırlar.Â
PaylaÅŸ