Paylaş
Pandeminin başlarında ebeveynler için birlikte yapılabilecek aktiviteler oldukça çok görünüyordu ve tüm aile keyif alıyordu. Aktivite bulmakta zorlanılmıyordu. Ancak süre uzadıkça aileler zorlanmaya, çocuklar daha fazla sıkılmaya başladılar, etkinlikler yeterli gelmemeye başladı. Pandeminin başlarında ebeveynler için birlikte yapılabilecek aktiviteler oldukça çok görünüyordu ve tüm aile keyif alıyordu. Aktivite bulmakta zorlanılmıyordu. Ancak süre uzadıkça aileler zorlanmaya, çocuklar daha fazla sıkılmaya başladılar, etkinlikler yeterli gelmemeye başladı.
Pandemi gibi büyük ve küresel bir sorunun içinde olmasaydık yine de ebeveynler için yaygın bir problem olarak konuşurduk can sıkıntısını. Çünkü hemen her ebeveyn çocuğunun 'Sıkıldım' isyanına çözüm bulmaya istemli istemsiz yoğun çaba sarf eder. Bir taraftan da büyük bir ikilem yaşayabilir. Çocuğumu mutlu etmek mi yoksa bağımsız olarak bu sorunu çözmeye çalışmasına yönlendirmek mi?
'Canım sıkılıyor!' cümlesiyle karşılaştığınızda neler yapabilirsiniz?
Can sıkıntısı yaşayan çocuğunuz ve siz ebeveynleri için 5 yararlı ipucu:
1. Sorunun kökenine ulaşın
Büyük ve yükü ağır duygular her zaman görünür değildir. Hatta çoğu zaman görünenin arkasında gizlenir. Çocuğunuzun yapacak ve ilgilenecek bir şey bulamayıp, kendini bunalmış hissettiği anlardaki 'Canım sıkılıyor' isyanının altında yatan başka bir sorun olabilir. Bu ihtimali mutlaka değerlendirmelisiniz. Neler altta yatan sebepler olabilir?
Çocuğunuzla birlikte yeterli vakit geçirdiniz mi?
Tüm çocuklar yeterli ve pozitif ilgiye doğuştan bir ihtiyaç ile dünyaya gelirler. Onunla kaliteli zaman geçirmek, kendini değerli ve güvende hissetmesini sağlamak bu ihtiyacını karşılar. Ama bu önemli ihtiyacı karşılanmadığında yeni sorunlar şekillenmeye başlar. Bu sorunlar küçük yaşlarda ağlama nöbetleri ve hırçınlık olarak, yaş biraz büyüdüğünde öfke patlamaları ve saldırganlık olarak ortaya çıkabilir. Ve tabii ki her yaşta can sıkıntısı şikayetleri ve yakınmalarıyla kendini gösterebilir.
Bu yüzden ‘sıkıldım’ isyanlarını sık duymaya başladıysanız durup bir düşünün. Bugün çocuğumla yeteri kadar vakit geçirdim mi? Çocuğum ihtiyacı olan pozitif ilgi dozunu aldı mı? Eğer cevabınız hayırsa ve bu ihtiyacı karşılamakta zorlanıyorsanız bir süre Zihin, Beden ve Ruh Zamanı uygulamasını deneyin. Yapmanız gereken tek şey, günde bir- iki kez 10-15 dakika harcamak ve sadece çocuğunuzun yapmak istediği bir şeyi yapmak. Zihninizde başka hiçbir şey olmadan bedeniniz ve ruhunuzla sadece o an’da olarak bunu başarabilirsiniz. Geçirdiğiniz birliktelik zamanını mutlaka bir geri bildirimle tamamlayın. ‘Özel zamanımızdan çok keyif aldım. Bunu yarın tekrar yapmak için sabırsızlanıyorum!’. Ayırdığınız bu kısa vaktin yarattığı değişimler sizi şaşırtabilir.
Çocuğunuz kendi kendine yetebilmeyi biliyor mu?
Çocuklar büyürken elbette kendi kendilerine daha fazla yeter hale gelirler. Her gelişimi evresinde farklı beceriler kazanırlar. Ancak bazı konularda gelişimleri değil, anne-babaların onları yönlendirmeleri şarttır. Örneğin; kendi kendine yetebilme becerisi gibi. Bu beceri oldukça önemlidir ve can sıkıntısı anları için kritiktir.
Kendinize şu soruyu sormalısınız: Çocuğum onu eğlendirmemi istediği için mi ağlıyor, isyan ediyor yoksa kendi başına yapabilecek bir seçenek bulmak için gereken beceriye sahip mi değil?
Anne-baba olarak sorumluluğunuz can sıkıntısı anlarını kendi başına çözebilmesi için ne yapabileceğini anlatmaktır. Ona ‘Bazen sıkıldığını fark ediyorum, aynı zamanda senin kendi başına yapacak eğlenceli bir şeyler bulabileceğini de biliyorum. Mesela en sevdiğin aktivitelerin bir listesini yapıp ve bir dahaki sefere sıkıldığında, aralarından seçim yapabilirsin. Denemeye ne dersin?’
Bu konuda, ilk başta dirençle karşılaşabilirsiniz. Ama ona biraz zaman tanıdığınızda kendi eğlence araçlarını bulma yeteneğindeki değişimi görmeye başlayacaksınız. Aynı zamanda yavaş yavaş artık onu can sıkıntısından kurtarmanızı beklemekten vazgeçecektir.
Çocuğunuz yeterli miktarda uyudu ve dinlendi mi?
Tıpkı yetişkinler gibi, çocuklar da yaşlarına göre uygun düzeyde uyumadıkları ve yeteri kadar dinlenemediklerinde belirgin bir zihinsel yorgunluk çekerler.
Uykudan ödün verildiğinde ve beyin yorulmaya başladığında, doğal olarak problemler başlar. Bağışıklık sisteminin zarar görmesinden eğitim akışının bozulmasına, iletişim hatalarından can sıkıntısına kadar her şey olarak ortaya çıkabilir.
Zihnimiz yorulduğunda, herhangi bir aktiviteye olan ilgimizi ve dikkatimizi kaybetmemiz oldukça kolaylaştırır. Bu yüzden çocuğunuz için sadece beş dakika oynadığı oyun çekiciliğini çabucak yitiriyor, canı hızla sıkılıyor ve dikkat süresi kısalıyorsa uyku düzenini kontrol etmeniz faydalı olabilir.
Çocuğunuzun yaşına uygun seçenekler yeterli miktarda mı? Bazen can sıkıntısı gibi görünen şey aslında yaşa uygun seçeneklerin eksikliği olabilir. Örneğin; oğlunuz oyuncakları ondan birkaç yaş küçük çocuklar için tasarlandığı için sıkılıyor olabilir. Ya da kızınız sınıf seviyesinin üzerinde bir kitap okumaya çalışıyor olabilir. Çoğu zaman çocuklar sıkıldıkları için değil, yeterince zorlanmadıkları veya çok zorlandıkları için ilgilerini kaybederler. Çocuğunuzun ilginç, merak uyandıran, yaşına uygun seçeneklere sahip olmasını sağlamak, can sıkıntısı anlarını azaltmanın kolay bir yoludur.
2. Ekran süresini sınırlayın
Yorgun, bunalmış ve seçeneksiz olduğunuz anlarda çoğu zaman ekranlar siz anne-babaların kurtarıcısı oldu. Hele ki pandemi süreci bu kurtarıcıya bağımlı hale getirdi ve işler kontrolünüzden çıktı. Çocuğunuzu ekran başından kaldıramaz hale geldiniz, çünkü ekran süresi artık onun için tek eğlence kaynağı. O kadar eğlenceli ki 30 dakika olarak belirlediğiniz ekran süresi hızla bütün bir öğleden sonraya dönüşebiliyor.
Konu can sıkıntısından kurtulmak olsa da, çok fazla ekran maruziyeti aslında daha fazla can sıkıntısına neden olabilir.
Örneğin; çocuğunuz uyanır uyanmaz tabletini eline alıyor. Yemek yerken bilgisayarından video izliyor ya da oyun oynuyor. Elinden ekranlar alındığı anda hızla canı sıkılmaya başlıyor. Çünkü çocuğunuz sürekli ve tek taraflı iletişime maruz kalarak eğlenmeye alıştı. Çocuklar çok fazla ekran süresine maruz kaldıklarında, anlık tatminler yaşarlar ve sahip oldukları hayal gücü potansiyelini kaybederler. Ekranlar olmadığında boş zamanlarını doldurmak için kendi hayal güçlerini kullanarak bir şeyler bulmakta zorlanır hale gelirler. Günlük ekran süresini sadece çocuğunuz için değil tüm aile bireyleri için mutlaka net şekilde belirleyin ve taviz vermeyin. Zihnini ekrandan uzaklaştıran ve gerçek dünyayla meşgul olan çocuğunuz yaratıcılığını konuşturacaktır.
3. Eğlence kaynağı olmayın
Uzun bir iş günü, ardından ev işleri, yemek, ödevler derken elbette arkanıza yaslanıp biraz dinlenmeyi istiyorsunuz. Tüm işler bitti çayınızı, kahvenizi, kitabınızı alıp kanepenize oturdunuz. Ancak aniden, çocuğunuz yanınıza geldi. "Bu evde yapacak hiçbir şey yok!" diye ağlıyor. Hemen her şeyi bir kenara bırakıp onun keyfini yerine getirmek için seçenek bulmaya mı çalışıyorsunuz? Eğer öyleyse, bu düzeni değiştirmenin vaktidir. Çünkü otomatik olarak problem çözme moduna geçmeniz ne kadar doğal olursa olsun yanlıştır. Yaptığınız tek şey, tam olarak onun kişisel eğlence kaynağı haline gelmek oluyor. Şöyle düşünüyor olabilirsiniz, "Ama çocuğum, çok uzun süredir evde sıkışıp kaldı . Onu meşgul edecek bir şey yapmadığımda kendimi çok suçlu hissediyorum! " Ebeveynler için, çocuklarının üzgün ve kaygılı anları zorludur. Ancak onun gerçekten mutlu olmasını istiyorsanız doğru şekilde yönlendirmelisiniz.
Çocuğunuz için bir eğlence kaynağı değilsiniz, siz onun ebeveynisiniz. Onu günün her anında eğlendirmeye çalışmak gibi imkânsız bir görevden vazgeçmeli ve olması gerekeni görmelisiniz: Çocuklarınız için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri sıkılmalarına izin vermektir!
4. Sıkılmalarına izin verin
Şaşırtıcı gelebilir ama can sıkıntısı iyi bir şeydir. Çünkü can sıkıntısı zihni boşa çıkarır ve çocuklara çevresindeki dünyayı yavaşlatma fırsatı verir. Bir yetişkin yardımı olmadan kendi başlarına yapacakları şeyleri bulma şansı verir.
Çocuğunuz can sıkıntısı yaşarken hızla bir eğlence kaynağı bulmaya çalışmak yerine, ‘Şu anda sıkıldığını anlıyorum ve bu duygu pek hoş değil, haklısın. Ama kendi başına yapacak eğlenceli şeyler bulabilirsin. Sen gerçekten yaratıcı bir çocuksun.’ demeyi deneyin. Sıkıldığı ve yapacak bir şeyler bulamadığı anları, tamamen kendi kararlarıyla doldurmasına izin vererek, çocuğunuza önemli bir beceri kazandıracak, zaman yönetimini öğretecek ve sorumluluk vereceksiniz.
5. Ailenizin sıkıntı gidericilerini oluşturun
Oldukça meşgul, yorgun, bitkinken eğlenceli bir fikir bulmak elbette zor olacaktır. Buna en temel çözüm bir aile toplantısı düzenleyip, ‘can sıkıntısı gidericileri’ listesi çıkarmak olabilir. Birlikte yada bireysel olarak yapmaktan keyif alınan aktiviteleri düşünün, yazın ve biriktirin. Bu fikirlerinizi bir kavanoza koyabilir ya da bir tahtaya yazabilirsiniz. Böylelikle çocuğunuz can sıkıntısını hafifletecek bir şey bulamadığında, onu yönlendireceğiniz bir alan oluşur. Ev içi alınması gereken sorumluluklar, yapılması gereken ortak alan işlerini de bu kavanoza dâhil etmenizi öneririm. Böylelikle çocuğunuz hem ev işlerine sorumluluk alarak katılmış, hem de meşguliyet kazanmış olur.
Özetle; çocuğunuzun can sıkıntısı şikâyetlerini sona erdirebilmeniz mümkündür. 5 temel yöntemi uyguladığınızda hem canım sıkılıyor isyanları sona erecek, hem de çocuğunuzun bireyselleşmesine, pratik çözüm bulma becerisine, kendi kendine yetebilme kapasitesine katkı sağlamış olacaksınız.
Paylaş