Paylaş
-İstemediğiniz şeyler için insanlara “hayır” diyebilmeyi başarabiliyor musunuz?
-Eğer başarabiliyorsanız, bunu yaparken kırıcı mısınız, yoksa nazik mi?
-Zorbalarla nasıl baş ediyorsunuz?
Bazı insanlar, sizden, onların istedikleri gibi yaşamanızı talep ederler. İşte bu noktada karakteriniz devreye girer. Özsaygı sınırınızı korurken aynı zamanda olası tartışmalardan da kaçınmanız gerekir.
“Hayır” demek için karşınızdakine kendinizi ifade ederken ilk ve son cümlenizi “ben” diliyle kurarsanız, suçlamak yerine hislerinizden bahsederek, olası çatışmaların önüne geçersiniz. Reddederken nazik olabilmek için karşınızdakine saygı duyduğunuzu gösterin. Konu ne olursa olsun vereceğiniz mesaj şu olmalıdır: Seni anlıyorum, ancak senin de beni anlaman gerekiyor.
İletişimde olduğunuz insanları kaybetmemek adına çok fazla ödün verdiğinizi düşünüyorsanız, zihninizde bir tahterevalli canlandırın. Tahterevallinin bir tarafına kendi taleplerinizi, diğer tarafına karşınızdaki insanın taleplerini koyduğunuzu hayal edin. Eğer bu benzetmeye göre bir dengesizlik olduğuna kanaat getirdiyseniz, karşınızdakinin talebini geri çevirmekte haklı olduğunuzu veya olmadığınızı net şekilde anlamış olursunuz. Kendinize “Denge için gerekli olan ne?” diye sorarak aksiyon aldığınızda, hiçbir zaman suçluluk duymazsınız ve iç dünyanızda daha huzurlu olursunuz.
Sizlere yaşanmış bir örnek sunarak konuyu pekiştirmek isterim. Bir danışanım, tahterevalli benzetmesini kullanarak sorununu nasıl aştığını şöyle anlatmıştı: “En yakın arkadaşımın, eşi ile arasında sorunlar vardı. Baş başa vakit geçirebilmek için hafta sonları, beş ve üç buçuk yaşında olan iki oğullarını bana bırakıp bir yerlere gidiyorlardı. Başlangıçta ona fayda sağlamak adına bunu severek kabul etmiştim. Ancak zamanla alışkanlık haline getirerek her hafta sonu aynı şeyi yapmaya başladı. Hafta içi yoğun şekilde çalışıyorum ve hafta sonu da dinlenemeyince iş yerinde performansım düşmeye başladı. Arkadaşım ise talepleriyle beni bunalttığının farkında bile değildi. Hem onu kırmaktan hem de bir tatsızlık yaşamaktan endişe ettiğim için anlatmaya cesaret edemiyordum. Tahterevalli örneğini zihnimde yarattığım zaman, onu reddetmeyi istemekte ne kadar haklı olduğumu fark ettim ve bir suçluluk duymadan kararımı verdim. Arkadaşıma iş yerinde yaptığım zorlu işlerden bahsettim. Son dönemde performansımın düştüğünü de sözlerime ekleyerek, beni iyice anlamasını sağladım. Son olarak, eğer fırsatım olursa ayda bir gün çocuklarına bakabileceğimi bir öneri olarak sundum. Bunu yaparak ona iyi niyetimi belli etmiş oldum. Bana hak verdi ve o güne kadar göstermiş olduğum özveri için teşekkür etti. Suçlayıcı bir tutumla karşılaşsaydım da tahterevalli benzetmesi sayesinde haklılığımı görerek huzurlu kalacaktım. Aynı zamanda özsaygı sınırımı koruduğum için kendimle gurur duyacaktım.”
İnsanlara “hayır” dediğinizde, size kızmalarından ve onları kaybetmekten endişe ettiğiniz kadar özsaygınızı kaybetmekten de endişe ediyor musunuz?
Kendi ihtiyaçlarınızı dillendirmekten çekiniyorsanız, bencil insanların talepleri karşısında fazla özverili davranıyorsunuzdur. Örneğin, çalışma ortamınızda size diğer insanlardan daha fazla sorumluluk verildiğini düşünelim. Buna rağmen kimse yüklenmiş olduğunuz sorumluluğun farkında olmadıysa ve gün geçtikçe üstüne yenileri ekleniyorsa ne yaparsınız?
Sürekli yakınmak, insanları veya yönetimi eleştirmek yerine “Bu işten nasıl kârlı çıkabilirim?” diye düşünmeniz gerekir. İçinde bulunduğunuz durumu anlatırken “Bunu nasıl görmezsiniz” şeklinde yaklaşırsanız, iyi bir sonuç elde edemezsiniz. Bezginlikle ve yakınarak karşılık verdiğinizde insanların daha çok üzerinize geldiğini görürsünüz. Size saygı duymazlar. İnsanlar, ancak kendinize duyduğunuz saygıyı belli ettiğinizde ve iradenizi, kararlılığınızı ortaya koyduğunuzda sizi anlamaya başlarlar. Hatta bu yönünüze gizli bir hayranlık besleyeceklerdir. Siz duruşunuzu dikleştirdiğinizde diğerleri ego perdesini aralayıp, bunu nasıl başardığınızı bile danışacak hale gelirler.
Sorunları içselleştirip kendiniz için sağlıksız bir duruma sokmaktansa harekete geçerek, insanların zorbalıkları karşısında güçlü durmanız gerekir. Çünkü aksi halde bazı kişiler bu durumu psikolojik taciz durumuna getirebilirler. Art niyetli ve kasten yapılan tüm davranışları tespit edin. Kendi dertlerini anlatmak için sizin sözünüzü bölen insanları da bu kategoride değerlendirebilirsiniz.
Baskı altındayken kabul ettiğiniz işlerden pişman olma ihtimalinizi aklınıza getirerek, talepleri nazikçe öteleyip biraz zaman kazanabilirsiniz. Karşınızdakinin niyetini anlamak için kısa bir süre düşünmenizde ve böylelikle önceliğin kimde olduğunu idrak etmenizde fayda var. Unutmayın ki, kime ne kadar zaman ayıracağınıza sadece siz karar verebilirsiniz.
Doğru iletişimin kapısını açabilirseniz kendinizi, baskıcı insanların taleplerine teslim olmak zorunda hissetmezsiniz. Nezaketinizin sizi zor durumda bırakmasına veya iyi niyetinizin sizi pişmanlığa boğmasına izin vermeyin!
Paylaş