Paylaş
Bir bilgiyi kısa süreli hafızanızda şekillendirebilirseniz, uzun süreli hafızanıza geçer. Şekillendiremedikleriniz ise kısa süreli hafızanızda kalır ve çabucak unutulur. Örneğin; ezber yaparken beyninizin sol tarafı aktiftir, ancak beyninizin sağ tarafını da kullanarak yorumlamadığınız sürece bilgilerin büyük çoğunluğu uçup gider.
Bilgileri adeta düzenli bir kütüphanenin rafında saklayıp, yıllar sonra bile kolayca bulabilmek istiyorsanız, aşağıdaki teknikleri uygulayabilirsiniz.
Görselleştirerek ilişki kurun
İsimleri ve yüzleri hafızanıza almak için görselleştirerek ilişki kurma yöntemini benimseyebilirsiniz. Böylelikle bir süredir görmediğiniz insanlara isimleriyle hitap ederek, onları unutmadığınızı gösterip kalplerini kazanabilirsiniz.
Anlamı olan veya size bir şey anımsatan isimleri kısa bir an zihninizde görselleştirin ve kişinin yüzüyle ilişkilendirin. Yaprak, Eylül, Barış, Yasemin gibi isimlere zihninizde kolayca eşleştirme yapabilirsiniz. Eğer ilişkilendirme yapamadığınızı fark ederseniz, ismi ifade eden şekli kopyalayıp kişinin yüzüne yapıştırdığınızı hayal edebilirsiniz. Örneğin; Uğur isminde biriyle tanıştığınızda, size uğur getiren bir şeyi veya bir uğur böceğini o kişinin yüzüne konarken hayal edebilir, Menekşe ismindeki bir kadını gözlerinden menekşeler çıkıyormuş gibi düşünebilir veya Demir ismindeki birinin yüzünü demirden yapılmış gibi kısa bir an zihninizde canlandırabilirsiniz. Bunları yaptığınızda kişinin yüzünü yıllar sonra bile görseniz mutlaka hatırlarsınız.
Görselleştirerek ilişki kurmak, size ilk başta komik gelebilir veya uzun bir zaman alabileceğini düşünebilirsiniz, fakat saniyeler içinde yapabileceğiniz kadar kolay ve etkin bir tekniktir.
Bildiğiniz bir anlamı olmayan veya görselleştiremediğiniz isimleri aklınızda tutmak için yakınlarınızla, geçmişte tanıdığınız kişilerle veya tanınmış insanlarla ilişkilendirme yapın. Örneğin; Sezen ismini, Sanatçı Sezen Aksu’nun yüzünü aklınıza getirerek bağlantı kurun. Sezen Aksu’nun yüzünü, ismi Sezen olan
kişinin yüzüyle anlık olarak eşleştirin.
Kelime anlamını bilmediğiniz ve herhangi biriyle ilişkilendiremediğiniz bir isimle karşılaştığınızda ise kişiye isminin anlamını sorun ve söylediklerine göre görselleştirme yapın. Eğer sorabilme olanağınız yoksa veya ismin herhangi bir anlamı yoksa kelime olarak zihninizde bir şekil çıkarıp ona benzetmeye çalışın. Örneğin; Rimay isminde biriyle tanıştığınızda, kişinin yüzüne bakarak zihninizde rimel veya yarım ay canlandırabilirsiniz.
Hikâyeleştirin
Kurgulama yeteneğinizin gelişmiş olması gerekmez. Önemli olan basit ve akılda kalır şeyler uydurmanızdır. Diyelim ki en küçük ve en büyük gezegen adlarını aklınızda tutmanız gerekiyor. Kısa bir cümle içinde iki gezegeni de hikâyeleştirerek şu şekilde kullanabilirsiniz: Jüpiter ailemizin en büyük üyesi olarak bize her gece masal anlatır ve ailemizin en küçük üyesi olan Merkür, onu beşiğinde dinleyerek derin uykulara dalar. Böylelikle Jüpüter’in en büyük, Merkür’ün ise en küçük gezegen olduğu aklınızda yer edecektir.
Etken kelimeyi resmedin
Öğrenmeniz gereken konuyu size hatırlatabilecek en etkili kelimeyi belirleyin ve onu resmedin. Örneğin; ertesi gün x firması aranacaksa, bunu hatırlamak için cümle şeklinde ajandanıza yazarsanız, zihninizi rahatlatmış olursunuz ve bilgi kâğıtta kalır. Bilginin kâğıtta değil, hafızanızda kalmasını istiyorsanız; ajandanıza cümlenin tamamını yazmak yerine, anahtar kelimenizi resmedin. Bu örnekte en uygun anahtar kelime telefondur, çünkü yapılması gereken eylemi hatırlatır. Tamamen amatörce bir telefon resmi çizdiğinizde, zihninizde kalıcı hale getirmiş olursunuz.
Karikatürize edin
Sayılarla kelimeler arasında ilişkilendirme yaparak, bilgileri rahatça karikatürize edebilirsiniz. 13 rakamını uğursuz olarak isim yapmasından yola çıkarak uğur böceğine, 2 rakamını kuğuya, 1 rakamını selam duruşundaki bir askere benzeterek bağlantı kurarsanız aklınızda tutmanız gereken rakamlar, uzun süreli hafızınıza aktarılmış olur.
Simgeleştirin
Portakal denildiğinde kimsenin aklına ilk olarak p,o,r,t,a,k,a,l harfleri gelmez. Buradan da anlaşılabileceği gibi bilgi; harfler yoluyla değil, simgeleştirildiğinde hatırlanır hale gelir. Portakal denilince de akla öncelikle rengi veya kokusu yani portakalın kendisi gelir. Aklınızda kalmasını istediğiniz şeyleri zihninizde simgeleştirerek kısa bir an gerçek şekliyle bağlantı kurun.
Somutlaştırın
Soyut kelimeleri somutlaştırarak, zihninizde kodlarsanız unutmazsınız. Örneğin, “özgürlük” kelimesini kırılmış zincirler görseliyle somutlaştırabilirsiniz. “Huzur” kelimesini huzurlu olduğunuz tek bir anı düşünerek kodlamanız da aynı somutlaştırıcı etkiyi kazandıracaktır.
Beyninizin iki tarafını da çalıştırın
Kitap okumak, sudoku çözmek, satranç oynamak, piyano veya kalimba gibi iki elin de kullanıldığı enstrümanlar çalmak; beyninizin hem sağ, hem de sol lobunu çalıştırarak hafızanızı geliştirir.
Yumruğunuzu sıkın
Bir şeyi hatırlamakta güçlük çektiğinizde, yaklaşık 90 saniye kadar sol yumruğunuzu sıkarsanız; beyninizin hatırlama merkezini uyarmış olursunuz. Öğrenmeniz gereken şeyleri aklınızda tutmakta zorlandığınızda ise 90 saniye boyunca sağ yumruğunuzu sıkarsanız; beyninizin hafıza merkezini uyarmış olursunuz.
Tekrarlayarak pekiştirin
Yeni tanıştığınız insanların isimlerini unutmamak için, isim söylendiği an kişinin yüzüne bakarak mümkünse sesli şekilde tekrar edin. Çalıştığınız konuları da en geç ertesi gün tekrar edin, uygulamalı alıştırma yapın veya en azından gözden geçirin. Tekrarlayarak, bilgileri pekiştirir ve hafızanızda kalıcı hale getirmiş olursunuz. Ayrıca gözleriniz kapalı haldeyken, sesli olarak tekrar ettiğiniz konular çok daha kolay hatırlanır.
Öğretmencilik oynayın
Yeni öğrendiğiniz şeylerin aklınızdan uçup gitmesinden endişe ediyorsanız, anlatıcılığınızı konuşturun. Bildiklerinizi diğer insanlarla paylaştığınızda hem daha iyi kavramış olursunuz, hem de zaman içinde insanlara bilgi dağıtan, bilge kişi haline gelirsiniz. Ayrıca anlattığınız kişilerle konu hakkında fikir yürüterek karşılıklı yorum geliştirme imkânınız doğar ve bu da hafızanızı arttırır.
Üç boyutlu mekân algısı yaratın
Üç boyutlu mekân algısı yaratmanız, zihninizde tıpkı tetikleyici bir uyaranla karşılaştığınızda, yıllar önce duyduğunuz bir kokuyu bile hissedebilmeniz kadar etkilidir.
Büyük bir kütüphane hayal edin. Gözlerinizi yumarak birkaç dakika boyunca bu kütüphaneyi üç boyutlu olarak detaylıca düşünün. Ardından oraya gidebilmeniz için bir zihin haritası oluşturun. Bunu hikâyeleştirerek yapın. Diyelim ki bir sabah yatağınızdan kalktınız ve hızlıca giyinip, odanızın kapısını açarak lavaboya gittiniz. Sonra mutfakta kahvaltı yaptınız. Karnınızı doyurunca koridordan geçip portmantodan ayakkabılarınızı aldınız ve giyip sokağa çıktınız. Arabanıza binerek hayal ettiğiniz kütüphaneye ulaştınız. Tam da bu noktada hikâyeleştirdiğiniz yol haritasındaki mekân ve eşyalarla bağlantı kurarak, aklınızda tutmanız gereken şeyleri ilave etmeye çalışın. Konunun mantığının daha iyi anlaşılması için bir alışveriş listesini ele alalım. Listede şunların yazdığını farz edelim: Ekmek, şeker, su, domates, salatalık, hazır çorba, tuz, sıvıyağ ve gazete. Şimdi de kütüphaneye gitmeniz için hikâyeleştirdiğiniz yol haritasındaki mekân ve eşyalara bakalım. Yatak, kapı, lavabo, mutfak, koridor, portmanto, sokak, araba ve kütüphane. Alışveriş listenizin aklınızda kalması için yol haritasının içinde yer alması gerekiyor. O halde yeniden yapılandıralım.
Sabah kalktığınızda yatağınızda ekmek kırıntıları olduğunu gördünüz ve bunun gece uyumadan önce yatağın içindeyken yediğiniz atıştırmalıktan kaynaklandığını düşündünüz. Kapıyı açmak için uzandığınızda kapı kolunun yapış yapış olduğunu fark edip irkildiniz. Yüzünüzü duyduğunuz tiksintiyle beraber hafifçe kırıştırdınız ve o esnada; bir gün önce kolanızın üstünüze dökülerek ellerinize bulaştığını, kapıyı açarak odadan çıktığınızı ama geri dönüp kapı kolunu temizlemediğiniz için şekerli kalmış olduğunu anımsadınız. Kapıdan çıkıp hızlıca lavaboya gittiniz, suyu açıp ellerinizi ve yüzünüzü yıkadınız. Daha sonra mutfağa geçtiğinizde mis gibi domates kokusunu içinize çektiniz ve karnınız doyunca, salatalık gibi uzun ve ince olan koridordan geçerek portmantonun yanına gittiniz. Portmanto evden çıkmak için hazırlık yaptığınız son noktaydı ve bu size hazır gıdalardan hazır çorbayı anımsattı. Sokağa çıktığınızda her yerin karla kaplı olduğunu gördünüz. Yollar olası kazaların önüne geçmek için tuzlanıyordu. Arabanıza ulaştığınızda ayağınız kaydı. Yerde tıpkı sıvıyağa benzer kaygan bir sıvı vardı. Son anda düşmekten kurtuldunuz. Kısa bir süre sonra kütüphaneye vardınız ve ilk işiniz kütüphanenin girişinde duran gazetelerden birini alarak okumak oldu.
Alışveriş listeniz daha uzunsa, daha fazla mekân ve eşya hayal edebilir, sayıları dilediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz. Hatta sadece kütüphaneye giden yol haritanızı değil, hayalinizdeki kütüphanenin içinde dolaştığınızı düşünüp, gördüğünüz rafları ve nesneleri de çalıştığınız konuyla aynı şekilde ilişkilendirebilirsiniz.
Alışveriş listesi yerine uzunca bir metini aklınızda tutmanız gerekiyorsa, önce o metindeki anahtar kelimeleri bularak yani en etkili kelimeleri öne çıkararak, tıpkı alışveriş listesindeki gibi uygulama yapabilirsiniz. Ayrıca zihin kütüphaneniz bir tane olmak zorunda değil. Farklı yol haritalarıyla ulaşabileceğiniz birçok kütüphane inşa edebilirsiniz. İşin sırrı hafızanızı arttırmak için vereceğiniz emek de yatıyor.
Yukarıdaki teknikler ışığında zihninizde bir farkındalık kalkanı dokursunuz; kalıcı olması için kök boyalarla renklendirebilir ya da dakikalar içinde sanki hiç var olmamış gibi yok olup gitmesine izin verebilirsiniz. Bu sizin felsefeniz.
Paylaş