Paylaş
İştah, yiyeceklere karşı duyulan istek olarak tanımlanır. İştah bilinçli bir istek olup daha önce yiyecek ile olan deneyimlerden, besinin görünümünden olumlu veya olumsuz olarak etkilenir. Gelişimsel yönden sağlıklı çocukların neredeyse %20-25’inde iştahsızlık probleminin olduğu görülmektedir. İştahsızlık problemi olan çocuklar tipik olarak açlık hissetmezler. Besin ve yeme ile ilgileri yoktur. Oyunu yemeğe tercih ederler ve bu çocuklarda çoğunlukla büyüme geriliği mevcuttur. Çocuğun yemeği reddetme alışkanlığının altında yatan herhangi bir rahatsızlık yoktur. İştahı etkileyen faktörler arasında; çocuk, aile ve çevre ile ilgili unsurlar yer almaktadır.
Öncelikle iştahsızlığın organik bir nedene bağlı olup olmadığı araştırılmalıdır. Birçok hastalık çocukta iştahsızlığa neden olabilir. Bunun için hekim tarafından iyi bir öykü alınması, tam bir fizik muayene ile bazı temel laboratuvar değerlendirmelerinin (tam kan sayımı, idrar incelemesi, parazit araştırması, kabızlık için karın grafisi vb. yapılması gereklidir. Çocukların çoğunda organik bir neden saptanamaz. Bunun için diyetisyen tarafından üç günlük ayrıntılı beslenme öyküsü alınmalı; besinlerin nasıl hazırlandığı, nasıl verildiği, miktarı, kimin verdiği, televizyon, oyalama, ödül ve cezalandırma gibi beslenme sırasında uygulanan yöntemler de öğrenilmelidir.
• Ailesi tarafından iştahsız olarak algılanan normal çocuk
Yaşına uygun gelişen fakat sıklıkla narin yapılı çocuklar, gıda alımları vücut yapısına ve beslenme gereksinimlerine uygun olmasına rağmen aileleri tarafından iştahsız olarak değerlendirilirler. Aileye temel beslenme kuralları hakkında bilgi verilmelidir.
• Yemekle ilgilenmeyen hareketli çocuk
Bu çocukların iştahı çok azdır, çabuk doyarlar ve yerken dikkatleri kolay dağılır. Bu çocuklar, hareketli ve meraklıdırlar, çevrelerine yemekten daha fazla ilgi gösterirler. Yemek sunumları dikkat çekici olmalı ve öğün aralarında atıştırmalıklara izin verilmemelidir.
• Yemeye çok az ilgi gösteren içine kapanık çocuk
Bu çocuklarda tekdüze duygulanım vardır ve yemeğe karşı ilgileri azdır. İştah kaybı, karşılıklı gülümseme, agulama ve bebek ile bakım veren arasında göz teması gibi paylaşımlar azalmıştır. Ailenin uzmanlarından destek alması sağlanmalıdır.
• Organik hastalıklara bağlı iştahsız çocuk
İştah azalmasının organik nedenleri sistematik olarak dışlanmalıdır. Bazı organik hastalıklarda (çölyak hastalığı gibi) belirti ve bulgular her zaman olmayabilir. Aile iştahı etkileyebilecek rahatsızlıklara karşı bilinçlendirilmeli ve dikkatli olmalıdır.
• İleri derecede yemek seçilmesi
Bazı çocuklar belli bir tada, yapıya, kokuya veya görünüme sahip olan yiyecekleri sürekli olarak reddederler. Yeni gıdalara karşı gösterilen normal direncin ötesinde, daha inatçı bir direnç vardır. Aile çocuğun yaşına uygun besinleri dikkat çekici bir şekilde hazırlayarak küçük porsiyonlarda çocuğa vermelidir.
• Ağlamanın beslenmeye engel olması
Bazı bebekler herhangi bir nedenle ağlamaya başladıklarında sakinleşemezler. Aşırı ağlama beslenmeye engel olurken, ağlamanın açlığa bağlı olduğunu düşünen anne daha sık beslemeye başlar. Bebekleri sakinleştirmek için beslenme loş ışıklı, gürültüsüz sakin bir odada yapılmalı, bebek rahat tutulmalı ve anne bebeği ten teması olacak şekilde emzirmelidir.
• Beslenme korkusu
Beslenme korkusu yaşayan çocuklar beslenmeye, vücutlarını çekerek veya ağızlarını açmayı reddederek direnç gösterirler. Böyle durumlarda çocuk uyumak üzereyken ya da rahatlamışken besinlere alıştırılması iyi bir seçenek olabilir.
• Yeme sorunu olan çocukların yaşıtlarının bulunduğu ortamlarda onlarla birlikte sofraya oturtulmasının yeme miktarını artırdığı gösterilmiştir.
• Besinler çocukların yiyebileceği türden hazırlanmalı, kendi yemek istediğinde özgür bırakılmalı ve bunun için cesaretlendirilmelidir.
• Bir öğündeki besin reddedildiyse farklı bir besin denenmeli, o da reddedilirse yemesi için çocuk zorlanmamalıdır. Reddedilen besin aralıklarla çocuğa tekrar sunulmalıdır.
• Yemek, gerekirse çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli, çocuğa besinlerin yararları oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir.
• Yemek saatleri düzenli olmalı, aralarda iştahını kesebilecek besinler ile ödül olarak şeker veya çikolata gibi tatlı besinler verilmemeli, aile bireylerinin çocuğa karşı tutumu tutarlı olmalıdır.
• Az miktarlarda yiyen çocuklarda sık öğünler oluşturulmalı, gerekli durumlarda öğünün içeriği zenginleştirilmelidir.
• Düzenli uzun süreli aktiviteler iştahı artırırken, yemek öncesi ağır ve yorucu aktiviteler iştahı azaltmaktadır. Buna uygun bir şekilde fiziksel aktivite planı çıkartılabilir.
• Aileye beslenme eğitimi verilmeli ve beslenme eğitiminin önemi vurgulanmalıdır.
Hürriyet Aile Özel
Paylaş