Paylaş
Henüz bilinmeyen ebeveynlikle ilgili bilimsel ve sosyal farklı kaynaklardan bilgi edinilmeye çalışılır. “Anne olduğumda asla böyle yapmayacağım”dan “Bunu kesin uygulayacağım”a uzanan farklı hedefler belirlenir. Çocuk dünyaya geldikten sonra ebeveynler hedeflediklerini gerçekleştiremediklerini deneyimleyip umutsuzluğa kapılabilirler. Davranış karşısında yapılması gereken ile o anda yapmayı uygun buldukları davranışın hangisini sergileyecekleri konusunda tereddüte düşebilirler. Anne babalar yanlış yaptıkları konusunda kendilerini her yargıladıklarında olumsuz bir döngünün içine doğru çekilirler.
Bu noktada ebeveynlerin içine biraz su serpecek birkaç noktaya değinebiliriz:
Sesinizi yükseltmeniz, sinirlenmeniz tüm emeklerinizin boşa gittiği ve çocuğunuza travmatik bir deneyim yaşattığınız anlamına gelmez: İlişkimizde kendimizi kontrol etmekte oldukça zorlandığımız durumlar ortaya çıkabilir. Bazen sert çıkışmanız, sinirlenmeniz çocuğunuzla ilişkinizin onarılamaz hasar aldığını göstermez. Önemli olan bu davranışın süreklilik kazanıp sık tekrarlanmamasıdır.
Otorite yanılgısı: Ya hep ya hiç: Çocuklar özellikle bazı konularda diretme yöntemini yoğun olarak kullanır. Bizler her gün aynı sabır ve özeni gösteremeyebiliriz. Bu durum otorite kurmakta başarısız olduğumuz anlamına gelmez. Mesela iş yerinde olumsuz şartlarla karşılaşmış, yorgun, uykusuz bir annenin çocuğun ısrarları karşısında boyun eğmesi karşılaşılan bir durumdur. Davranışın bunun benzeri durumlarda esnetilmesi, ebeveyni, disiplin sürecindeki başarısızlık duygusu ile baş başa bırakmaktadır. Çocuklar minik bedenlerinden beklenmeyecek kadar yüksek algıya sahiptir. Anne baba veya bakım veren kişinin içinde bulunduğu durumu çoğu zaman söze kalmayacak kadar net anlayabilirler. Sonrasında çocukla yapılacak kendi duygularını açma uygulamaları hem empatik yeteneğin, hem de duygusal ve sosyal yeteneklerin gelişimi açısından katkı sağlar.
Sürecin normal özelliği mi, problem mi?: Anne babalar gelişim sürecinin belirli basamaklarında gözlemlenen farklı davranışlar karşısında dehşete düşüp bir yerlerde yanlış yaptıkları düşüncesine kapılabilirler. Örneğin iki yaş civarında karşılaşılan karşı gelme ve öfke patlamaları aslında sürecin normal gelişim özelliklerindendir. Anne babalar çocuklarını anlayamadıklarını, nerede hata yaptıklarını sorgulayabilirler. Bu noktada davranışın sebebinin, farklı bir tablo oluşmadığı sürece, normal gelişim sürecinden kaynaklandığı ebeveynlere anlatılmalıdır.
Her sorunun cevabını bilmek zorunda değilsiniz: Çocuğunuza karşı dürüst olmak ilişkinizin temel yapıtaşlarındandır. Cevabını bilmediğiniz ya da cevaplandırmakta zorlandığınız bir soruyla karşılaştığınızda “Bilmiyorum ama ben de merak ettim, öğrenmeye çalışacağım ve seninle paylaşacağım” ya da “Bilmiyorum ama istersen birlikte araştırabiliriz” şeklinde yanıt verebilirsiniz. Bu karşılık sizi bilgisiz ya da yetersiz ebeveyn yapmaz.
Her anne baba sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmek ister ancak mükemmel ebeveyn olma arzusu belki de çocuk yetiştirmede yapılabilecek en büyük yanlıştır. Gerçek dışı bir beklenti ile büyütülmeye çalışılan çocuğun da hayatında mükemmeli yakalama telaşı içine gireceği öngörülebilir. Aslında mükemmel anne baba olmaya çalışırken, farkında olmadan, çocuğu da bir yanılsamanın ortasına atıyoruz. Hayatın engebeli ilerleyişi içinde standartlara bağlanan bir geleceğin tohumlarını ekiyoruz. Her hata yaptığımızda çocuklarımızın hafızasına geri dönüşü olamayacak travmatik deneyimler eklemiyoruz. Anne baba olarak çocuklarımızla büyürken, gelişim ve dönüşümün her zaman mümkün olduğunu da öğretiyoruz. İnsanların, hayatın her zaman bizim istediğimiz ve beklediğimiz gibi ilerleyemeyebileceğinin, kontrolümüz dışında oluşabilen faktörlerin farkındalığını veriyoruz. Ebeveynlikle ilgili yargılarımızı, beklentilerimizi bir tarafa bıraktığımızda sürecin tadına varabiliyoruz.
Paylaş