Paylaş
Hareketsiz yaşama bağlı olarak gelişen obezite ve buna eşlik eden diyabet, artan kanser olguları, kalp damar sistemindeki çeşitli problemler ve daha birçok rahatsızlık bizleri beslenme konusunda daha dikkatli ve duyarlı davranmaya sevk ediyor. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, günlük yaşamı yoğun olarak etkilemediği sürece patolojik olarak değerlendirilmezler. Ancak kişi yemek ile aşırı uğraşır hale gelir, günlük hayatında olumsuzluklar ortaya çıkmaya başlar ve bu durum uzun sürerse yeme bozukluklarının varlığından bahsedebiliriz.
Ortoreksiya nervoza, sağlıklı beslenme düşüncesinin aşırılık ve kaygı düzeyine geçip normal hayata müdahalede edecek kadar takıntı boyutuna taşınması durumudur. Daha çok bilinen iki yeme bozukluğu anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza ile benzerlikler taşımaktadır. Ancak anoreksiya ve bulimiyada yiyeceğin miktarı ön plandayken ortoreksiya nervozada kişi besinin kalitesine odaklanır. Bu anlamda ortoreksiya nervoza saf besin tüketme obsesyonu olarak nitelendirilebilir. Bu kişiler obsesif kompulsif bozukluğu olan bireyler gibi zamanlarının çoğunu katı kurallar, düşünce ve davranış boyutunda kısırdöngüye girmiş aşırı uğraş ile geçirirler. Dikkatin ve enerjinin besinlere odaklanmış olması zamanla kişinin sosyal işlevlerine de zarar verebilir. Daha uç sınırlardaki ortoreksiya nervoza hastaları saf olmadığını düşündükleri besinleri tüketmek yerine kendilerini aç bırakmayı tercih edebilirler. Böyle durumlarda kısıtlanan besin alımından dolayı yetersiz beslenmeye bağlı sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Çoğumuz günlük beslenme düzenimizin dışına çıktığımızda, abur cubur tükettiğimizde ya da herhangi bir besini fazla yediğimizde kötü hissedebiliriz. Bu his genellikle geçicidir. Öte yandan ortoreksiya nervoza hastalarının durum karşısındaki suçluluk duyguları abartılıdır. Kendinden iğrenme ya hep ya hiç düşünme tarzı, depresyon, sağlığını kaybedeceği üzerindeki obsesyonlar yoğun olarak gözlemlenir. Kötü olarak nitelendirdikleri besinleri yemek onlar için kontrolü sağlayamamış olmanın bir göstergesidir. Bozulan disiplini tekrar kurmak için daha çok besin kısıtlamasına yönelebilirler. Arınmak ya da kendilerini cezalandırmak amaçlı aşırı egzersiz yapabilirler.
Sağlıklı ve kaliteli beslenmenin bedenimiz ve yaşamımız üzerindeki etkisinin farkında olarak hepimiz elimizden geldiğince dengeli beslenmeye çalışıyoruz. Eğer beslenme davranışı ve bu davranışı destekler nitelikteki aktiviteler düşüncelerinizi yoğun olarak işgal ediyorsa, yemek günlük hayatınızın en önemli parçası haline geldiyse, yediğiniz bir şeyden sonra yoğun ve uzun süreli pişmanlık duyuyorsanız, bedeninizi ve yaşamınızı kontrol edebilmenin yoğun kaygısı içerisindeyseniz, sağlığınızla ilgili abartılı endişeler yaşıyorsanız, yemekle yoğun uğraşı sonucu yorulan zihniniz sosyal ortamlara ayak uydurmakta zorlanıyorsa destek almanız yaşam kalitenizi arttırmak adına bir adım olacaktır.
Paylaş