Paylaş
Yüzyıllardır istenmeyen kılların yok edilmesi özellikle kadınlar için büyük bir önem teşkil eder. Çeşitli genetik, etnik ve kültürel faktörler, kıl epilasyon yöntemlerinin sürekli gelişimini teşvik etmiştir. Kıllardan kurtulmak için geleneksel yöntemlerin (ağda, cımbız, ip vb.) yanı sıra kimyasal (tüy dökücü kremler) ve mekanik (depilatör cihazlar) yöntemler kullanılmıştır. Ardından iğne epilasyon ile kıllar elektriksel akım aracılığıyla yok edilmiş, son yıllarda ise en ileri teknoloji lazer epilasyon yöntemleri geliştirilmiştir.
Prensip olarak tüm lazer sistemleri aynı mekanizmayı kullanarak etki ederler. Ancak enerji, atım süreleri ve frekansları değişebilir. Örneğin daha düşük enerji - daha yüksek frekans kullanarak atım yapan lazerler halk arasında ‘ütüleme yöntemi’ olarak bilinir. Geniş alana sahip lazer epilasyon uygulamalarında sık tercih edilen bir yöntemdir.
İğne epilasyonda rengi ve kalınlığı fark etmeksizin tek tek kılların köküne girilir ve elektrik akımı ile kök tahrip edilir. Böylece yeni kıl çıkışı engellenir. Bu yöntem ile sarı, beyaz renkli kıllar, ince, ayva tüyleri dahil tüm kıllara uygulama yapılabilir. Ancak yapan kişinin iyi bir uygulayıcı olması, iz bırakmadan uygulaması önemli bir faktördür.
Yoğunlaştırılmış ışık kaynağı olan lazer, oluşan enerjisini kıl köklerinde bulunan kahve renkli bir pigment olan melanine verir ve ısı enerjisine dönüştürür. Böylece kıl köklerinde harabiyet yapar, köklerden tekrar kıl oluşumunu engeller.
En uygun hasta açık ten rengine sahip koyu kahve ya da siyah renkli, kalın kıllı hastalardır. Hormonal gelişimini tamamlamış (genellikle 18 yaşından itibaren), gebe olmayan kadınlarda güvenle uygulanabilir. Uygulama esnasında hastanın bronz tenli olmaması gerekir. Ayrıca kahve renkli benler üzerine lazer atışı yapılmamalıdır.
Hangi tip lazer ile uygulama yapılacağına kişinin kendisinin karar vermesi mümkün değildir. Bu durumda yapılması gereken, uzman dermatolog hekime giderek lazer epilasyon için uygun olup olmadığının belirlenmesi ve işlemin hekim kontrolünde yaptırılması gereklidir.
Literatüre göre %80-85 oranlarında kıl epilasyonu başarı olarak kabul edilmektedir. Ancak yukarıda belirlenen kriterlere göre uygulama yapılması ile oranlar %100’e yakın olmaktadır. Altta yatan hormonal bozukluğu olanlarda bu oranların elde edilmesi zordur. Bu nedenle uygulamaya cevap vermeyen hastalarda hekimin ileri tetkik yaptırarak nedenlerini araştırması uygun olacaktır.
Paylaş