Paylaş
Bu yeni dönemde çocuklarımızdan bazıları anaokuluna başladı, ilk kez ebeveynlerinden ayrıldılar. Duygusal olarak daha kaygılı bir dönem yaşayabilirler.
Bazıları da 1. Sınıf olarak yollarına devam ediyorlar. Her iki yeni dönem içinde çocuklarımızın çevresinde bambaşka çocuklarla donanmış durumda olacak. Bir yandan kendi kaygıları ile uğraşırken bir yandan da yeni arkadaşları ile iletişim kurmaya başlayacaklar.
İşte burada ilk iş ebeveynlere düşüyor. Okulda tanıştıkları yeni arkadaşlarında farklılıklar olabilir. Bu farklılıklara saygı ile yaklaşmaları ebeveynlerinin tutumları ile çok ilgili. Bu konuda ben neler yapabilirim diye düşünürken yeni öğrendiğim bir hastalıktan bahsetmek istiyorum. DMD’li çocuklarımız.
Bilinen bütün kas hastalıkları içerisinde en sık gözleneni, DMD olarak kısaltılan Duchenne Musküler Distrofi hastalığı olup distrofin genindeki bozukluk nedeniyle ortaya çıkan kas erimesi hastalığıdır. Kas fonksiyonu için gerekli temel protein olan distrofinin eksikliği sonucu kaslar giderek zayıflar. 2-5 yaş arasında genellikle erkek çocuklarında ortaya çıkan ilerleyici kas yıkımı ve zayıflığına neden olan genetik bir hastalıktır.
Demek ki çocuklarımızın ilk karşılaşacağı yer anaokulu sınıfları olacak.
İkinci olarak da öğretmenlerimize çok iş düşüyor. Bu farklılıklara çocukların nasıl yaklaşacağı konusunda bilinçlendirmek, kendi yaklaşımı ile rol model olması gerekiyor.
DMD’li çocuklarımızın ince motor becerisini gerektiren aktiviteleri gerçekleştirmekte zorlanabilirler. Yani, kalem tutmak, makas kullanmak gibi aktiviteleri yaparken yavaş kalabilir veya hiç yapamayabilirler. İşte bu noktada yumuşak bir dille rencide etmeden, kırmadan, dalga geçmeden, kendilerini kötü hissetmelerine neden olmayacak bir şekilde konuşarak farklı aktivitelerle oyunları zenginleştirebilirler.
Düzenli aralıklarla sınıftaki tüm çocuklara farklılıklara kabul ve saygı ile yaklaşmaları, asla ötekileştirmemeleri ve yardımcı olmaları konusunda bilinçlendirmeleri çok önemli. Çünkü bir zaman sonra çocuklar için öğretmenlerinin dedikleri çok daha önemli olmaya başlıyor.
Okul dönemi çocukları sosyal öğrenme ile rol model alarak öğrenmekteler. Bunu fırsata çevirmek ve olumlu davranışı örnek olarak öğretmek, öğrenmeyi kalıcı hale getirecektir.
Özellikle kalabalık sınıflarla ilgilenen öğretmenlerimizin çocuklarla tek tek ilgilenmesi bazen zor olabilir. Bu nokta da ebeveynlerinde öğretmenlerle iş birliği içinde olması çocuklarımızın faydasına olacaktır. Çocukları ile ilgili özel gereksinimleri öğretmenleri iletebilir, rehber öğretmenlere aktarabilir ve okul yönetimi ile iş birliği içinde olabilirler.
DMD hastalığını detaylı araştırdığımda bu çocukların çok az bir kısmında zihinsel gelişim ile ilgili probleme rastlansa da DMD kas hastası çocukların çoğunluğunda normal IQ yada yüksek IQ skorları görülmekteymiş. Durum böyle olunca da fiziksel yetersizlikleri yüzünden olumsuz bir iletişim diline maruz kalmak, dışlanmak, ötekileştirilmek çocuğun kendini kötü hissetmesine ve okuldan soğumasına neden olacaktır.
Okul hayatı bazı çocuklar için çok güzel başlar ve güzel devam ederken, bazı çocuklar için ıstırap olmasın.
Eşit imkanlarla okumak her çocuğun hakkı.
Unutmayalım ki çocuklarımız bizim geleceğimiz. Geleceğimize sahip çıkalım.
Paylaş