Büşra Totan
Büşra Totan
Büşra Totan

Ketojenik diyetlerde amaç zayıflama değil!

1-2 hafta gibi bir sürede iştahı kapatıyor ama…

Haberin Devamı

“Protein içeriği yüksek, karbonhidrattan fakir olan diyetler ketojenik diyet sınıfına girer” diyen Diyetisyen Büşra Totan, ketojenik diyetlerin zayıflama amaçı olmadığını belirterek bu diyetler hakkında önemli bilgiler verdi.

Ketojenik diyetler zayıflama amaçlı değil, çocuklarda epilepsi nöbetlerin sıklığı ve yoğunluğunu azaltmak için geliştirilmiştir.

Her gün farklı bir isimle yeni bir diyet moda olmakta, her yeni çıkan moda diyet ise; bilinçsiz bir şekilde uygulandıkça pek çok sağlık sorununa yol açmaktadır. ‘Diyet’ denince akla ilk gelen zayıflama. Öncelikle bu yanlışı düzeltmek gerekir. Diyet; kişinin sağlık durumu, beslenme düzeni, sosyal ve psikolojik hali, fiziksel aktivite düzeyi gibi pek çok faktör göz önüne alınarak planlanan kişiye özel bir beslenme düzenidir. Bugün Ketojenik diyet, diyetle alınan karbonhidrat miktarının aşırı kısıtlanması (‘50 gr/gün’den daha az) ile kanda keton cisimciklerinin artmasına (ketozis) neden olan diyetlerdir. Keton cisimcikleri; beynin ihtiyaç duyduğu glikozun yeterince alınamadığı durumlarda yağdan enerji edilmesi esnasında üretilen öğelerdir. Ketojenik diyetler, besin öğeleri yönünden dengesiz olmaları ve önemli sağlık sorunları oluşturabilmeleri nedeniyle şişmanlığın tedavisinde kullanılmaları önerilmemektedir.

İlaca dirençli pediatrik epilepsi hastalarında; hastalığın bulguları ve atak sıklığına göre tedaviye cevap verebileceği düşünülen grupta %70 oranında yağ içeren ve karbonhidrat oranı %10’larda olan ketojenik diyetler ile atak sıklığının azaldığı görülmektedir. Ketojenik diyette sadece besinler yoktur. Besinlerin yanı sıra; formula, mama ve suplementler kullanarak hastalığa uygun bir rejim oluşturulur.

2 haftada kilo kaybı ve iştah azalması sağlıyor

Ketojenik diyetlerin zayıflama amaçlı uzun süre kullanılması ise pek çok sağlık sorununa yol açabilir. 1-2 haftalık sürelerde ağırlık kaybı, iştahta azalma sağlasa da verilen kilonun çok büyük bir bölümü kas ve su dokusundan olur. Diyet bırakıldığında ise hızla kilo artışı yaşanmaktadır.

Karbonhidrat miktarının aşırı kısıtlandığı, protein ve yağ miktarı yüksek olduğu bu diyetler ile sağlıklı düşük kalorili diyetler kıyaslandığında; sağlıklı diyetle yağ kaybı daha fazla olurken, ketojenik diyetle su kaybı daha fazla olmuştur.

Ketojenik diyetler; vitamin ve mineral açısından gereksinmeyi karşılamazken, protein yükünü artırması, doymuş yağ oranın yüksek olması, posa içeriğinin de düşük olması nedeniyle sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni değildir.

Ketojenik diyetlerin uzun dönem zayıflama amaçlı uygulandığında yol açtığı sağlık sorunları 7 başlıkta toplanabilir;

  • Sıvı - elektrolit dengesinde bozukluk (kalsiyum ve sodyum atımı artar)
  • Bilinç bozukluğu
  • Hiperürisemi (kanda aşırı ürik asit veya ürat bulunması)
  • Hiperlipidemi; koroner kalp hastalığı riski artar
  • Kardiyak aritmiler (ölüm riski artar)
  • Miyokard atrofisi
  • Kalsiyum atımını arttırması nedeniyle osteoporoz riski yükselir.

Bugün epilepsi hastaları ve belli hastalık gruplarında tedaviye ek olarak ketojenik diyetlerin fayda gösterdiği görülmektedir. Ancak obezite tedavisinde bu tarz diyetler önerilmemektedir. Zayıflama amaçlı proteinden zengin, karbonhidrattan fakir diyetlerin uygulanması gelecekteki sağlığımızı tehlikeye atabilir.