Paylaş
Aslında çoğu zaman bunlar ağzımızdan istemeden çıkar. Ancak iyi niyetli de olsa bir başkasıyla karşılaştırılmak ve onun kadar iyi olmadığı için eleştirilmek hiç kimseye iyi gelmez. Özellikle de çocuklar için bu durum son derece moral bozucudur. Bu tarz eleştiriler çocukların daha iyi davranmasını teşvik etmediği gibi daha kötü hissetmelerine de sebep olur.
Çocuklarının hatalarını fark etmelerine yardımcı olmak tabi ki her ebeveynin isteğidir fakat bunu başka çocukların davranışlarını övüp, kendi çocuğumuzunkini eleştirerek yapmak pek olumlu sonuçlar vermez. Çünkü her çocuk tek, özel ve eşsizdir. Gelişimi, kişilik özellikleri, istekleri, ilgi alanları kendisine özeldir. Özellikle de günümüzde rekabetin hem okulda hem sosyal hayatta hem sosyal medyada bu kadar yoğun yaşandığı dönemde çocuklarımıza kimin, neyi iyi yaptığını değil; kendini iyi tanımayı, kendini geliştirmeyi öğretmek çok daha büyük önem taşır. Aslında çocuklara öğretilmesi gereken her gün kendisini geliştirerek bir adım daha ilerlemesinin önemli olduğudur.
Çocukları başka çocuklarla karşılaştırmanın pek çok olumsuz sonucu vardır:
Yetişkinler olarak bize de sürekli bir işi, bir başkası kadar iyi yapamadığımız söylenip durulsa, biz de o işi yapmakta giderek isteksizleşiriz. Zaten asla onlar kadar iyi olamayacağımız hissi, bizim kendimize, yeteneklerimize olan güvenimizi azaltır. Bir süre sonra denemekten bile vazgeçebiliriz.
Aynı şekilde çocuklarımıza da başka çocukların kendilerinden daha iyi, daha başarılı olduklarını, kendilerinden diğer çocuklar gibi olmalarını beklediğimizi söylemek, çocuğumuzda yetersizlik hissi oluşturur ve kendisine olan güvenini zedeler. Bu yüzden ebeveynler olarak bizler çocuğumuza karşı olabildiğince cesaretlendirici olmalıyız. Başarılı olamasa da çabasını takdir etmeli, eksikliklerini tamamlayarak daha iyisini yapması için ona destek olmalıyız. Kendisinden daha iyi olanları değil, kendisinin daha iyi yapmaya başladığı şeyleri ona sık sık hatırlatmalıyız.
Çocuğumuzu sürekli bir modelle kıyaslamak, çocuğumuzda kıskançlık duygularının gelişmesine sebep olur. Bu bir komşu çocuğu, kardeş, sınıf arkadaşı, kuzen olabilir. Model kim olursa olsun, karşılaştırma çocuğumuzu olumsuz etkiler ve o modele karşı kıskançlık hissetmesine neden olur. Kıskançlık, sağlıksız bir duygudur ve özelikle ebeveynler tarafından beslenmemesi gerekir. Üstelik kıskançlık ileride yerini nefret ve hatta saldırganlığa bırakabilir.
Anne-babalarının sözleri, çocuklar üzerinde oldukça etkilidir. Anne-babalarından olumlu sözler duymak, onlar tarafından onaylanmak motive edici olduğu gibi, olumsuz eleştiriler de çocuklar üzerinde baskı oluşturucu olabilir. Eğer çocuğunuzu motive etmek amacıyla sürekli kendisinden daha iyi olanları örnek gösterirseniz, sizin onun için kaygılandığınızı ve onun iyiliği için iyi örnekleri saydığınızı değil; sizin onu desteklemediğinizi, onun yanında olmadığınızı, başkalarının iyi taraflarını görüp kendisini takdir etmediğinizi düşünebilir. Bu yüzden çocukları motive etmeye çalışırken sözlerimizin çocuklarımız üzerinde ne kadar etkili olduğunu unutmamak gerekir.
Eğer bir çocuk çizdiği harika resimler hakkında takdir edilmeksizin, sürekli akademik başarısının düşüklüğü hakkında eleştirilir ve başka çocuklarla kıyaslanırsa çocuk resim yeteneğinin önemsiz olduğunu düşünerek bu konuda çaba harcamayı bırakabilir. Ailesi tarafından daha ön planda olan dersleri için çabalarken, resim yeteneği gelişme imkânı bulamayabilir. Her çocuk farklıdır, her çocuğun kişisel yetenekleri mutlaka fark edilmeli ve aile tarafından önemsiz diye görmezden gelinmemelidir.
Sürekli eleştirilen ve karşılaştırmalara maruz kalan çocuklar giderek mutsuzlaşır. Anne-babalarını ya da başkalarını memnun edebilmeye odaklanır, sürekli onaylanma ihtiyacı hissederler. Bu da uzun vadede kendini başkalarının kriterlerine göre değerlendiren, objektif olamayan ve kendini değersiz hisseden bir insan haline gelmelerine sebep olur. Bu da yetişkinlikte stresle baş etmede güçlük ve stres sebepli sorunlar yaşamasına sebep olabilir.
Özetle, çocuklarımızı başka çocuklarla karşılaştırarak motive etmeye çalışmak onlar için eğitici değil, yıpratıcıdır. Onların başka çocukların başarıları gibi modellere göre değil, kendilerine özgü yeteneklerine, becerilerine göre gelişmelerini desteklemek çok daha olumlu sonuçlar almanıza yardımcı olur.
Paylaş