Paylaş
Obezite en basit fiziksel hareketlerin bile yapılmasına engel olarak, kişinin yaşam kalitesinin düşmesine ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açan ciddi bir sağlık sorunudur. Obezite hastaları tip-2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, reflü hastalığı, kalp hastalığı başta olmak üzere çok sayıda hastalığın risk grubu içindedir. Obezite teşhisi vücut kitle indeksi hesaplaması ile yapılır. Vücut kitle indeksi kişinin kilosu ile boyunun oranına göre hesaplanır. Bu hesaplamaya göre kişinin vücut kitle indeks değeri 40’ın üzerinde olan kişilere obezite teşhisi konur. Genel olarak vücut ağırlığı 100 kilonun üstünde olanlar obezite riski taşır.
Obezite cerrahi ve cerrahi olmayan teknikler ile tedavi edilebilir. Diyet ya da egzersiz gibi cerrahi olmayan teknikler ile kilo verme tedavinin ilk aşamasıdır. Eğer bu tedavilerle kilo verilemiyor ve beraberinde sağlık sorunları da yaşanıyorsa obezite cerrahisine başvurulabilir. Bariyatrik cerrahi olarak adlandırılan obezite tedavisinde uygulanan birçok yöntem vardır. Obezite tedavisi ile mide hacminin küçültülmesi sağlanır. Örneğin; ‘sleeve gastrektomi’ denilen tüp mide ameliyatı ile midenin %75’i alınır. Böylece midenin hacmi küçültülerek kişinin çabuk doyması sağlanır. İlk birkaç ay hızlı, daha sonra daha düşük hızda kilo verme sağlanır. İki yıl boyunca toplamda fazla kiloların %50 ile %80 arasında verilmesi sağlanır.
Tüp mide ameliyatı, kapalı teknik ile gerçekleştirilen bir ameliyattır. Bir iki dikişlik ufak bir kesiden içeri girilerek gerçekleştirilen ağrısız sızısız, iyileşme süreci kısa olan bir operasyondur. Tüp mide ameliyatı öncesinde hastaya ayrıntılı muayene, endoskopi, ultrasonagrafi, kan tahlilleri ve metabolik değerlendirme testleri yapılır. Tüp mide ameliyatı sonrası ilk bir yıl içinde %50 kilo kaybı sağlanabilir. Ameliyatın ardından yaklaşık iki yıl boyunca kilo kaybı devam eder. Tüp mide ameliyatı sonrası hipertansiyon ve tip-2 diyabet gibi hastalıklarda da iyileşme görülür.
Paylaş